Mesajı Okuyun
Old 05-03-2008, 11:04   #9
ümit erdem

 
Mutsuz Taslak hk. HAYAD Görüşü

HAYAD Hasta ve Hasta Yakını Hakları Derneği'nin
Yönetmelik Taslağı Hakkındaki Görüşü...

www.hayad.org.tr



27 Haziran 2007




Sayın Mehmet Kaymakçı,
Hasta Hakları Şube Müdür V.


Konu :Bilgilendirilmiş Rıza Yönetmeliği Taslağı



Öncelikle; Sağlık Bakanlığı’nın önemli ve hassas bir konu ile ilgili Taslak Yönetmelik hazırlamasını; daha da önemlisi, konu ile ilgili olarak Hasta ve Hasta Yakını Hakları Derneği’nin görüşüne başvurmasını ve işbirliği yapmasını takdirle karşılamakta ve olumlu bulmaktayız.

Aynı olumlu düşünce ve duyguları ise, okuduğumuz ve incelediğimiz Taslak Yönetmelik hakkında ifade edebilmemiz mümkün bulunmamaktadır.

HAYAD Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Ümit Erdem’in Taslak Yönetmelik hakkında hazırladığı DEĞERLENDİRMELER, “Dernek Görüşü” olarak eklice ilginize, bilginize ve değerlendirmenize sunulmaktadır.

Görüleceği üzere; söz konusu Taslak Yönetmelik’in “Hasta Hakları” ile hiçbir biçimde bağdaşmadığını ve mevcut Sağlık Sistemi’ne açık ve ağır zarar vere(bile)ceğini düşünmekteyiz.

Oluşturulacak ortak bir Komisyon ile konu ile ilgili Yönetmelik’in çerçevesinin ve içeriğinin Sağlık Bakanlığı, ilgili tüm Muhataplar ve Taraflar ile birlikte oluşturulabileceğine dair niyetimizi ve önerimizi (HAYAD) “Dernek” olarak bildirmemiz gerektiği düşüncesindeyiz.

İşbirliğinin devamını diler, çalışmalarınızda başarılar dileriz.


Hasta ve Hasta Yakını Hakları Derneği adına
Leyla Ezgi
HAYAD Y.K. Başkanı

/*/




26 Haziran 2007




Sayın Leyla Ezgi,


Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan “Bilgilendirilmiş Rıza Yönetmeliği Taslağı” ile ilgili düşüncelerimi ve eleştirilerimi bildirir Değerlendirme Raporu’nu bilgilerinize sunarım.


GENEL DEĞERLENDİRME

1. Öncelikle; Yönetmelik Taslağı’nın ismine itirazım bulunmaktadır.

“Informed Consent” teriminin Türkçe karşılığı “Aydınlatılmış Onam” olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bilindiği ve/veya bilinmesi gerektiği üzere; “Aydınlatılmış Onam”, Hasta’nın kendisine yapılacak işlemleri onayladığını belirten imzasının alınmasından (çok) farklıdır.

“Onam”; alın(a)maz, verilir; “pasif” değil “aktif” bir eylemdir, bir iletişim sürecidir.

Taslak Yönetmelik ise; konuya “bir kâğıt parçası” mantığı ile yaklaşarak, “Hasta Hakları” kavramı ve uygulaması ile ilgili önemli bir fırsatı kaçırmaktadır.

Bu nedenlerle de; öncelikle Yönetmelik isminin “Bilgilendirilmiş Rıza” yerine “Aydınlatılmış Onam” olarak değiştirilmesi önerilmelidir.

Sağlık Bakanlığı ve bazı İl Sağlık Müdürlüğü web sayfalarında, Bakanlık tarafından düzenlenen ve yayınlanan bazı Genelge ve Tebliğler’de de “Aydınlatılmış Onam” tanımının kullanıldığı da bilinmektedir.

Ayrıca belirtmekte fayda vardır ki; Taslak Yönetmelik içerisinde “Onam” kelimesi (2) ayrı kez kullanılmaktadır.




