Mesajı Okuyun
Old 10-10-2003, 11:31   #4
hilmiseker

 
Varsayılan

Sayın Sumru,
Yargıcın somut uyuşmazlıkta belirttiğiniz kişiler için kararlaştırdığı nafaka T.M.K'unun 169. maddesinde ön görülen biçimidir.
Bu düzenleme ile amaçlanan boşanma yargısı ile bir arada kalma zorunluluğu kalmayan yanların ve çoçukların gecim ve iaşelerini temine çalışmaktır. Bu yasa yapıcının güçsüzleri koruma içgüdüsünden kaynaklanmaktadır.
Bu nafakadan yararlanacak olanlar somut olayda anne ile kendisini gecici olarak velayeti tevdi edilen müşterek çocuktur.
Çocuk için ön görülen nafaka çoçuğun ergin olmamaması nedeniyle çocuğun gereksinimi için harcanmak üzere gecici bir önlem olarak velayeti kullanan anneye verilmektedir.
Önlem niteliğindeki nafakanın kullanılması annenin yetkisindedir. Ancak unutulmamalıdırki bu yetkinin kullanılması yetki hamilinin sorumluluğunu da gerektirmektedir.
Bu yetkinin kullanılma biçimi ve sınırları tevdi edilen nafakanın küçüğun gereksinim kalemleri gözetilerek yararına kullanılmak şeklinde kendini gösterir. Aksi davranış annenin hukuki ve cezai sorumluluğunu gerektirebilir.
Somut bir ifade ile başkası için kullanılması için kendisine emanet edilen bir meblağın iadesi ile birlikte buyruğa aykırı davranma eylemini uyuşmazlığa konu yapılabilir.
Ayrıca velayet ve kişisel ilişki tesisinin hak sahibine ödevler yüklediğinin hatırda tutulması gerekir.
Kendisine bırakılan küçüğün buyruğun aksine diğerine yada üçüncü kişilere bırakılması aynı zamanda bu sorumluluğun bertarafı anlamına gelir. Bu taktirde diğer eşin etkinlikte bulunarak mahkemeden bu yetkinin kötüye kullanıldığı gerekcesiyle velayetin gecicide olsa el değiştirmesini olanaklı kılabilir.Çünkü bu hak kişisel nitelikte olup bizzat kullanılması zorunluluğu vardır.
Nafaka miktarına gelince temel ölçüt gereksinim kalemleri ,bunların aylık miktarları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile insan hakları ilkeleridir. Ancak yargıcın T.M.K 4. maddesindeki yetkisini fedkarlığı denkleştirmek süretiyle kullanması gerekmektedir. Başka bir deyişle bir tarafın ihtiyaçlarını giderirken diğer tarafın yaşam hakkına saygılı bir buyruk oluşturmalıdır.
Bu şekildeki buyruğa ancak yargıcın tarafların sosyal ve ekonomik durumunu büyüteç altına alarak analizci bir yaklaşımla varılabilir.
Ancak taraflarında bu şüreçte etkili davranarak yargıca gerekli argumanları sunmaları gerekir.
Saygılarımla.