Mesajı Okuyun
Old 13-05-2009, 17:33   #5
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Fatura tek başına İİK m.68/1 deki belgeler arasında sayılamasa da şayet borçlu tarafından faturaya itiraz edilmeden, "borcun ödendiği" gerekçesi ile borca itiraz edilir ise itirazın kaldırılması yoluna gidilebileceği düşüncesindeyim. Zira bu durumda borçlu olan kişi, böyle bir borç ilişkisinin varlığını zımnen kabul etmiş olacaktır. Fatura içeriği ve faturaya dayanan borç ilişkisi borçlu tarafından kabul edilmiş durumda ise itirazın kaldırılması yoluna gidilebilir. Bu durumda borçlu kişi ödeme savunmasını yazılı deliller ile ispat etmek zorundadır. Ancak maalesef aksi yönde karar veren İcra Mahkemeleri de mevcuttur. Aşağıdaki Yargıtay kararı da bu görüşü desteklemektedir. Yukarıdaki kararda da benzer gerekçe ile itirazın kaldırılması kabul edilmiştir. ( "faturalardaki malların teslim edilmediği yolunda borçlunun bir itirazı bulunmadığına göre" şeklindeki gerekçe buna işaret etmektedir.)

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2000/121

K. 2000/1525

T. 28.1.2000

• BORÇ İLİŞKİSİNİN KABULÜ ( Fatura Bedelinin Ödendiği İddiası )

• FATURA BEDELİNİN ÖDENDİĞİ İDDİASI ( Borç İlişkisinin Kabulü )

• ÖDEME BELGELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ( Fatura Bedelinin Ödendiği İddiası )

2004/m.68

ÖZET : Borçlu borç ilişkisini kabul ederek fatura bedelini ödediğini ileri sürdüğüne göre artık dayanak belgenin mahiyeti tartışılamaz. Borçlunun ibraz ettiği ödeme belgeleri değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
DAVA : Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 3.1.2000 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Fatura, her ne kadar İİK'nin 68. maddesinde yazılan borç ikrarını içeren bir belge değil ise de borçlu borç ilişkisini kabul ederek fatura bedelini ödediğini ileri sürdüğüne göre artık dayanak belgenin mahiyeti tartışılamaz. Borçlu ödeme belgeleri ibraz ettiğine göre bu belgelerin değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, takip dayanağı belgenin İİK'nin 68. maddesindeki belgelerden olmadığından bahisle itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nın 366. ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 28.1.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak : Kazancı İçtihat Bankası

Yine;
T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/2000

K. 2008/6198

T. 27.3.2008

• ÖDEME OLGUSU ( Borçlu İtirazını “Ödeme” Olgusuna Dayandırmakta İse Taraflar Arasında Bir Borç İlişkisinin Varlığını Kabul Etmiş Sayıldığı )

• ÖDEME EMRİNE İTİRAZIN KESİN OLARAK KALDIRILMASI ( Talebinin İncelenebilmesi İçin Ön Koşul Olan İİK'nun 68 Normlarına Uygun Bir Belgenin Bulunması Şartı Yargılamaya Devam İçin Aranmadığı )

• İTİRAZIN KALDIRILMASI ( Borçlu İtirazını “Ödeme” Olgusuna Dayandırmakta İse Taraflar Arasında Bir Borç İlişkisinin Varlığını Kabul Etmiş Sayıldığı )

2004/m.68


ÖZET : Borçlu itirazını “ödeme” olgusuna dayandırmakta ise taraflar arasında bir borç ilişkisinin varlığını kabul etmiştir. Bu, durumda itirazın kaldırılması talebinin incelenebilmesi için ön koşul olan İİK'nun 68 normlarına uygun bir belgenin bulunması şartı yargılamaya devam için aranmaz.
DAVA : Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Alacaklının faturalara dayalı genel haciz yolu ile başlattığı icra takibinde; İİK'nun 68/1. maddesinde yer alan ve mücerret borç ikrarını içeren bir belgeye dayanmadığı tartışmasızdır. Ancak, borçlu vekilinin icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde “akte konu malların teslimi sırasında müvekkil malın değerinin tamamını haksız takip alacaklısına ödemiştir” dediği görülmektedir. Borçlu, borç doğuran hukuki ilişkiyi kabul edip itirazını “ödeme olgusuna” dayandırdığına göre, itirazın kaldırılması isteminin mahkemede incelenmesi sırasında, alacaklının artık İİK'nun 68/1. maddesinde belirtilen bir belgesinin mevcut olup olmadığı üzerinde durulmasına gerek ve yer yoktur. Çünkü, anılan maddede yazılı belgelerle ispatlanacak olan “hukuki ilişki ve borçtur”. Borçlu hukuki ilişki ve borcu kabul edip ödediğini ileri sürdüğüne göre, kabul edilen bir hususun ayrıca İİK'nun 68/1. maddesinde yazılı belgelerle ispatına yer olmadığı kabul edilmelidir. Yargıtay'ın yerleşmiş görüşü bu doğrultudadır ( Hukuk Genel Kurulu'nun 04.12.1985 tarih ve 12/27-984 sayılı kararı ).
Bu durumda, borçlu tarafından borcun ödendiği İİK'nun 68/1. maddesinde yazılı nitelikte belgelerle ispatlanamadığından ve fatura incelenerek genel yargılamada tartışılacak hususlar gerekçe yapılarak mahkemece itirazın kaldırılması isteminin kabulü ile borçlunun sair itiraz ve şikayetleri incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi yerine yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 27.03.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. Kaynak: Kazancı İçtihat Bankası