Merhabalar,
Aşağıdaki biraz karışık olayda görüşlerinize ihtiyacım var. Yardımcı olacak meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim.

Anne A,evli olan B ile evlilik dışı bir ilişki yaşıyor ve bu ilişkiden 1958 yılında bir çocukları oluyor. Bu çocuğu A, baba adı Abdullah olarak kaydettiriyor ancak bu isimde bir şahıs aslında bulunmamakta. Daha sonra 1973 yılında A, B'ye karşı babalık davası açıyor. Mahkeme yargılamada "Her ne kadar B'nin tabii baba olduğuna mahkemece kanaat getirilmiş olsa da TMK Md.292 hükmü karşısında babalığa hükmetmek mümkün değildir." diyerek davayı reddediyor (Madde 292 - Birbirleriyle evlenmeleri memnu olanlardan veya evli erkek ve kadınların zinasından doğan çocuk, tanınamaz.)
Daha sonra 1974 yılında A, nafaka davası açıyor ve bu davayı kazanıyor. Nafaka davasında mahkeme "B'nin tabii baba olduğuna kanaat getirildiğinden ....TL nafakaya hükmedilmesine" yazmıştır. Bu karar ile nüfus idaresine başvuran A, bu kararı dayanak göstererek Ç'yi B'nin nüfusuna kaydettiriyor. Olayı öğrenen B,1977 yılında nüfus kaydının iptali davası açıyor, bu davada babalığa hükmedilmesinin reddi hakkındaki kararı da dayanak gösteriyor ve davayı kazanarak Ç'yi nüfusundan sildiriyor.

Bu arada 1981 yılında Anayasa Mahkemesi Eski Medeni Kanun Md.292'yi iptal ediyor. Ancak taraflar bir daha dava açmadıkları gibi yargılamanın iadesi talebinde de bulunmuyor.

Şimdi sorunum şu; babalık davası açmak sürelere tabii ve olayda bu süreler geçmiş. Ç'nin nüfusta babası gözüken kişi ise hayali bir şahıs. Yani aslında nüfus kaydı yanlış. Nüfus kaydının düzeltilmesi davası açsak daha önceden verilmiş kesin hüküm bulunmakta. Bu durumda ne yapılması uygundur?

Saygılar,
Levent CİRİT