2. Bilindiği üzere; T.C. Anayasası’nın 17., Medeni Kanun’un 24.-25., 1219 Sayılı Kanun’un 70., Hasta Hakları Yönetmeliği’nin 24.-25.-26.-28. Maddeleri ile TTB Hekimlik Meslek Etiği Kuralları’nın 26. Maddesi, TTB Disiplin Yönetmeliği’nin 4-s Maddesi uyarınca, hastanın aydınlatılmış onamının alınması yasal zorunluluktur.

Taslak Yönetmelik’i, mevcut söz konusu yasal düzenlemeler göz ardı edilerek ve/veya bilinmeyerek hazırlanan bir “derleme” Metin olarak değerlendirmek mümkün, uygun ve yerinde olacaktır.

Taslak Yönetmelik ve İçeriği, temel “tıp” ve “hukuk” bilim ve bilgisinden başka “dil bilgisi” eksikliğini ve yoksunluğunu da gözler önüne sermektedir.

Gerçekten de; Taslak Yönetmelik, “Aydınlatılmış Onam” ile ilgili işlemlerin nasıl yürütüleceğini belirlemek yerine, sağlık hizmetlerinin sunumunda ciddi sıkıntılar doğurabilecek, sistemin tıkanmasına yol açabilecek nitelikte bir düzenle(ME)medir.

Bir başka açıdan değerlendirildiğinde; mevcut Taslak Yönetmelik; (a) her bir Bölüm’ünün birbirinden habersiz/farklı Kişiler tarafından yazılarak sonradan birleştirildiği ya da (b) beceriksiz denilemese de acemice yapılan tercüme hataları ürünü olabileceği ihtimallerini akla getirmektedir.

3. Hastanın rızasının yazılı olacağı hususunda hiçbir yasal düzenleme yoktur.şeklinde bir tespitin her nasıl ve neden(se) yer alabildiği bir Taslak Yönetmelik için, öncelikle şu soruları sorabiliriz/sormalıyız;

a.) Gerçekten konu ile ilgili hiçbir yasal düzenleme “yok” mudur?
b.) Bu şekilde bir ifade/tespitin yer aldığı Yönetmelik Maddesi olabilir mi?
c.) Yönetmelik ve de 6. Madde hangi konuda bir düzenleme yapma amacıyla hazırlanmıştır?
d.) Taslak Yönetmelik içerisinde 19 kez “yazılı” kelimesinin yer almasını “tesadüf”, “ihmal” veya “itiraf” olarak mı değerlendirmeliyiz?

4. Taslak Yönetmelik, hem tıp hem de hukuk terminolojisi açısından çok zayıf ve kararsız bir içeriğe sahiptir.

Taslak Yönetmelik’in tamamında, seçtiğim bazı kelimelerin kullanılma sayıları aşağıda sunulmaktadır.


“Hekim” (18), “Doktor” (9)

“Hasta” (90), “Birey” (27), “Kişi” (9)

“Tıbbi Müdahale” (21), “Tanı ve Tedavi” (5)

“Tıbbi Hizmet” (1), “Tıbbi Girişim” (2)

“Yakını” (15), “Hasta Yakını” (3), “Hastaya Bakan” (1)

Bu durum; bütünlüğü bozan ve hatta karıştıran bir görüntü ve anlam yaratmaktadır.

Ayrıca Taslak Yönetmelik içerisinde; “kayıt”, “tanı”, “tedavi” “yardım”, “işlem” kelimelerine ön ek olarak çoğu zaman “tıbbi” terimi eklenmiş, bazı durumlarda da eklenmemiştir.

Bir diğer anlatımla; bazen “tanı”, bazen de “tıbbi tanı” ifadeleri kullanılarak, gereksiz ve anlamsız bir ayırım ve izlenim yaratılmıştır.

Görüleceği üzere; kendi içerisinde fazlası ile tutarsız bir Metin, hukuki düzenleme adı altında Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanabilmiştir.

5. “Velayet” ve “Vesayet” Hukuku’nu ve ilgili mevzuatı kimi zaman yok sayan, kimi zaman da aşan bir düzenleme ile anlaşıl(a)maz ve uygulan(a)maz bir düzenleme yapılmaya çalışılmıştır.

