Mesajı Okuyun
Old 14-06-2020, 22:43   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

1.) Verilen kesin süre kararında usul kurallarına uyulmuş, yapılacak iş ve süresi belirtilmiş, yerine getirilmemesinin sonucu açıklanmıştır. Kesin hüküm kararları karşı taraf lehine usulü kazanılmış hak oluşturur.İkincisi verilen usulden red kararı "taraf ehliyetine" dayalı "dava şartının" yerine getirilmemesi ile ilgili olup HMK. 115/3 m.göre noksanlık ancak hakim tarafından fark edilmemiş veya ileriye sürülmemiş ise hüküm anına kadar giderilebilir. Olayda bu şartlar oluşmamıştır. Bu aşamadan sonra ortakların katılımının sağlanmasının bu davadaki sonucu etkilemeyeceğini düşünüyorum.

Manevi tazminat davasında davacının dava sırasında ölümü halinde dava hakkının mirasçılara geçeceği ve mirasçıların davayı kaldığı yerden devam ettirebilecekleri kabul edilmektedir.Dava dava şartı yokluğu nedeni ile usulden ret edilmiştir. Böyle bir hüküm kesin hüküm teşkil etmez. Noksan dava şartı yani mirasçıların tümünün katılımı veya terekeye temsilci atanması tamamlandıktan sonra harcı ödenip yeniden açılarak böylece ilk davaya kaldığı yerden devam edilebileceğini düşünüyorum.

2.) AAÜT m.7'ye göre davanın ön şartın yerine getirilmemesi nedenyle reddi halinde maktu ücreti geçmeyecek şekilde nispi tarifeye göre tayin edileceğinden , tayin edilen vekalet ücreti de maktu ücreti geçmediğinden bence bir yanlışlık söz konusu değildir.