Mesajı Okuyun
Old 30-10-2011, 17:30   #6
Mozkul

 
Varsayılan

Aşağıda bu konuyla ilgili bulduğum bir HGK kararı ekliyorum.Bu kararda Nüfus Kaydının düzeltilmesi ile Nesebin Reddi Davası arasındaki farklar açıkca ortaya konmuş.

Bu karara göre; "Nesebin reddinde, nüfus kaydında kişisel duruma ilişkin olarak yeralan bir bilgi "doğru" olarak doğmuş ve kütüğe tescil edilmiş, ancak,daha sonra "nesebin reddi davası" ile teknik anlamda bir yanlışlığa
dönüştürülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının "gerçek durumu" yansıtmaması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi sözkonusudur."

Yani benim olayımda ve buna benzer olaylar yukarıdaki şartları taşıdıklarında nüfus kaydının düzeltilmesi davası niteliğine sahip oluyor.

Ancak bu kararda davayı açan baba olduğu için çocuğun gerçek nesebiyle arasındaki bağın nasıl kurulduğu anlaşılamıyor.

Bu iki karar birlikte değerlendirildiğinde , bu tür davaların nüfus kaydının tashihi davası olduğunu ancak gerçek anne veya babaya ilişkin belirlemelerin soybağına ilişkin bir dava olduğu sonucu çıkıyor.

O halde nufüs kaydı düzeltilerek gerçek babanın belirlenmesi aşamasına geçildiğinde ( her iki dava birlikte açıldığında) bu dava babalık davası olarak , (dava şart ve sürelerinide içerir şekilde) mı görülmeye devam olunucaktır?


----------------------------
T. C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU

Esas No: 2008/2-36

Karar No: 2008/47

Tarihi: 30.01.2008



.Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Davası

.Nesebin Reddi Davası (Soybağının Reddi Davası)

.Hak Düşürücü Süre

.Evlenme ve Nesep Düzeltme Bildirimi ile Nüfusa Yapılan Kayıt

.Nüfus Kütüğündeki Kaydın Yanlış Olduğunun İspatı

.Davacının Yargılama Sırasında Vefatı

.Mirasçıların Davaya Katılımının Sağlanması

.Mirasçılar Arasında Mecburi Dava Arkadaşlığı Bulunması



ÖZET:

Davalı ile hiçbir şekilde birlikteliği olmadığı halde, davalının

kızının 3716 sayılı Af Kanunu gereği Nüfus Müdürlüğüne birlikte

başvurmuşçasına nüfusuna kayıt edildiğini sonradan öğrendiğini, ancak,

davalı ile birlikte Nüfus Müdürlüğüne başvurmadığı gibi, Evlenme ve

Nesep Düzeltme Bildirimi belgesindeki imzanın kendisine ait olmadığını

ileri süren davacı, davalı tarafından nüfusuna yaptırılan kaydın

iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Uyuşmazlık;

davanın, nesebin reddi mi yoksa nüfus kaydının düzeltilmesi davası mı

olduğu, buna bağlı olarak davanın süreden reddi kararının yerinde olup

olmadığı, yargılama sırasında ölen davacının oğlu ile ilgili iptal

davasının kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması ve sonucuna göre

davacının oğlunun da davaya dahil edilerek göstereceği delillerin

toplanmasının gerekip gerekmediği konusundadır.

Nesep (soybağı), birbirinin soyundan gelen kişiler arasındaki ilişkiyi

ifade eder. Bu kavram içerisinde bulunan kan bağının hukuk düzeninin

aradığı koşullar içerisinde oluşması zorunludur. Nesebi yaratan temel

ilişki evlilik olmakla birlikte, evlilik dışında doğan çocukların

nesepleri anne ve babanın sonradan birbirleriyle evlenmeleriyle,

şartlarının oluşması halinde hakim hükmüyle, babalık davasıyla, tanıma

ile veya kısaca af kanunları olarak nitelendirilen "bir evlenme akdine

dayanmayan birleşmelerden doğan çocukların neseplerinin düzeltilmesine

ilişkin" kanunlar uyarınca düzeltilebilir.