Gerçekten de söz konusu Taslak Yönetmelik ile; “vasi”, “veli” ve “kayyım” kavramlarının hukuki içerik ve anlamları değiştirdiği gibi, var olan, bilinen ve yerleşik kavram ve tanımlar yerine “küçük”, “olgun küçük” ve “özgürlüğüne kavuşmuş küçükşeklinde “yeni” hal ve konumlar türetilmiştir.

6. Taslak Yönetmelik; tıp ve hukuk sözlüklerinde bulun(a)mayan ifade ve tanımları mevzuata dahil etmeye çalışmaktadır.

İlk bakışta, Taslak Yönetmelik’in 5., 6., 12. ve 27. Maddeleri, bu duruma örnek olarak gösterilebilinir.

Bu durum, tıbben ve hukuken kabul edilemez nitelikte haksızve anlamsızdır.

7. “Bilgi Verme” / “Bilgilendirme” konusu Taslak Yönetmelik’in 11., 15. ve 22. Maddeleri’nde ayrı ayrı düzenle(n)meye çalışılmıştır.

Bir bölümü başkaca mevzuat içeriği olan söz konusu metinler “kopyala/yapıştır” olarak uygunsuz ve karmaşık bir şekilde çeşitli Madde Başlıkları içeriğine yerleştirilmiştir.

Aynı konunun değişik Maddeler’de “farklı” olarak yer alması hukuken kabul edilemez niteliktedir.


8. “Form Formatı” ile ilgili olarak; ilk bakışta göze çarpan “Hekimim kafama takılan sorularımı anlaşılır biçimde cevapladı” Maddesi’ni okuduktan sonra başkaca bir inceleme ve değerlendirme yapmanın anlamsız ve gereksiz olduğunu düşünmekteyim.

9. Hal böyle iken; Taslak Yönetmelik’e dair her hangi bir öneri ve/veya ekleme yapma isteği, ihtiyacı ve gereği (şimdilik) duymamaktayım.

10. Taslak Yönetmelik Maddeleri’ne ilişkin “kısa” yorum ve eleştirilerim de eklice sunulmaktadır.

İyi Çalışmalar Dilerim.


Ümit Erdem
Avukat
HAYAD Y.K. Üyesi



“MADDE” DEĞERLENDİRMELERİ

MADDE.1 :

2. Madde ile birlikte değerlendirildiğinde “yönetmelik kapsamındaki” ifadesine gerek bulunmamaktadır.

Ayrıca; “bilgilendirilmiş rıza”nın “yazılı” olma(sı) şartı eklenmelidir.

MADDE.2 :

HHY. 2. Maddesi’nin “hizmetten faydalanma hakkını haiz olan bütün fertleri” ifadesi “hizmetten faydalanan bütün bireyleri” olarak değişmiştir.

MADDE.3 :

HHY. 3. Maddesi ile aynıdır.

MADDE.4 :

“Bakanlık” tanımı Taslak içerisinde sadece “Yürürlük” ve “Yürütme” Maddeleri’nde yer almaktadır.

HHY.’nde “Sağlık hizmetlerinden faydalanma ihtiyacı bulunan kimse” olan “Hasta” tanımı “Vücut bütünlüğüne yönelik tıbbi tanı ve tedavi yapılması planlanmış olan birey” olarak değiştirilmiştir.

Medeni durumun “Yeterlik” için neden gerektiği ve neleri kapsadığı belirtilmemiştir/bilinmemektedir.

HHY.’nin aksine “Personel” ve de “Sağlık Kurum ve Kuruluşu” tanımları yapılmamıştır.

HHY.’nin “Sağlık Kurum ve Kuruluşu” tanımında vurgulanan “Milli Savunma Bakanlığı’na ait olanlar hariç olmak üzere” ibaresi Taslak’ta bulunmamaktadır.

“Kayyım” ve “Şahit” kelimeleri “Tanımlar” başlıklı 4. Madde haricinde Taslak’ta bir daha kullanılmamıştır.

“Hasta Yakını/Vasisi/Velisi/Kayyım” tabirinin sıralama şekli ve gerekçesi ile “hasta adına hareket edebilen” ifadesi tarafımca anlaşılamamıştır.


“Küçük”, “Olgun Küçük” ve “Özgürlüğüne Kavuşmuş Küçük” Tanımları’na anlam veremediğim gibi Taslak’ta da anılan tanımlar başkaca yer almamaktadır.

