Mesajı Okuyun
Old 07-03-2013, 13:31   #6
Avukat Kamer Akgül

 
Varsayılan

Merhaba,

Konuyla ilgili 3201 sayılı yasa ve bu yasayla bağlantılı yönetmelik ve genelgeler, yurtdışında yaşayan vatandaşların 3201 sayılı yasa çerçevesinde BORÇLANMA YAPMASI ve EMEKLİLİK MAAŞI ALMASI için Türk vatandaşı olma koşulunu koyuyorlarsa da konu yargıya taşınmıştır. En nihayetinde Yargıtay 10. Hukuk Dairesi; Alman vatandaşı olan Türk kökenlilerin Almanya'da Türk vatandaşı olarak geçirmiş oldukları süreleri (ÇALIŞMA İLE veya EV HANIMI OLARAK) borçlanabilecekleri ve dolayısıyla da yaşları gelince de emeklilik maaşı alabileceklerini hükme bağlamıştır. Yani sizin müvekkiliniz Alman vatandaşlığına geçtiği 2007 tarihine kadar geçen 18 yılını ev hanımı olarak borçlanarak emekli olabilir.

Bunun için SGK'ya borçlanma başvurusunu yapması gerekiyor. Kurumdan alacağı red cevabından sonra da İş Mahkemesinde dava açarak lehine hüküm alabilir. Benzer konuda benim Ankara İş Mahkemesinde açtığım dava tek celsede sonuçlandı. Konuyla ilgili size yardımcı olabilecek Yargıtay kararı:


T.C.


YARGITAY


10. HUKUK DAİRESİ


E.2008/18641


K. 2009/13146


T. 14.7.2009


• BORÇLANMA TALEBİ ( Talep Tarihinde Türk Vatandaşı OlmayanDavacının Türk Vatandaşlığından İzinle Çıkmadan Önce Yurtdışında GerçekleşenÇalışma Sürelerine İlişkin Borçlanma Hakkının Türk Vatandaşlık Kanunu İleKazanılmış Hak Sayılarak Korunduğu )


• YURT DIŞINDA GEÇEN ÇALIŞMALAR ( Talep Tarihinde TürkVatandaşı Olmayan Davacının Türk Vatandaşlığından İzinle Çıkmadan ÖnceYurtdışında Gerçekleşen Çalışma Sürelerine İlişkin Borçlanma İsteğinin KabulüGerektiği )


• KAZANILMIŞ HAK ( Talep Tarihinde Türk Vatandaşı OlmayanDavacının Türk Vatandaşlığından İzinle Çıkmadan Önce Yurtdışında GerçekleşenÇalışma Sürelerine İlişkin Borçlanma Hakkının Kazanılmış Hak SayılarakKorunduğu )


• TÜRK VATANDAŞLIĞINDAN ÇIKMA ( İzinle Çıkmadan ÖnceYurtdışında Gerçekleşen Çalışma Sürelerine İlişkin Borçlanma Hakkının TürkVatandaşlık Kanunu İle Kazanılmış Hak Sayılarak Korunduğu )


• ÇALIŞMA SÜRELERİNİN BORÇLANILMASI ( Talep Tarihinde TürkVatandaşı Olmayan Davacının Türk Vatandaşlığından İzinle Çıkmadan ÖnceYurtdışında Gerçekleşen Çalışma Sürelerine İlişkin Borçlanma İsteğinin KabulüGerektiği )


2709/m.2


3201-1/m.1


5901/m.28


403/m.29


ÖZET : Dava, Türk vatandaşlığındanizin yoluyla çıkan davacı, Almanya'da geçen çalışmalarıyla ilgili olarakyaptığı borçlanma talebinin 3201 sayılı Kanun'a göre kabul edilmesigerektiğinin tespitini istemiştir. Kazanılmış hak, kişinin bulunduğu statüdendoğan, kendisi yönünden kesinleşmiş ve kişisel niteliğe dönüşmüşhaktır.Davacının, Türk vatandaşlığını haiz olmadığı dönemleriborçlanamayacağına ilişkin mahkemenin kabulü yerinde ise de; Türkvatandaşlığından izinle çıkan ve borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşlığınıhaiz olmayan davacının, Türk vatandaşlığından izinle çıkmadan önce yurtdışındagerçekleşen çalışma sürelerine ilişkin borçlanma hakkının, Türk VatandaşlıkKanunu ile kazanılmış hak sayılarak korunduğu gözetilerek, anılan süreyeilişkin borçlanma isteğinin kabulü gerekir.

