Mesajı Okuyun
Old 21-04-2008, 21:13   #1
duyurucu1

 
Varsayılan Asliye ceza mahkemeleri ne zamandan beri iki hakimli oldu?

Duyurucu1’in çantasında birkaç dosya, koştura koştura adliyeye gitti.”Önce..xxx Asliye Ceza Mahkemesine uğrayıp sıra aylım.Ondan sonra yyyAsliye Ceza Mahkemesine geçerim”diye düşündü.Çünkü xxx Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşma saati 8.00 yazıyordu.yyy Asliye Ceza Mahkemesindeki ise 9.30 idi.

Saat de 9.00 olmuştu.”Aman xxx Asliye Ceza Mahkemesi saate uyup duruşmayı 8.00’da almasın”diye bir an endişelendi.O endişeyle xxx Asliye Ceza Mahkemesi duruşma salonuna girdi.Kendisi gibi birkaç meslektaşı erkenden gelmişler,kendilerine ayrılan bölümde oturuyorlardı.Arada bir mübaşire dosya numaralarını söyleyip,günlük girecekleri mahkemeler arası mekik dokuma planları yapıyorlardı.Duyurucu1’de aralarına oturdu.Beklemeye başladılar.Bu arada birkaç avukat daha geldi.

Neyse duruşma saati 8.00 yazmasına rağmen saat 9.40’da karşıdaki sağ taraftaki kapı açıldı.Oradan bir adam çıktı ve hakim kürsüsüne çıktı.Hakim kürsüsünde iki koltuk vardı.Duyurucu1 karşıdan bakıyordu.Duyurucu1’e göre sol taraftaki koltuğa yöneldi.Duyurucu1 ,”Bu gelen her halde hakim.Eğer hakim ise makama saygı gereği ayağa kalkayım”diye kıpraştı. Baktı diğer meslektaşları oralı değil.O zaman o da kalkmadı.Ama bu koltuğa oturanın cübbesindeki sırmalardan O’nun savcı olduğunu anlar gibi oldu.Derken kapıdan bir adam daha çıktı,hakim kürsüsüne yöneldi.Duyurucu1’e göre sağ tarafa oturdu.Avukatlar ayağa kalktı.Duyurucu1’deayağa kalktı.Avukatlar oturdu.Duyurucu1’de oturdu.Bu ikinci adamın hakim olduğuna kanaat getirir gibi oldu.Çünkü davranışlarından “Bu mahkeme benim!”der gibi bir havası vardı.

Duyurucu1 bu gün ilk defa Asliye Ceza Mahkemesinde duruşmaya çıkacaktı..Üstelik aynı gün 2 tane birden asliye ceza mahkemesinde duruşması vardı.

Önce sağ taraftaki –duyurucu1’in hakim olduğunu zannettiği adam konuştu.Sanık çağrıldı.Kimlik yoklaması yapıldı.Sonra sanığa hakim sorular sordu.Bir ara Hakim, sağında hemen bitişiğinde oturan ve zaman zaman eliyle dosyalara dokunup,hakime parmağıyla dosya içerisinde bir şeyleri gösteren sağındakine döndü. Hani bazen politikacılar yaparlar ya birbirleri ile konuşurken karşılarındaki gazeteciler görüntü alıp haber yapmasın diye ağızlarını kapatarak konuşurlar ya,işte hakim kürsüsündeki iki adamda bir süre kendi aralarında ağızlarını kapatarak konuştular.Zaten ikisinin arasında mesafade yoktu.Yan yana iki koltuk.Koltuklarda cübbeli iki adam yargılama yapıyorlardı.O dosya bitti.Arkasından bir başka dosya daha,duyurucu1’in hakim olduğuna iyice kanaat getirdiği adamın önüne kondu.Yine önce hakim konuştu sanıklara sorular sordu.Yine hakimin yanında oturan adam ile hakim fiskos konuştular.sanıkla ilgili bir şeyler konuştular.Hakim aralarındaki konuşmalara göre sanığa bazı sorular daha yöneltti.

Sonra Hakim,İddia Makamı mütalaada bulundu dedi.Ve bir sürü şeyi katibe yazdırdı.Ama iddia makamı dediği savcı hiç konuşmamıştı,ağzından mütalaa nemına bir tek kelam çıkmamıştı.Hepsini Hakim yazdırdı.Arkasından sanık müdafisine söz verdi.Sanık müdafisi savunma yaptı.Ama Hakim müdafinin söylediklerinin ancak beşte birini yazdırdı.Bir ara müdafi diklenecek oldu.”Efendim şurası da böyle,burasıda şöyle “demeye kalktı.Hakim azarlayarak.”Ne yani yazdırdık ya!”dedi ve bir dahada müdafinin suratına bile bakmadı.Müdafi bir iki daha yeltendi ama nafile.Hakim oralı bile değil.Sanık “imdat”dercesine müdafiye bakıyor.Hakim yanındaki -duyurucu1’in savcıya benzettiği- ama sanki yedek hakim gibi duruşmalarda etkin rol oynayan kişi ile birlikte al gülüm ver gülüm ilişkisi içerisinde duruşmaları götürüyorlar.

Duyurucu1 neyin ne olduğunu kimin hakim kimin savcı olduğunu anlamaya çalışırken vede iyice pırsmış vaziyette sessizce beklerken yanına mübaşir geldi.Sessizce “Avukat bey senin dosya numaran kaç?”
Duyurucu1 “2008/…dedi”
“Sen öğleden sonra gel.Sana ancak sıra gelir”dedi.