“Kendi parasını kazanan” ifadesi/tanımının uygula(n)ması imkansızdır.

“Tıbbi Müdahale” tanımında “vücut bütünlüğüne yönelik olarak yapılan her türlü müdahaleyi” ifadesinden sonra “iç organların tıbbi cihazlarla tetkik ve muayene edilmesi” cümlesi hatalı, eksik ve gereksizdir.

Son bölüm ise “hasta mahremiyetine özen gösterilmesini gerektirmeyen müdahaleler” de olabileceği izlenimi uyandırmaktadır.

MADDE.5 :

“Ekspres Rıza”nın “kelimeler” ile “sözlü” olarak nasıl verileceği ile “hastanın hareketleriyle tedaviyi kabul ettiğini göster”mesinin sağır-dilsizler haricinde nasıl olacağı/olduğu tarafımca anlaşılamadığı gibi, Tıp Hukuku literatüründe(ki) “Varsayılan Rıza” ile Taslak’ta kullanılan söz konusu tanım ve açıklaması arasında hiçbir ilgi ve/veya benzerlik bulunmamaktadır.

MADDE.6 :

“Sözlü Rıza”nın kanıtlanma şekil ve şartları belirtilmemiştir.

“hastanın rızasının yazılı olacağı hususunda hiçbir yasal düzenleme yoktur” şeklinde “olumsuz tespit” içeren “yasal düzenleme”, (Taslak dahi olsa) inanılmaz derecedeyanlış ve tehlikelidir.

HHY. 15. maddesi göz ardı edilmemelidir.

“Yazılı Rıza, hastanın isteklerine görsel bir kanıt temin eder” şeklinde bir tanım ve ifade, yetersiz olduğu kadar da anlamsızdır.

“Genel Rıza”nın “kabul memuru” tarafından “belki” alınıyor olması da tarafımca anlaşılamamıştır. Bendin “olasılık” içeren son cümlesi ise Taslak’ın ismi, amacı ve mantığı ile bağdaşmamaktadır.

“Geçici Rıza” olarak tanımlanan “anlaşma”nın kimler arasında yapıldığı anlaşıl(a)mamaktadır.

“Hususi Rıza” tanımında, “herhangi bir ameliyat önermek”, “özel teşhis prosedürü” “önerilen tedavinin hastayı sıra dışı risklere maruz bırakacağı” ifadelerinin aynı cümle içinde kullanılması, tanımı ve içeriğini anlayabilmeyi imkansız kılmaktadır.

“Sıra dışı risk” ifadesi muğlak olup, farklı değerlendirmelere sebep olabilecek niteliktedir.

MADDE.7 :

Madde Başlığı ile içeriğinin hiçbir ilgisi bulunmamakla birlikte, Kişi’nin “tıbbi ve cerrahi tedaviyi anlayabilecek olması” olmasının şart koşulması hatalı olup, değil ise uygulanacak prosedür (de) belirtilmemiştir.

MADDE.8 :

Madde metnine daha uygun ve hukuki bir düzenleme yapılması gerekmekte ise de Taslak içeriği bütün olarak değerlendirildiğinde “olumlu” bir Madde’dir.

Ancak, “süre”nin tespiti durumu netleştirilmelidir.

MADDE.9 :

“veli”, “yakını” veya “vasi” sıralamasının mantıklı, doğru ve uygun olmadığını düşünmekteyim.

MADDE.10 :

Madde metninden sadece “HIV Testi” ve “üremeye ilişkin prosedürler”de “bazı durumlarda” “bilgilendirilmiş rıza formu” imzalatılmasının gerekmediği/gerekmeyebileceği anlaşılmaktadır.

Yönetmelik Taslağı’nın ismine ve amacına bakıldığında böyle bir Madde’nin hem de söz konusu içeriği ile yer almış olması üzücü ve düşündürücüdür.

Her türlü tanı, tedavi, girişim vs. ile ilgili “Bilgilendirme” ve “Onam” gerektiği düzenleme kapsamına alınmalıdır.

MADDE.11 :

Nötr bir Başlık ile düzenlenen Madde’de, 15. Madde’nin tekrarı sayılabilecek (eksik) şablon bir metin yer almaktadır.