DAVA : Türk vatandaşlığından izinyoluyla 26.08.1999 tarihinde çıkan davacı, Almanya'da 20.04.1994-31.12.2004tarihleri arasında geçen çalışmalarıyla ilgili olarak yaptığı borçlanmatalebinin 3201 sayılı Kanun'a göre kabul edilmesi gerektiğinin tespitiniistemiştir.

Mahkeme, ilamında belirtilen gerekçe ile davanın reddine kararvermiştir.

Hükmün, taraflar avukatları tarafından temyiz edilmesiüzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi A... E... tarafından düzenlenenraporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdakikarar tespit edildi:

KARAR : 1-Dosyadaki yazılara,toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurumvekilinin yerinde görülmeyen tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarınınreddi gerekir.

2-06.03.1962 tarihinde, doğumla Türk vatandaşı olup,Türkiye'de, 10.01.1989-30.11.1989 tarihleri arasında hizmet sözleşmesine dayalıçalışmaları bulunan, Bakanlar Kurulu'nun 23.12.1998 gün ve 1998/12263 sayılıkararı ile Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verilen ve vatandaşlıktan çıkmabelgesini teslim aldığı 26.08.1999 tarihi itibariyle Türk vatandaşlığınıkaybedip, halen Türk vatandaşı olmadığı anlaşılan davacının; 28.11.2005tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumu'na başvurarak Almanya'da geçen çalışmalarının3201 sayılı Kanun'a göre değerlendirilmesi için borçlanma talebinde bulunduğu,davalı Kurum tarafından, yurtdışında geçen çalışma sürelerini borçlanmahakkının sadece Türk vatandaşlığına haiz olanlara tanındığı gerekçesiyleisteğinin reddedildiği hususları tartışmasızdır.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu dönemde dönemdeyürürlükte bulunan 403 sayılı Türk Vatandaşlık Kanununun 20. ( 12/06/2009tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5901 sayılı yeni TürkVatandaşlık Kanununun 25. ) maddesi gereğince, Türk vatandaşlığından BakanlarKurulunun kararı ile çıkmasına izin verilip, 26.08.1999 tarihi itibariyle Türkvatandaşlığını kaybeden ve halen Türk vatandaşı olmayan davacının,20.04.1994-31.12.2004 tarihleri arasında bir kısmı Türk vatandaşı olduğu, birkısmı da Türk vatandaşı olmadığı dönemlerde, Almanya'da gerçekleşen çalışmasürelerini, 3201 sayılı Kanun gereğince borçlanarak, sosyal güvenliğibakımından değerlendirilip değerlendirilemeyeceğine ilişkindir.

Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında GeçenSürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkındaki 3201sayılı Kanunun 1. maddesinin değişiklikten önceki hali "18 yaşınıdoldurmuş Türk vatandaşlarının yurt dışında geçen ve belgelendirilen çalışmasüreleri, bu çalışma süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadarolan işsizlik süreleri ve yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, 2 ncimaddede belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim, kesenek ve karşılıködenmemiş olması ve istekleri halinde bu Kanun hükümlerine göre sosyalgüvenlikleri bakımından değerlendirilir." şeklinde iken; davanınaçılmasından sonra, 17.04.2008 tarihli 5754 sayılı Kanunun 79. maddesi ile yapılandeğişiklikle, "Türk vatandaşlarının yurt dışında 18 yaşını doldurduktansonra, Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve busüreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizliksüreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanundabelirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve isteklerihalinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımındandeğerlendirilir." şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanunun tanımlar başlıklı2. maddesinin "c fıkrasında" sürelerin değerlendirilmesi kavramı"Türk vatandaşlığına haiz olanların 1. maddede belirtilen sürelerininistekleri halinde değerlendirilmesi" olarak tanımlanmıştır. AnılanYasa'nın önceki Uygulama Yönetmeliğinin 2. maddesi, "Bu Yönetmelikhükümleri, ikili veya çok taraflı sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış olupolmadığına bakılmaksızın yabancı bir ülkede, Türk vatandaşı olarak çalışmış,çalışan veya çalışacaklar ile gerek borçlanma ve gerekse aylık alma sürelerindeTürk vatandaşı olanları kapsar." şeklinde iken; davanın açılmasındansonra, 06.11.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girenYönetmeliğin 2. maddesinde ise, "Bu Yönetmelik, ikili veya çok taraflısosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış olup olmadığına bakılmaksızın yabancı birülkede geçen sigortalılık veya ev kadını sürelerinde ve borçlanma taleptarihinde Türk vatandaşı olanları kapsar." düzenlemesine yer verilmiştir.Halen yürürlükte olan Uygulama Yönetmeliğinin borçlanma kapsamındaki süreleridüzenleyen 6. maddesinin 2-b bendine göre de, "Türk vatandaşlığınınkazanılmasından önce veya Türk vatandaşlığının kaybedilmesinden sonrayurtdışında sigortalı veya ev kadını olarak geçen süreler,...borçlandırılmaz."

