Mesajı Okuyun
Old 04-02-2011, 16:03   #66
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan Forumda bulunmasında fayda olduğu kanaatiyle eklenmiştir

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, 13.11.2000 T., Esas: 2000/5204, Karar: 2000/7682: "Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı F____ vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-Davalı U____ vekilinin temyizine gelince; 09.12.1999 tarihli oturumda davacı vekili, davalı U____ aleyhindeki davayı takip etmeyeceklerini bildirmiştir. Bu durumda mahkemece takip edilmeyen davanın HUMK m.409 uyarınca işlemden kaldırılması gerekirken, yargılamaya devam ile esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda 1 no'lu bentte açıklanan nedenle davalı F____ B____ vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün bu davalı yönünden ONANMASINA, 2 no'lu bentte açıklanan nedenle hükmün davalı U____ B____ yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.11.2000 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI
Davalılardan U____ yargılamanın devamı sırasında 08.02.1999 tarihinde vefat ettiği taraf beyanları ve dosyadaki nüfus kayıt örneğinden anlaşılmaktadır.
Hüküm hem adı geçen davalı aleyhine kurulmuş, hem de kararın adı geçen vekiline tebliğ edilmesi suretiyle usuli işlemlerin tekemmül ettirilmesi cihetine gidilmiştir.

Müvekkilin ölümü ile vekalet son bulacağından kararı, adı geçen davalı adına temyiz eden Avukatın vekaleti de son bulmuştur (BK m.397). Avukatın yargılamaya katılmayı sürdürmesi ve adı geçen hakkında temyiz talebinde bulunması ne vekaletnamenin hükümlerinden ve ne de müvekkilinin veya mirasçılarının menfaatlerinin tehlikeye düşmesi ihtimalinin bulunmasından ileri gelmemekle vekaleten yapılan usuli işlemlere hukuken değer verilemez.
Bu durumda dosyanın, davalı U____, usulünce belirlenecek olan mirasçılarına karar tebliğ edilip, temyiz süresinin dolması beklenmek üzere yerel mahkemeye geri çevrilmesine karar verilmesi gerekir.

Öte yandan; HUMK'nun 409'uncu maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilebilmesi veya aynı kanunun 185/1. maddesi uyarınca davanın atiye terki nedeni ile karar ittihazına yer olmadığına karar verilebilmesi, tarafın duruşmada bulunmak veya kendisini temsil ettirmek imkanına sahip bulunmasıyla mümkündür. Yargılama sırasında ölümü ile böyle bir imkana tabii olarak sahip bulunmayan bir taraf hakkında bu hükümler uygulanamayacağı içindir ki, yukarıda açıklandığı şekilde mirasçılara tebligatlar tekemmül ettirilmeden mahkemece çoğunluk kararında belirtildiği şekilde dosyanın işlemden kaldırılması da doğru olmayacaktır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle eksiği giderilmek üzere dosyanın yerel mahkemeye geri çevrilmesine karar verilmesi gerektiği kanaati ile sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyorum."

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 27.10.2005 T., Esas: 2005/10893, Karar: 2005/10374: " Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 4.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 03.11.2004 gün ve 2004/537 – 2004/683 sayılı kararı bozan Daire'nin 04.07.2005 gün ve 2004/7596 – 2005/7044 sayılı kararı aleyhinde davacılar vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacılar, 06.12.1999 tarihinde davalı Sümerbank A.Ş. Çankaya Şubesi'nde ortak hesap açtıklarını, talimatları olmadan hesaptaki paraların diğer davalı Efektifbank Off-Shore Ltd.Şti.'ne transfer edildiğini, talep edilmesine rağmen ödeme yapılmadığını, davalı H____ G____'nun her iki davalı bankanın en büyük pay sahibi bulunduğunu, banka üzerindeki denetim yetkisini kullanmayan davalı Bakanlığın da bu durumdan sorumlu olduğunu ileri sürerek, 41.211 USD'nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmişlerdir.

Davalı Maliye Bakanlığı, Sümerbank A.Ş, H____ G____ vekilleri davanın reddini istemiş, diğer davalıya tebligat yapılamamıştır.

Mahkemece, iddia, savunmalar, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, davacıların Sümerbank A.Ş.'ye yatırmış oldukları paranın transfer talimatıyla Efektif Bank Off-Shore Ltd.Şti'ne havale edildiği, davacıların ilk önce bu davalıya başvurmaları gerektiği, buradan sonuç alınamadığı takdirde anılan banka adına işlem yapan davalılar Oyakbank ( Sümerbank ) A.Ş. ve H____ G____ hakkında dava açılması gerektiği, davalı Maliye Bakanlığı hakkında açılan davanın atiye bırakıldığı, gerekçesiyle, davalı Maliye Bakanlığı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı Efektif Bank Off-Shore Ltd.Şti. hakkındaki davadan vazgeçilmesi sebebiyle, diğer davalılar hakkında bu aşamada dava açılamayacağından davanın reddine karar verilmiş, davacıların temyizi üzerine Dairemizce, davacıların davalı Efektifbank Off Shore Ltd.Şti hakkındaki davadan vazgeçtikleri ve mahkemece bu davalı hakkında feragat nedeniyle davanın reddine ilişkin hüküm kurulduğu halde diğer davalılar yönünden yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle karar bozulmuş, mahkemece eski kararda direnilmiş, Hukuk Genel Kurulu'nun 13.04.2005 tarihli kararında; davacıların 14.03.2002 tarihli dilekçelerinin gerekçesi ve sonuçtaki talep içeriği itibarıyla bu beyanın davadaki talep sonucundan açık, kesin ve koşulsuz biçimde bir vazgeçmeyi içermediği, tersine anılan davalı hakkında dava hakkı saklı kalmak kaydıyla ve şimdilik davadan vazgeçildiğinin açıklandığı, dolayısıyla HUMK'nun 91 nci maddesi anlamında feragate değil, 185/1 nci maddesi anlamında davanın geri alınmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle mahkemenin direnmesi yerinde görülerek davacıların temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Dairemize gönderilmiş, Dairemiz'ce karar davalı Efektif Off-Shore Ltd.Şti. hakkındaki davanın geri alınmasında bu davalının rızasının alınması gerektiğine işaretle bozulmuştur.

Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacıların HUMK.nun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacıların karar düzeltme isteğinin HUMK.nun 442.maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 22.90 YTL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı yasa ile değiştirilen HUMK.nun 442/3.madde hükmü uyarınca, takdiren 125.00 YTL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 27.10.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."

Saygılar...