Mesajı Okuyun
Old 28-11-2002, 18:26   #3
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

1787 Amerika Birleşik Devletleri Anayasasının 1. maddesinin 6. bölümünün 1. fıkrasına göre, “Senatörler ve temsilciler... ihanet (treason), cürüm (felony) ve asayişi ihlâl (breach of the peace) hâli dışında, kendi Meclislerinin toplantılarına katıldıkları sırada, gerekse bu toplantılara gelir veya giderken tutuklanmama imtiyazından yararlanırlar”.
Amerika Birleşik Devletlerinde bu hükme “tutuklanma hükmü (arrest clause)”, bu hükümle öngörülen imtiyaza ise “tutuklanmama imtiyazı (privilege from arrest)” ismi verilmektedir. Tutuklanmama imtiyazı her zaman aşırı dar yoruma (exceedingly narrow interpretation) tâbi tutulmuştur. Zira, 1787 Amerika Birleşik Devletleri Anayasasının yazıldığı dönemde, “hukuk davalarından (civil cases) dolayı da kişilerin tutuklanması ve hapse atılması mümkündü. İşte 1787 Amerika Birleşik Devletleri Anayasasını yazanlar Kongre üyelerinin hukuk davalarından dolayı tutuklanmamaları için bu imtiyazı getirmişlerdir. Oysa günümüzde, hukuk davalarından dolayı kişilerin tutuklanması (civil arrest) uygulaması yürürlükten kalktığından, bu hüküm, yani arrest clause (m.1, b.6, f.1) anlamsız kalmıştır.
Özetle Amerika Birleşik Devletlerinde Kongre üyelerinin işledikleri suçlardan dolayı her türlü ceza davasında (criminal case) tutuklanmaları mümkündür. Gerçekten de Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Mahkemesi, Williamson v. United States kararında yalancı şahitlikten mahkûm olan Temsilciler Meclisinin bir üyesinin tutuklanmama imtiyazından yararlanamayacağına hükmetmiştir. Özetle Amerika Birleşik Devletlerinde cezaî alanda Kongre üyelerine tanınan bir dokunulmazlığın bulunmadığını söyleyebiliriz. Keza, Amerika Birleşik Devletlerinde Kongre üyeleri mahkemelere tanık sıfatıyla çağrılabilir (http://www.ipu.org/parline-f/reports/ 1339.htm).