11.02.1964 tarih ve 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun06.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 29.06.2004 günve 5203 sayılı Yasa'nın 1. maddesi ile değişik 29. maddesinde, "Bu Kanungereğince Türk vatandaşlığını kaybeden kişiler, kayıp tarihinden başlayarakyabancı muamelesine tâbi tutulur. Ancak, doğumla Türk vatandaşı olup da,İçişleri Bakanlığından vatandaşlıktan çıkma izni alanlar ve bunlarınvatandaşlıktan çıkma belgesinde kayıtlı reşit olmayan çocukları; TürkiyeCumhuriyetinin millî güvenliğine ve kamu düzenine ilişkin hükümler saklı kalmakkaydıyla, askerlik hizmetini yapma yükümlülüğü ve seçme-seçilme, kamugörevlerine girme ve muafen araç veya ev eşyası ithal etme hakları dışında,sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı kalmak ve bu haklarınkullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tâbi olmak şartıyla Türkvatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam ederler."denilmiş; aynı yasal düzenlemeye 5901 sayılı yeni Türk Vatandaşlık Kanununun,çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden kişilere tanınan haklarbaşlıklı 28. maddesinde de yer verilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 23.11.2005 tarih ve10-492/646, 08.03.2006 tarih ve 21-6/56, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin20.11.2006 tarih ve 11422-14965, 20.06.2006 tarih ve 2251-9376, 23.03.2006tarih ve 2215-3162, 16.10.2006 tarih ve 10610-12898 sayılı kararlarında dabelirtildiği üzere 3201 sayılı Kanun bir borçlanma yasası olup, Kanunun1.maddesine ve Uygulama Yönetmeliğinin 2.maddesine göre, Türk vatandaşlarının,Türk vatandaşı olarak yurtdışında geçen çalışmalarını borçlanabilmeleriöngörülmüştür. Anılan Yasa, yurtdışı hizmet borçlanması hakkınınkullanılabilmesi için çalışmanın geçtiği dönemde sigortalı ile uyruklukilişkisini aramaktadır. 3201 sayılı Kanunun uygulama yönetmeliğinde, borçlanmatarihinde de Türk vatandaşı olunması gerektiği belirtilmiş ise de; gerek,12.06.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun28. maddesinde de, gerekse, önceki 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 29.maddesindeki yasal düzenlemeye yer verilerek, doğumla Türk vatandaşı olup da,İçişleri Bakanlığından vatandaşlıktan çıkma izni alanların, sosyal güvenliğeilişkin kazanılmış hakları saklı tutulmuş olup; anılan kişilerin bu haklarınkullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tâbi olmak şartıyla Türkvatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam edecekleribelirtilmiştir. Kanun, açıkça, çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığınıkaybeden kişilerin kazanılmış haklarının korunacağını belirtmektedir.

Kazanılmış hak, kişinin bulunduğu statüden doğan, kendisiyönünden kesinleşmiş ve kişisel niteliğe dönüşmüş haktır.

Kazanılmış haklar Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturanen önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı niteliktesonuçlara yol açan yorumlar Anayasanın 2.maddesinde açıklanan "TürkiyeCumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir" hükmüne aykırılık oluşturacağıgibi, toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlikortamına neden olur ve kabul edilemez.

Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gözetildiğinde,davacının, Türk vatandaşlığını haiz olmadığı 26.08.1999 tarihinden sonrakidönemleri borçlanamayacağına ilişkin mahkemenin kabulü yerinde ise de; Türkvatandaşlığından izinle çıkan ve borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşlığınıhaiz olmayan davacının, Türk vatandaşlığından izinle çıkmadan önce yurtdışındagerçekleşen çalışma sürelerine ilişkin borçlanma hakkının, Türk VatandaşlıkKanunu ile kazanılmış hak sayılarak korunduğu gözetilerek, anılan süreye ilişkinborçlanma isteğinin kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılışekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyizitirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanannedenlerle hükmün BOZULMASINA, Üye M.Z... E...'ın muhalefetine karşı; Başkan S... C..., Üyeler; N... S..., A... G... ve F... A...'ın oylarıyla ve oyçokluğuyla, 14.07.2009 gününde kararverildi.


Saygılar

Av. Kamer Akgül