MADDE.12:

Madde içeriğinden her hangi bir “standart”ın varlığı anlaşılamamaktadır. Ayrıca “makul hekim standartı” nedir, neye göre ve kim tarafından belirlenmiş ve/veya belirlenecektir?

(a) Bendi bir görevden bahsetmekte, (b) Bendi ise kimin, nasıl ve neden yapacağının belli ve belirli olmadığı, “mevcut durumda”ki “söz konusu bilgi”ye yönelik “soyut” bir sınırlamayı tanımlamaktadır.

Madde’de yer alan “bilgili bir Doktor” ifadesi; “aksi” de olabilir anlamı çıkabileceğinden çok talihsizdir.

MADDE.13:

Sorumluluğun kime ait olacağını belirlemek üzere hazırlandığını izlenimi veren eksik bir Madde’dir.

Madde içeriğinden anestezi uygulamalarından Anestezi Hekimi’nin değil, Hasta’yı ameliyat eden Hekim’in sorumlu olacağı anlaşılmaktadır.

MADDE.14:

Madde içeriğinde yer alan “teşvik etme”, “cesaretlendirme”, “tedirgin etmeme”,”tarafsız bilgi verme” “olgunluğuna”, “tecrübelerine” gibi ifadeler yetersiz ve muğlaktır.

(a) Bendi 7. Madde ile çelişmektedir.

(d) Bendi’nde belirtilen “olgunluk” ve “tecrübe” kelimeleri tanımlanamaz ve uygulanamaz nitelikte ağır, haksız ve hatalıdır.

(h) Bendi ise Yönetmelik Taslağı’nın amacına açıkça ters düşmekte; “Bilgi Verme”yi bir “zorunluluk” olmaktan çıkartıp “istenebilir” bir duruma getirmektedir.

(i) Bendi, HHY 15/Son Fıkrası ile aynıdır.

MADDE.15:

ralaması ve ifade tarzı yetersiz ve eksik olan Madde içeriği 11. Madde’nin açılımını içermektedir.

“Rıza Formları”nın “asıl” ve “suret” olarak ayrılmasının hiçbir anlam ve değeri bulunmamaktadır.

“Rıza Formu”nda, hem “Bilgilendirme”nin yapıldığı ve hem “Rıza”nın verildiği Yer, Tarih ve Saat’in mutlaka bulunması gerekmektedir. Bu durum 8. Madde ile getirilmek istenen düzenlemenin amacına da uygun olacaktır.

“Tanımlar” Başlıklı 4. Madde’de yer alan “Şahit” unsuru Madde metninde yer almalıdır.

Sosyal Güvenlik Kurumu ve/veya Sağlık Sigortası hakkında Kapsam Dışı “Ücret” ve “Ödeme” Bilgileri de Hasta’ya bildirilmesi gerekmektedir.


MADDE.16:

Madde Bentleri arasındaki açık ve önemli çelişkilerin giderilmesi gerekmektedir.

(b) ve (f) Bentleri ile riskli bir düzenleme getirmektedir.

MADDE.17:

“Hasta”nın “kendisine” “bilgi verilmemesini isteme hakkı” ile “ailesine/yakınlarına bilgi verilmesi talebi” birbirine karıştırılmadan ayrı ayrı düzenlenmelidir.

“Bilgi verilmesinden vazgeçme hakkı”nın “geri alınabileceği” de Madde’de belirtilmelidir.

MADDE.18:

Madde ile, yazılı olma zorunluluğu kime ait olduğu belirsiz bir “tercih”e bırakılmış olup; karmaşık, anlaşılmaz ve uygulanması güçlük yaratacak şekilde yazılmış Madde’nin yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

MADDE.19:

Madde’nin kötü yazılış tarzı nedeniyle; Yönetmelik Taslağı’na EK olarak “Form”un kullanımının “tercihe bağlı” olduğu anlaşılmaktadır.

“Hükümsüzlük” hali ve sonuçları açık ve ayrıntılı düzenlenmelidir.

MADDE.20:

İçeriği ile başlığının “uyumsuz” olduğu Madde, hukuki bir düzenlemede yer almaması gereken nitelendirme, değerlendirme ve tespitler içermektedir.

