Mesajı Okuyun
Old 14-05-2002, 21:21   #11
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Edinilmiş mallara katılımın kanuni mal rejimi kabul edildiği durumlarda bile, MK.198 hükmünün muhafazasında gereklilik olduğu, aynı kanunun
Alıntı:
. Yönetim, yararlanma ve tasarruf
Madde 223.( ) - Her eş, yasal sınırlar içerisinde kişisel malları ile edinilmiş mallarını yönetme, bunlardan yararlanma ve bunlar üzerinde tasarrufta bulunma hakkına sahiptir.
Aksine anlaşma olmadıkça, eşlerden biri diğerinin rızası olmadan paylı mülkiyet konusu maldaki payı üzerinde tasarrufta bulunamaz


maddesindeki açık hükümden anlaşılmaktadır. Eşlerin tasarruf alanında olan ortak malların yönetimi, yararlanılması ve tasarrufu mümkün ise de, üçüncü şahıs nezdinde bir diğerinin alacak hakkını talep edebilmesi ancak diğerinin rızası ile geçerli olabilecektir.

Mahkemeye, MK.198 icabı müracaat zorunda kalan diğer eş, öncelikle eşinin ev giderlerine gücü nisbetinde iştirak etmediğini kanıtlamak zorundadır. Ayrıca, eşinin üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının miktarı ile eşe borçlu üçüncü kişinin ad, ünvan ve adresini bildirmek, delilleri arasında zikretmekle yükümlüdür.

Hakim, aile düzeninin ve evlilik birliğinin selameti için re'sen tedbirler alma zorunda bulunduğundan (Evlenme hükümleri kamu düzeninden sayılmaktadır) hakkın kaybı yahut alacağın diğer eşe ödenmesi tehlikesinin varlığı hlinde ve özellikle talep de varsa, HUMK.101, İİK.257 gibi hükümlere dayanarak İhtiyati hacze karar vermesi ve bu kararın icra müdürlüğü vasıtasıyla İİK 89/1 ihbarnamesi gönderilmesine olanak sağlaması imkan dahilinde olup, kullanılabilecektir.

Hakim, bu yolu seçmeyip 3.kişi borçluya tezkere yazmak suretiyle, diğer eşe varsa borcu, borç miktarı ve ödeme tarihini mahkemeye bildirmesini, yine varsa itirazlarını (makul bir kesin süre belirleyerek) sunmasını, aksi takdirde aynı borcu iki defa ödemek zorunda kalacağını ihtar edebilir.

Birden fazla borçlu var ise, hepsine aynı yolun uygulanması mümkün olup, hangi borçlunun borcunu davacı eşe ifa ile borcundan kurtulacağını da keza hakim, borcun tutarı, ödeme tarihi ve tahsil kolaylığını tartarak tayin edecektir.

Bu seçime, borçluların (İİK.89/1 veya dava içinde tezkereye) itiraz hakkı ayrık tutulduğunda,borcun ödenmesi için, alacaklının şahsı önemli değil ise, itiraz etme hakları yoktur. Mesala, borçlunun borcu, alacaklı eşin şahsı ile doğrudan alakalı ise ancak bu halde itiraz mümkün olabilir ki, bu tür bir borcun mahkeme tarafından, davacıya ödenmesinin emredilmesi hayatın olağan akışına ters olacağından zaten düşünülemeyecektir.

Selam ve saygılarımla..