Mesajı Okuyun
Old 09-04-2008, 15:28   #27
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Konuyu tamamlamak üzere yeni bir boyutuyla,yeni TCK m 257 kapsamında irdelersek :

Yukarıda müvekkillerin rıza ve muvafakatleri ve zararlarının bulunmaması halinde suçun oluşmayacağına dair görüşümün eski madde metnine ve suç tanımından ziyade
(eski maddeye göre,olayın şartlarına göre izafi olarak geçerli olabilecek bu görüşler)yeni TCK daki suça ilişkin genel düzenlemeye,M 257 ye tam uymaktadır.

Menfaati zıt kişilerin vekillğini üstlenmek eski TCK m 294 e uyan bir suç iken,yukarıda açıkladığım gibi bu madde yeni TCK ile yürürlükten kaldırılmış,genel suç kalıbı olarak yeni TCK daki görevi kötüye kullanma suçu kapsamına alınmıştır. Bu madde metnini incelersek :

5237 S TCK m 257

(1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle,kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi,bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında,görevinin gereklerini yapmakta ihmal ya da gecikme göstererek kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
--------------------------------------------------------
Madde metninde açıkça,görevin kötüye kullanılması sonucu kişilerin veya kamunun mağduriyeti/zaranının oluşması unsur olarak kabul edilmiştir. Konuyu bütün halinde bu açıdan yeniden değerlendirmek kişilerin rızası ve muvafakati ile menfaatlerinin zıt olmaması halinde önceden vekaletinin alındığı taraf aleyhine sonradan dava açılabileceği,soruya konu olayda bu sonuca rahatlıkla ulaşmanın mümkün olduğu sonucuna götürüyor. ( Boşanma ve şartları konusunda tam uzlaşma olmuşsa zarar da,suç ta sözkonusu olmayacaktır.)

Bu tartışmaya katılmak,lehe kanun uygulaması ile ilgili olarak,benim baktığım davaya da yaramış oldu. Sonuç cezaya bakarak,eski TCK yürürlük dönemine ait olan olayla ilgili ağır ceza davasında,
olaya ilişkin 765 S TCK m 294 ile tayin edilen cezanın,olaya ilişkin olarak uygulanabilecek yeni TCK m 257 ile tayin edilen cezadan çok daha az olmasına bakarak,lehe kanun olarak eski TCK nın uygulanmasını istemiştim. Bugünkü bu araştırma ile,yeni TCK m 257 nin,zarar unsurunu kabul etmiş olmakla aslında olayda suç vasfı da kalmadığını görmüş oldum.Savunmasını üstlendiğim arkadaşlarımız bu gelişmeye sevinecekler. Esasa dair savunmada bundan da bahsedeceğiz.Yani hem eski TCK hem yeni TCK lehe olmuş oluyor.