Mesajı Okuyun
Old 24-12-2008, 16:09   #6
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan nazmiye
ben eşimin şiddeti üzerine polise başvurdum.karşılıklı birbirimizden şikayetçi olduk ve o gece eşim evden ayrıldı.

Sayın nazmiye,

Yukarıda alıntısını yaptığım olaydan hemen sonra eğer bir avukattan destek almış olsaydınız, 4320 Sayılı yasa gereği koruma kararı almak için müracaatta bulunacaktı. Eşiniz ne eve girebilecekti, ne de size zarar verebilecekti. Yapsa bile suç işlemiş olacaktı. Ama siz sadece kapının kilidini değiştirmişsiniz. Eşinize karşı henüz dava açmamaş olduğunuz için çilingirin yaptığı da suç değildir.

Takipsizlik kararı ile ilgili olarak Sayın Can Doğanel'in açıklamalarına katılmaktayım. Elinizdeki takipsizlik kararının altında da "kesin olarak" şeklinde ibare bulunması gerekir. Aksi söz konusu olsaydı bu defa " 15 gün içinde itirazı kabil olmak üzere" şeklinde bir ibare olması gerekecekti.

TCK 167 inci maddenin ilgili fıkrasını tekrar alıntılıyorum:

Alıntı:
a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,

Bu madde yeni konulmuş bir madde değildir. Eski TCK'da da ve hatta kaynak kanun olan İtalya Cez Kanunu'nda da bulunmaktadır. Amaç belki de aile huzurunun karşılıklı davalarla daha fazla bozulmasının önüne geçmektir.

Bu anlamda verilen takipsizlik kararı doğrudur. Çünkü CMK 171 inci maddede Cumhuriyet Savcılarına "şahsi cezasızlık sebebinin" varlığı halinde kamu davası açmama yetkisi verilmiştir. Yine 173 üncü maddenin 5 inci fıkrası savcının bu gerekçeyle verdiği kararlara itiraz edilemeyeceğini hükme bağlamıştır.

Kısacası takipsizlik kararına karşı başvuracağınız bir müracaat yolu bulunmamaktadır.

Alıntı:
Forumda incelediğime göre kendiliğinden hak alma diye bir durum varmış.Bunu itirazımda kullanabilirmiyim ve bu olay için kendiliğinden hak alma durumu varmıdır?


Kendiliğinden hak alma(ihkak-ı hak) suçu yeni TCK'da bulunmamaktadır. Hukuki kavramlarla kafanızı daha çok karıştırmak yerine, lütfen bir avukata gidiniz.