Mesajı Okuyun
Old 02-01-2013, 16:05   #17
Av.Muhammet Aydın

 
Varsayılan Eskişehir barosuna olayı duyduktan 2 gün gönderdiğim yazıyı sunuyorum.


ESKİŞEHİR BAROSU BAŞKANLIĞI’NA


Konusu:En içten teşekkür ve destek beyanımdır.

Baronuz başkanı ve dolayısı ile kendisini,Baromuz Başkanı ve baro mensubu üyesi avukat meslektaşlarımdan,ayrı görmediğim,sayın Avukat Rıza ÖZTEKİN’in, duruşma sırasında,beyanda bulunurken,avukatlara dayatılan, ayağa kalkıp-kalkmama hususunda gösterdiği, hassasiyeti büyük bir mutlulukla, ulusal basından takip etmekteyimdir.

Şahsımın 2010 yılı içerisinde; üç hakimin, 100-120 adet tutanak ve ısrarlı şikayetleri üzerine geçirmiş bulunduğum,soruşturmada da aynı husus,sorun teşkil etmiştir. Bu tarihte, duruşmalarda CMK ve HMK’nın zorunlu tabii tuttuğu haller dışında, beyanda bulunurken ve/veya ara karar okurken ayağa kalkmayacağımı, tutanağa geçirtmek sureti ile beyan etmem üzerine hakkımda başlatılan soruşturma ve sonucunu ekte makamınıza sunuyorum. Bu dosya içerisinde yine eklerde, Adalet Bakanlığının,hakkımda vermiş olduğu karar, Samsun Barosunun disiplin soruşturma sonucu bulunmaktadır. Yine aynı ekler içerisinde, şahsımın Türkiye Barolar Birliği,HSYK,Adalet Bakanlığı ve ayrım yapmaksızın Türkiye de ki tüm Baro Başkanlıklarına,göndermiş olduğum dilekçemi ve bu dilekçem üzerine bu Baro Başkanlıklarından ve HSYK’dan tarafıma gönderdiği cevabi yazıları da ekte sunuyorum. Gerek duyulması halinde -ki umarım gerek duyulmaz-yapacak olduğunuz muhtemel hukuki ve cezai savunmalarda, VE DURUŞMADA ZORUNLU HALLER HARİCİNDE AYAĞA KALKMAMANIN USULÜNÜN OLUŞTURULMASI BAĞLAMINDA, kullanılabileceği kanaatindeyimdir.

Bu vesile ile önemle belirtmek isterim ki; Haksızlığın kulakları zorlarcasına, yüksek sesle çıktığı, meşruiyetini, adaletinden değil gücünden alan her ses ve güç, sırtında cübbesi,yüreğinde meslek onuru bulunan bir avukatı, karşısında yalçın bir dağ gibi bulacaktır. Haksızlıklara, yanlış diyebilen bir mesleğin üyesi olmaktan gurur duyuyorum. Gücünü hukuka uygunluğundan, almayan hiçbir gürültüye,prim vermeyecek, bir mesleğin mensubuyuz.Yeri geldiğinde, kamu otoritesinin, haksız ve fütursuz, fiillerine karşı, güçsüzün hakkını, yargılama denilen dişlilerin, arasından çıkartıp verecek tek güç, adil bir avukattır. Yılmadan, korkmadan, her türlü haksızlıkta, zayıf gördüğü bileğin arkasında, onuruyla duran yine avukattır. Avukat; gözü yaşlı bir çocuğun nafakasının, ezilmiş bir işçinin kıdeminin, gariban bir köylünün iaşesinin, güçsüz bir eşin geleceğinin, mağdurun hakkının,sanığın hukukunun... teminatıdır.

Avukat,hakkın özünü tahrip edebilecek,şekilcilikle sınırlandırılmış,hak arama mücadelesinde, insanların gözü, kulağı,eli,ayağı,ışığı,güneşidir. Avukat, koruyucu hukuk anlayışı ile ihtilafların doğmasını öncesinde engelleyen, danışman hukukçu sıfatı ihtilafların yargıya gitmeksizin en kısa yolarla çözümünü sağlayan, kaza-i hukukçuluğu ile yargıya intikal eden uyuşmazlılarında tecrübesi ve bilgisi ile müvekkilinin hakkını, hem kamu otoritesinin ve hem de güçlün, direncine rağmen, teminini sağlayan bir mesleğin, mensubudur.

Bu doğrultuda Avukat,hiç kimsenin emrinde değildir. Avukat hiçbir, merciin himmeti ile işini yapmaz. Avukat hak arama mücadelesinde, katibinden,polisine, hakiminden, savcısına kadar, hiç bir makamı,kendinden yukarda görmediği gibi kendisinden de aşağıda görmez.

Saygının, karşılıklı yaşanan bir duygu olduğu ve bir başkasına gösterilen saygının öncelikle şahsın -kendisine olan- özsaygısını rencide etmeyecek bir şekilde kullanılması, gerektiği, söz götürmez bir gerçektir. Yargılama faaliyeti içerisinde eşitlerin hukukunu oluşturan, giydikleri cüppeler ile salt ve sadece, adalet arayışı içerisindeki öznelere hak dağıtım faaliyetini, hep bir elden gerçekleştiren, hukukçuların;bir kısmını sadece saygıyı gösteren ve bir kısmının da sadece saygıyı kabul eden, konumunda olmaları düşünülemez.

Verdikleri kararlar ile adına hareket ettikleri,Türk Milletinin temsilcisi sıfatı ile saygıyı hak eden mahkemelerin,avukatlara;yine o bütünün bir parçasının temsilcisi sıfatı ile yani,bütünün bir parçası olmasından dolayı, en az o bütünün temsilcisine gösterilen saygı kadar, saygı göstermesi gerektiği de tartışmasızdır.

Bunun yanında; saygı havuzu,sadece saygı duyulanın bulunduğu konum veya doldurduğu makam ile beslenmemekte,esasen ve daha fazlasıyla,insana insan olmasından dolayı verilen itibarla dolmakta ve karşılıklılık ilkesi ile de taşmaktadır.

Bu mücadele sadece avukatlara saygınlık kazandırmayacak, bunun yanında başarıya ulaşması halinde mahkemelerin saygınlığı daha da arttıracaktır.Şahsınızın ve Eskişehir Barosu mensubu meslektaşlarımın gösterdiği, bu onurlu duruş için,tek tek, tüm avukat meslektaşlarıma teşekkür ederim. Bu teşekkürümü kendilerine bir vesile ile iletmenizi de istirham ediyorum. SADECE ESKİŞEHİR BAROSU ADINA DEĞİL TÜM BAROLAR VE FERT FERT TÜM AVUKATLAR İÇİN GÖSTERMİŞ BULUNDUĞUNUZ, BU HAK ARAMA MÜCADELESİNDE, YANINIZDA BULUNDUĞUMUZU BİLMENİZİ İSTERİM.

Saygı, sevgi ve esenlikle kalın. 31.12.2012

Samsun Barosu Avukatı
Av.MUHAMMET ABDÜSSAMET AYDIN
(1001 Sicil No)

Ekler :
Soruşturma dosyası ve içeriği belgeler.
Barolardan görüş yazım ve Baroların cevabi yazıları.