Mesajı Okuyun
Old 01-11-2022, 14:50   #7
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Nıtekim; Yargıtay 1.HD.si aşağıdaki kararında ; taşınmazın evveliyatının tapusuz olması nedeni ile olayda "muris muvazaası" hükümlerinin uygulanamayacığını esas alarak ; muris muvazaasına dayalı olmayan davada, miras bırakan kadastro tespitinden "sonra" öldüğü halde,davada Kadastro K. 12/3 m.sindeki "hak düşürücü sürenin uygulanacağını kararlaştırmıştır.

YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2021/3885
Karar Numarası: 2022/1159
Karar Tarihi: 15.02.2022


Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16 . Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların babası ………. 'un 29/05/2016 tarihinde ölmesi sonrasında davacı haricinde tüm mirasçıların mirası reddettiklerini, dava konusu 151 Ada 22 parsel sayılı taşınmazın 2006 yılında yapılan kadastro tespiti sırasında “bu taşınmazın evvelinde ……….’a ait olup 20 yılı aşkın bir zamandır zilyetliğinde bulundurmakta iken 1999 yılında haricen ve bilinmeyen bedelle oğlu ……….’a satarak zilyetliğini devrettiği” belirtilmek suretiyle davalı ………. adına tespit ve tescilinin yapıldığını, yapılan işlemin muvazaalı bir işlem olduğunu, muvazaalı işlemlerde 10 yıllık hak düşürücü sürenin işlemeyeceğini, tüm mirasçıların mirası reddettiğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ………. cevap dilekçesinde; davacının iddia ettiği gibi herhangi bir mal kaçırma olmadığını babasına sürekli kendisinin bakmış olması nedeniyle bu taşınmazın kendisine verildiğini, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur

Milas 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 25/01/2019 tarihli ve 2017/1439 E. 2019/573 K. sayılı kararıyla; Dava konusu taşınmazın evvelinde tapusuz taşınmaz olduğu, kadastro tespitinin 2006 yılında yapıldığı, tarafların murisinin 2016 yılında öldüğü tapusuz taşınmazların menkul niteliğinde olması nedeniyle bu taşınmazlar hakkında muvazaa iddiasının dinlenemeyeceği gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacı vekili İstinaf dilekçesinde; Mahkeme kararının ve gerekçesinin yerinde olmadığını, mahkemece alınan beyanların yeterli derecede değerlendirmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 26/09/2019 tarihli ve 2019/512 E. 2019/924 K. sayılı kararıyla; davanın kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescili davası olduğu, 3402 sayılı yasanın 12/3 maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin kamu düzenine ilişkin olduğu ve taraflarca ileri sürülmese bile davanın her aşamasında mahkeme tarafından resen göz önünde alınacağı, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 08/09/2006 tarihinde kesinleştiği eldeki davanın ise 20/11/2017 tarihinde açıldığı, böylece kanunda öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davacı vekilinin İstinaf itirazlarının kabulü ile hükmün kaldırılmasına, davanın hak düşürücü süre nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; murisin 2016 yılında öldüğünü, muris muvazaasına dayalı olarak açılan davalarda hak düşürücü sürenin olmayacağını, davalının cevap dilekçesinde dolaylı olarak taşınmazın bedelsiz olarak kendisine verildiğini kabul ettiğini, verilen kararın yerinde olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal-tescil isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi

3.3. Değerlendirme

3.3.1.3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir.

3.3.2.Somut olayda çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği 08/09/2006 tarihi ile davanın açıldığı 20/11/2017 tarihi arasında 3402 sayılı yasanın 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin geçtiği kuşkusuzdur.

3.3.3.Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre kararın (IV./3.) nolu bendinde yer verilen gerekçeyle Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 36,30 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 15.02.2022tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
www.legalbank.net