Evliliğin devamı sırasında ya da evliliğin sona ermesini izleyen üçyüz

gün içinde doğan çocukların neseplerinin düzgün olduğu yolundaki

"sahih nesep karinesi" veya "babalık karinesi"nin aksinin ispatı

olanaklıdır. Doğan çocuğun nesebini reddetmek isteyen koca, çocuğun

kendisinden olmadığını dava açarak ispatlayabilir. Bu şekilde nesep

karinesinin çürütülmesi, öğretide ve uygulamada nesebin reddi, açılan

dava da nesebin reddi davası olarak ifade edilir. Nesebin reddi

davasının açılması, koca ve mirasçıları yönünden, doğumu öğrenme

tarihinden itibaren bir aylık hak düşürücü süre ile sınırlanmıştır.

Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi, kişisel durumlardaki değişikliklerin

nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesini

ifade eder. Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus

kaydının bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. 1587 sayılı

Nüfus Kanununun 47. maddesi uyarınca, kişisel durumlarda ortaya çıkan

değişiklikler için mahkeme kararı gerekmediği halde, nüfus

kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden

karar alınması zorunludur. Nüfus kütüğündeki doğru olmayan kayıtlar,

ilgilileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından açılacak kayıt düzeltme

davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilir. Uygulamada bu dava,

nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmaktadı r. Herhangi

bir sınırlama olmaksızın, nüfus kütüğünde mevcut her kaydın

düzeltilmesi istenebilir. Zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı

olmayan nüfus kaydının düzeltilmesi davalarında, her türlü delile

başvurulabilir. Resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceğ i gibi, tanık

da dinlenebilir.

Nesebin reddinde, nüfus kaydında kişisel duruma ilişkin olarak yer

alan bir bilgi "doğru" olarak doğmuş ve kütüğe tescil edilmiş, ancak,

daha sonra "nesebin reddi davası" ile teknik anlamda bir yanlışlığa

dönüştürülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus

kaydının "gerçek durumu" yansıtmaması, baştan yanlış olarak kütüğe

geçirilmesi sözkonusudur.

Babanın başvurusu olmadan sahte belgelerle evlilik dışında doğan

çocuğun nüfusa kaydedildiğinin ileri sürülmesi durumunda, uyuşmazlığın

nüfus kaydının düzeltilmesi davası çerçevesinde çözümlenmesi gerekir.

Davalı anne ile davacı arasında hiçbir zaman evlenme akdinin

gerçekleşmediği, davalı çocuğun evlilik dışında doğduğu, bu arada

çıkan 3716 sayılı Bir Evlenme Akdine Dayanmayan Birleşmelerin Evlilik

ve Evlilik Dışında Doğan Çocukların Düzgün Nesepli Olarak Tesciline

İlişkin Kanunun, davalının nesebinin düzeltilmesine olanak tanıdığı,

bu Kanuna göre Evlenme ve Nesep Düzeltme Bildirimi belgesi dayanak

alınarak davacının kütüğüne tescil edildiği anlaşılmaktadır.

Davacının, kendi başvurusu ve imzası bulunmayan belgeye dayanılarak

nesep düzeltilmesinin yapıldığı iddiasıyla, nüfus kayıtlarından

davalının kızının çıkarılmasını ve nüfus kaydının gerçeğe uygun

şekilde düzeltilmesini talep etmiş olması karşısında, dava, nesebin

reddi değil, nüfus kaydının düzeltilmesi davası niteliğindedir.

Davacının nüfus kütüğündeki kaydın ve tescile esas dayanak belgenin

gerçeğe uygun olmadığına ilişkin iddiası ve davalının aksi yöndeki

savunmasının, hak düşürücü süreye bağlı olmaksızın, her türlü delille

ispatlanması olanaklıdır. Mahkemece alınan Adli Tıp raporunda, tescil

dayanağı belgede bulunan imzanın davacının eli ürünü olmadığının

belirtilmesi ve belge tanıklarının, davacının başvurması sonucu

çocuğun nesebinin düzeltilmesine ilişkin belgenin düzenlendiğini beyan

etmeleri karşısında, davacı ile karı-koca gibi birlikte yaşadıklarını

savunan davalının göstereceği delillerin de toplanması gerekir.

Yargılama sırasında vefat eden davacının mirasçılarının mirasçılık

durumu değişeceğinden, mecburi dava arkadaşı olan tüm mirasçıların

davaya katılımı sağlanmalı, davacının mirasçısı durumunda görünen oğlu

aleyhine açtığı diğer kayıt iptali davasının kesinleşip kesinleşmediği

araştırılmalı, sonucuna göre davaya dahil edilip delilleri toplanmalı

sonucuna göre karar verilmelidir.