(e) ve (f) Bentleri yeniden düzenlenmeli, (g) Bendi ile ulaşılmak istenen amaç ise 8. Madde ile ilişkilendirilmelidir.

MADDE.21:

“Tam Bilgilendirme” kavramının da yer aldığı, bir takım afaki, soyut, hukuk ve tıp biliminin temel ilke ve kurallarından yoksun tespit, çıkarım ve varsayımlar içeren söz konu Madde metninin tamamının, “mevcut hali ile” hukuki bir düzenlemede yer alması anlaşılamaz ve kabul edilemez nitelikte haksız, garip ve yersizdir.

MADDE.22:

Yönetmelik Taslağı’nın 11. ve 14. Maddeleri’nin farklı bir metin ile tekrarıdır.

MADDE.23:

“Eşler” kavramı ile birden fazla “Eş” olabileceğini (ön)kabul eden Madde Başlığı altında “hiyerarşik sıralama” ile ve hattabazı durumlarda “oylama” yaparak “çoğunluk” sağlamak sureti ile “rıza” alınması/verilmesine hükmedilmesi de tarafımca anlaşılamamıştır.

MADDE.24:

“Acil Durumlar”a dair düzenleme getirme niyeti ile hazırlanan Madde metni ilgisiz, yetersiz, gereksiz ve anlamsız ifadeler içermektedir.

MADDE.25:

Mantıklı, makul ve gerekli bir konu ve durum ile ilgili olarak; devrik, anlaşılmaz ve hatalı bir cümle kuruluşu ile Madde metni düzenlenmiştir.

MADDE.26:

HHY.’nin 25. Maddesi ile birlikte değerlendirilerek yeniden yazılmalıdır.

MADDE.27:

Tamamı itibariyle “şaka”, “unutkanlık” veya “yanlışlık” olduğunu düşündüğüm Madde metni ile ilgili her hangi bir görüşüm bulunmamaktadır.

MADDE.28:

(a) Bendi “hariç” (ki tartışmalı bir konudur); diğer Üç durum ile Madde Başlığı’nı bağdaştırabilmek mümkün bulunmamaktadır.

MADDE.29:

şük cümle, anlamsız ve ilgisiz bağlantılar içeren Madde metni düzeltilmelidir.

MADDE.30:

Medeni Kanun hükümlerine eş ve/veya rakip olacak nitelikteki Madde ile, “Türkçe bilmeyenler”in “bilgilendirilmiş rıza vermeye yeterli olmayanlar” kapsamında kabul etmek yerine, başta 14. Madde olmak üzere “anlayacağı bir dil ile” “bilgi verilmesi” düzenlenmelidir. HHY. 18 Maddesi bu durumu düzenlemektedir.

MADDE.31:

(c) Bendi’ni okuduktan sonra Madde ve içeriği hakkında başkaca bir değerlendirme ve yoruma gerek bulunmamaktadır.

MADDE.32:

Madde’deki “yetersiz”, “kanaat” gibi kelimeler anlamı bozmakla birlikte (d) Bendi’nin tamamen değiştirilmesi gerekmektedir.

HHY.’nin 26. Maddesi doğrultusunda yeniden yazılmalıdır.

MADDE.33:

HHY. 44. Madde’deki düzenleme gibi mevcut yasal prosedür tekrarlanmıştır. Madde başlığının ve içeriğinin aksine Yönetmelik Taslağı’nda “yazılı olarak rıza almak” konusunda “diğer çalışanlar”a her hangi bir ödev veya görev yüklenmemekte ancak “sorumlu” olabilecekleri belirtilmektedir.

MADDE.34:

Bir Sağlık Kuruluşu’na başvurmadan ve başvurduktan sonraki süreçte yerine getirilmesi gereken ödev ve yükümlülüklerin hukuki bir dil ile yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

MADDE.35:

HHY’nin hangi Maddeleri’nin (ve Niçin?) yürürlükten kaldırılacağı belirtilmemiştir.

MADDE.36:

“Bu Yönetmelik, yayımı tarihinde yürürlüğe girer” şeklinde düzeltilmesini önermekteyim.
*/*/
www.hayad.org.tr

/*/