Mesajı Okuyun
Old 10-11-2006, 15:40   #21
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Sn.seyitsönmez,
Öncelikle Sartre'dan ödünç alarak şunu ifade edeyim : "Öteki, benim cehennemimdir."

Şimdi site başlığına geçelim:

Sn.Gemici'nin sorduğu soruya ve sorunun çıkış noktasına bakalım. 17 aylık bebeğe yapılanların yarattığı infial sonrası siteye hukukçuların verdiği cevapları okumuş ve ciddi ciddi üzerinde düşünmüş ve buradan hareketle bu soruyu sormuş.
Çıkış noktasını ben çok beğendim doğrusu.

Soruya soruyla karşılık vereyim: Bu bebeğe karşı işlenen suçun dahi cezası idam olmamalıdır, dersem hukukçu olup insanlığımdan mı kaybedeceğim yani? Sn.Admin konuyu farklı örneklerle de beslemişse de hiçbir örnek 17 aylık bebeğin durumuna uymuyor, bu üzüntüyü bu kederi yaratmıyor.

Hukukçu mevzuatçı mıdır? Mevzuatta bu suçun cezası idam olsa biz de bunu böyle kabul etsek hem hukukçu hem insan mı olacağız? Hukukçuluk adalet değeri üzerine mi kuruludur, yasallık üzerine mi? Yasallık üzerine diye cevap verilirse bu "yaman çelişkilerin" yaşanmasına ne diyebilirim ki. Ama, hukuku ve hukuçuluğu adalet değeri üzerine kurarsanız, adaletin insanlık ile el ele gittiğini düşünmemek için bana tek bir neden gösteremezsiniz. Adalet dediğimiz felsefi değer kaynağını ve temel duruşunu kötüden, suçludan, suçtan almaz. İyiden, masumdan ve ahlaktan alır. Şimdi ,hukukçu olarak adaletle ilgili isek neden kafamız karışsın? Yoksa aslında içimizdeki "şeytan" ve onun "avukatı" adaletle sadece görünürde mi ilgileniyor?

İnsani olanın bebeğe bu zulmü yapanların idamı olduğunu hukuki olanın ise idama karşı olmak olduğunu düşünüyorsak, zaten halimiz haraptır.

Adalet istisna kabul etmez.

Saygılar.