Duyurucu1 zaten sıkılmıştı.”Bu ne biçim mahkeme ?”diye düşündü.”Herhalde Asliye Ceza Mahkemeleri 2 hakimli oluyor.Aman acemiliğini belli etme.Büroya giitiğinde mevzuata bak bakalım Asliye Ceza Mahkemeleri kaç hakimli imiş?diye düşünerek mahkeme salonunu terk etti.

Duyurucu1 oradan hemen üst katta bulunan yyyAsliye Ceza Mahkemesine gitti.Orada da avukatlar oturuyorlardı.Kendiside aralarına girdi oturdu.Gözlemeye başladı.Bu Mahkemenin de dizaynı xxx Mahkemesine benziyordu.Ancak karşıda cübbeli bir hakim oturuyordu.Onun sağında fakat hakimden bayağı uzakta bir koltukta yine cübbeli biri vardı Duyurucu1;.”Biraz önceki xxx mahkemesindeki hakim yardımcısı yada ikinci hakim desek bunlar aralarında nasıl ağızlarını kapatarak konuşacaklar?”diye merak etmeye başladı.”Hele burayı da iyice izle duyurucu1”dedi kendi kendine.

Mübaşir,Hakimin önüne yeni bir dosya verdi.Hakim gayet kibar bir şekilde.Sanığın kimlik bilgilerini tutanağa geçirtti.Sonra sanığa hitaben”Sizin hakkınızda iddianame düzenlenmiş.Size isnat edilen suç şu.İsterseniz avukat yardımından yararlanabilirsiniz.Eğer avukat tutacak ekonomik güce sahip değilseniz.Baro tarafından size bir avukat tayin edilecektir.Eğer avukat yardımından yararlanmam derseniz o zaman savunmanızı tutanağa geçireceğim”dedi.Duyurucu1 şok olmuştu.”Olamaz!”dedi kendi kendine.Tıpkı filimlerdeki gibi hakim sanığa haklarını tek tek hatırlatıyordu.Oysa xxx Asliye Ceza Mahkemesinde bunların hiç biri olmamıştı.Ama sanki olmuş gibi tutanağa yazılmıştı.

Sanık,hakimin bu davranışı karşısında güven duymuş yada avukat lafını duyunca cebinden ne kadar para çıkacağını belki düşünmüş olacak ki”hayır avukat istemiyorum”dedi.

Hakim sorguya geçti.Tek tek açık olarak sordu.Sanığın anlattıklarını da tek tek açık olarak tutanağa geçirdi.

Sonra durucu1’in hakim yardımcısı yada yedek hakim zannettiği iddia makamına döndü. “Mütalaa verecek misiniz?dedi.
İddia makamı”Evet”dedi.

Hakim dosyayı İddia makamına uzattı.Mübariş hakimle –duyurucu1’in ikinci hakim zannettiği esasında Savcıya(iddia makamına) götürüp verdi. Çünkü hakimle iddia makamı o kadar mesafeli idi.Yani dosyayı uzanıp alabilmesi mümkün olamayacak bir mesafede idi.İddia Makamı tane tane mütalaasını söyledi.tek tek zabıt katibine yazdırdı.Dosyayı tekrar hakime ulaştırdı.

Hakim bu defa sanık müdafisine döndü,”siz savunma yapacak mısınız?”dediMüdafi “Evet efendim”dedi.Müdafi uzun uzun savunmasını yaptı.Hakimde sabırla hiç kızmadan bunları tek tek tutanağa yazdırdı.Sonunda “Başka ekleyeceğiniz bir husus var mı”dedi.Müdafi “hayır efendim” dedi.Hakim bundan sonra sanığa döndü”Senin son olarak söyleyeceğin bir şey var mı?”dedi.Sanık da son sözlerini söyledi.
Hakim “gereği düşünüldü.Başkaca incelenecek bir husus kalmadığından duruşmanın bittiği..TCK..maddesi uyarınca…sene hapis.. “diye kararını sanığın yüzüne karşı açıkladı.

Duyurucu1 şok olmuştu.”Acaba yanlış bir mahkemeye mi geldim?” diye bir ara göz ucuyla yanında oturan diğer avukatın dosyasına baktı.”hayır” doğruydu.yyyAsliye Ceza Mahkemesindeydi.Üstelik burası tek hakimliydi.Hakimle savcı arasındaki ilişki hakimle avukat arasındaki ilişki gibiydi.Hakim savcıya nasıl davrandıysa avukata da aynı davranmıştı.Aynı savunma ve mütalaa olanaklarını vermişti.Karar vermeden önce tarafları dinlemiş ve kendi vicdani kanaatini karar olarak somutlaştırmıştı. Üstelik iddia makamının mütalaası dışında bir karar vermişti.Hakim karar verirken ne savcıya danışmış nede savcının mütalaasını savcı adına yazdırmıştı.

Duyurucu1 şok olmuştu.xxx Asliye Ceza Mahkemesine göre olayı algılarsa otomatik olarak şu sonuca varıyordu:”Asliye Ceza Mahkemeleri 2 hakimli”yyyAsliye Ceza Mahkemelerine göre olayı algılarsa otomatik olarak şu sonuca varıyordu.”Asliye Ceza Mahkemeleri tek hakimli”.

Sahi Asliye Ceza mahkemeleri kaç hakimli bilen var mı?