Mesajı Okuyun
Old 06-04-2007, 23:42   #8
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Girişte alınan doktor raporunda hiç bir darp izi olmamasına rağmen, tir tir titreyen ve altını ıslatan adamlar biliyorum.. Hiç bir önlem tek başına yeterli değildir. Hele anlayış farklı ise önlemleri delmenin değişik yolları bulunabilir. İyiniyetle görev yapan kolluk güçleri için bu önlemlere hiç gerek de olmayabilir.

Harici etkenlerden gelecek baskıyı biz önleriz demiyorum. Ortada böyle bir şüphe var ve olayın perde arkasında bir azmettirici veya hatırlı abinin suçunun üstlenilmesi gibi bir durum varsa bu da araştırılmalı diyorum..

İfade kimin huzurunda ve nasıl bir kamera karşısında alınırsa alınsın, delil olarak önem derecesi en sonda gelen delillerden biri olarak değerlendirilmesi gerekir diyorum. Yani mevcut sistemin tam tersine çevrilmesinden alışkanlıkların yıkılmasından bahsediyorum. Benim iddiam şudur ki yakalandığı andan itibaren konuşan şüpheli APTALDIR. Ceza mahkemelerinden rasgele 100 dosya seçelim. 90'ında somut delillerle kurgulanmış ve okuyanı "Bu ceza yerinde olmuş, bu adamın bu suçu işlediğine hiç şüphe yok" diyemeyiz. Şüpheli bir şey anlatayım derken saçmalar. ifade ifadeyi kovaladıkça cümle değişe değişe "ben yaptım" a kadar gelir. Kameranın önemini şurada kabul ederim. EN azından adamın ne dediği veya ne demek istediği sesli olarak da duyulabilirse, istemeyerek de olsa çarpıtılıp saçmalaşmasının önüne geçilebilir.

Şüpheli yakalandığı anda hakları kendisine hatırlatılır. "Susma, avukat isteme, delil bildirme, delillerin toplanmasını isteme...vs. " Bu aşamada şüpheli konuşmamalıdır. Avukat isteyip istememesinin bir önemi yoktur. Hele zorunlu müdafilik gerektiren bir suçsa tuttuğunuz tutanak hiçbir biçimde hükme esas alınamaz. İfadenin alınma usülleri Yakalama, Gözaltına alma ve ifade alma yönetmeliğinde yazar. "Şüpheli" statüsünde olan kişiyle yapılan ön görüşme, "Mülakat Tutanağı" "Bilgi alma Tutanağı" gibi başlıklar da atılsa özünde "ifadedir" ve anılan yönetmeliğe aykırıdır. Bu bir insan hakları ihlalidir. Şüpheli Avukat gelmeden önce bize şunu dedi diye tutanak tutmak, tekrar ediyorum ağır bir insan hakları ihlalidir. Dediğim gibi ideal olan, insan haklarının yaşandığı bir ceza hukuku sisteminden bahsedebilmemiz için şüphelinin ifadesini bir delil elde etme vasıtası olarak görmemekten geçtiğinin anlaşılması gerekir. Sanığın ifadesinin değişmesi bu kadar yadırganacak bir şey değildir. Tanığın, kamu görevi ifa etmesi nedeniyle yalan söylemesi suç olsa da, şüpheli veya sanık için böyle bir şey söz konusu değildir. Sanık savunmasını dilediği gibi yapacak, iddia makamları da bu iddiayı somut delillerle çürüteceklerdir. Bu nedenle yalan söyleyerek batmasındansa hiç ifade vermemenin daha evla olduğu görüşüyle tekrar ediyorum. İfade veren şüpheli APTALDIR.

Kameraların görmediği açı derken karakoldaki açıdan bahsetmiyorum. Vurgulamak istediğim, olay anında yaşananları olayın sonrasında sanki olay yerindeymişiz gibi izleyebilmemizi sağlayan somut delillerle örülü bir soruşturma dosyasını kastediyorum.

Son olarak son paragraf için ilk cümlemi tekrar ediyorum. İstediğiniz kamerayı koyun, anlayış değişmedikçe altını ıslatan şüpheliler görmeye devam ederiz. Tüm bu anlatımlarımdan tüm kolluk görevlilerini suçladığım gibi bir düşünceye kapılınmamasını dilerim. Görevini iyiniyetle yapan kolluk görevlilerini tenzih ederim. Ben 2007 yılı Türkiyesinde baskı görmüş şüpheli gördüm. Tıpkı 2006 2005 ve daha önceki yıllarda olduğu gibi.. (Çok üzgünüm ama gerçek...)