Mesajı Okuyun
Old 21-08-2006, 15:43   #8
medenikal

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
13.HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI
Sayı :
Esas 2003 Karar
3973 8255
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : B 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 9.4.2002
NO : 389-415
DAVACI : İ Sitesi Yöneticiliği vekili avukat M
DAVALI : A E vekili avukat R

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, sitenin çevre ve bahçe düzenlemesi için daire sahiplerinin her bir daire başına 150.000.000 TL ödemelerini istediklerini, ancak davalının ödemeyi yapmadığını, icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, eşine ait olan arsayı dava dışı i Konut Yapı Kooperatifine kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile verdiklerini, kooperatif yerine geçen site yönetiminin talepte bulunamayacağını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacı site yöneticiliğinin aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Ülkemizde yaşanan ekonomik ve sosyal gelişme ile nüfus artışının iş yeri ve konut ihtiyacını doğurduğu bu ihtiyacın karşılanması amacıyla gerek devlet kuruluşları, gerekse özel girişimciler eliyle birden çok taşınmaz üzerine ayrı ayrı bloklar halinde toplu yapıların inşa edildiği bilinen gerçektir. Bu nitelikteki toplu yapılaşmalarda, çoğunlukla her parsele bir blok apartman yapılmakta bu blok apartmanlarda toplu yapının bir bölümünü teşkil etmektedir. Tek bir parsel üzerine inşa edilmiş blok apartmandaki bağımsız bölümler için Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri uyarınca kat irtifakı veya kat mülkiyeti tesis edilmekte bu blok yönetimiyle ilgili uyuşmazlıklarda anılan Yasa hükümleri uygulanarak çözümlenebilmektedir. Ancak bu blokların oluşturduğu toplu yapının yönetimiyle ilgili uyuşmazlıklarda ise Kat Mülkiyeti Kanunu, Medeni Kanunun toplu mülkiyete ilişkin hükümleri veya Kooperatifler Kanunu hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. Oysaki toplu yapının kendini oluşturan Blok apartmanlara ait ortak yerler dışında Tüm Toplu Yapı kapsamındaki bağımsız bölüm maliklerinin kullanımına terk edilmiş, kanalizasyon ısıtma aydınlatma, eğitim, spor park ve bahçe gibi ortak tesis ve alanlarının bulunduğu da bilinmektedir. Bu ortak tesis ve alanlarının amacına uygun olarak bir disiplin dahilinde kullanılmaları, bakım ve onarımlarının yapılması, bakım ve onarımlar için gerekli giderlerin toplanıp harcanmaları Toplu Yapı Yönetimini zorunlu kılmaktadır. Ne varki yürürlükte bulunan yasalarımızda toplu yapı yönetiminin oluşumuna görev ve sorumlulukları kapsamındaki blok apartman yönetimleriyle ilişkilerine görev sorumluluğu içinde davada taraf ehliyetine sahip bulunduğuna dair bir düzenlemeye yer verilmemiştir. o nedenle de açıklanan konularda ve özellikle davada taraf olabilme ehliyeti konusunda yasal boşluğun varlığı kabul edilmelidir. Halen yürürlükte bulunan davada taraf ehliyetinin varlığını tesbit eden yasa kuralları esas alınarak davacı ve davalı yönetimlerin tüzel kişiliklerinin bulunmadığı ve dolayısıyla davada taraf olabilme ehliyetlerine sahip olmadıklarının kabulü, somut olaydaki uyuşmazlığı veya benzer nitelikteki uyuşmazlıkları çözümsüzlüğe terk etme sonucunu doğurur. Şu durum karşısında mahkemenin M.K.nun 1. maddesinden kaynaklanan görevi gereği olarak, benzer kurum ve kuruluşlar için yasalarımızda öngörülen düzenlemelerden örnekleme yoluyla yararlanarak hak ve adalete usul ve dava ekonomisine tüm toplu yasa bağımsız bölüm maliklerini bağlayıcı nitelikteki sözleşme mevcut ise bu sözleşme hükümlerine uygun toplu yapı içinde sosyal barışı sağlayıcı bir çözüm bulması bunun sonucuna uygun karar vermesi gerektiğinde duraksanmamalıdır.
Somut olayda, davacı İ Site Yönetim Genel Kurulu 23.7.1999 tarihinde aldıkları karar ile çevre ve bahçe düzenlemesi yapılmasına karar verip bu konuda gerekenleri yapması için site yönetim kuruluna yetki vermiştir. Bu karar toplu yapı bağımsız bölüm maliklerini bağlar, onlar için sözleşme hükmündedir. Böyle olunca da davacı yöneticiliğin sözleşmeden kaynaklanan bu temsil görevleri dahilinde davada taraf ehliyetine sahip bulunduklarının benimsenmesi gerekir.
Mahkemece somut olayın açıklanan özelliği gözardı edilerek, işin esasına girilip bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.6.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye