Mesajı Okuyun
Old 17-07-2007, 12:38   #9
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Aşağıdaki karar haksız inşaat değil, taşkın inşaatla ilgili. Bu nedenle temliken tescil iddiasının savunma yoıluyla ileri sürülebileceğine dair görüş sizin olayınızda geçerli değil (ayrı dava gerekir) , ancak kadastro çapları düzenlenmiş parsellerde iyiniyiyet iddiasının dinlenmeyeceği ilkesinin mutlak olmadığı, her somut olayda ayrı ayrı iyiniyetin varlığının kuşkuya yer bırakmayacak denli araştırılması gerektiğine dair bölümü kullanabilirsiniz.

Kolay gelsin!





HD 01, E: 1990/010212, K: 1990/011133, Tarih: 11.10.1990[*]TEMLİKEN TESCİL[*]İYİNİYET

Medeni Kanunun 651. maddesinden kaynaklanan hakkın; savunma yoluyla ileri sürülebileceği kararlılık kazanmış, yargısal uygulamada benimsenmiş bulunmaktadır.

Her ne kadar Yargıtay’ın diğer bir ilkesinde, kadastro çapları düzenlenmiş parsellere taşan yapı sahibinin kural olarak iyiniyetli kabul edilmeyeceği ifade edilmiş ise de; bu ilkenin, her zaman ve her durumda uygulama yeri olacağı düşünülemez.

Bu nedenle; olaylar, karineler ve tarafların toplanacak tüm delilleri birlikte incelenip değerlendirilerek, davalının iyiniyetli sayılıp sayılmayacağı kesin biçimde ortaya çıkarılmalıdır.

(743 s. MK. m. 2, 651)

Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Samsun Üçüncü Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 11.9.1989 gün ve 1366-673 sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 5.4.1990 gün ve 4554-4935 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalı vekili tarafından istenilmiş olduğundan; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacıya ait çaplı taşınmazın hüküm yerinde belirtilen 1215 m2.lik kısmına davalı tarafından taşkın bina yapılmak suretiyle elatıldığı, kadastral esas ve yöntemler gözetilerek düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla saptandığına göre; davalının ölçüme değinen karar düzeltme nedenleri yerinde değildir, reddine.

Ancak, davalı verdiği layihalarında (...bitişik nizama tabi her iki inşaatın projelerinin 1973 senesinde aynı mühendise çizdirildiğini, aynı ustalara yaptırıldığını, özellikle taraf taşınmazlarını ayıran ortak kadastral sınırın müşterek muvafakatla belirlenip, bunun noterde düzenlenen 28.2.1973 tarihli muvafakatnameye bağlandığını, kendi inşaatının da davacıya ait inşaattan üç ay sonra başlatıldığını; böylece, işin başından beri iyiniyetle hareket edildiğini...) bildirmiş, taşkın binanın isabet ettiği zeminin muhik tazminat karşılığında adına temliken tescilini talep etmiştir.

Hemen belirtmek gerekir ki, anılan nitelikteki talebin (temliken tescil talebinin); diğer bir deyişle, MK.nun 651. maddesinden kaynaklanan hakkın, savunma yoluyla da ileri sürülebileceği kararlılık kazanmış, yargısal uygulamada benimsenmiş bulunmaktadır.

Her ne kadar; Yargıtay’ın yerleşmiş diğer bir ilkesinde, kadastral çapları düzenlenmiş parsellere taşan yapı sahibinin kural olarak iyiniyetli kabul edilemeyeceği ifade edilmiş ise de; bu ilkenin her zaman ve her durumda uygulama yeri bulacağı söylenemez.

Bu itibarla, olaylar, karineler ve tarafların toplanacak tüm delilleri birlikte incelenip değerlendirilmeli, davalının iyiniyetli sayılıp sayılmayacağı kesin biçimde ortaya çıkarılmalıdır. Ayrıca, temliken tescili talep edilen çekişmeli zeminin, imar mevzuatına göre ifrazına yasal olanak bulunup bulunmadığı da merciinden sorularak saptanmalı ve ondan sonra varılacak sonuç doğrultusunda bir hüküm kurulmalıdır. Esasen, hükmüne uyulan bozma kararında da (...tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde gerekli soruşturma ve uygulama yapılmalı, ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmelidir...) denilmiş; böylece, soruşturmanın tamamlanması yönünden taraf yararına usuli kazanılmış hak teşekkül etmiştir.

Yerel mahkemenin, yukarıda belirtilen ilke ve olguları karşılayacak içerikte bir soruşturma ve değerlendirme yapmadan yazılı olduğu üzere hüküm kurması doğru değildir. Anılan hususlar, bu kez yapılan inceleme sonunda anlaşıldığından, davalının karar düzeltme isteğinin HUMK.nun 440. maddesi uyarınca kabulüne ve dairenin 5.4.1990 tarih, 4554/4935 sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına, Samsun Asliye Üçüncü Hukuk Mahkemesi’nce kurulan 11.9.1989 tarih, 1366/673 sayılı hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.10.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Kaynak={YKD. Mart-1991 s: 333}