Mesajı Okuyun
Old 27-06-2022, 21:22   #3
Av. Erdem Akçay

 
Varsayılan

HMK md. 126/1 "Davalı, cevap dilekçesini, davanın açılmış olduğu mahkemeye verir." demekte. Dilekçenin verilme yöntemini belirlemediğine göre her yolla dilekçe verilebilinir. Posta dahil. HMk md. 126/3 ise "Cevap dilekçesi, havale edildiği tarihte verilmiş sayılır." demet suretiyle, dilekçenin veriliş tarihini havale tarihi olarak belirlemekte. Yani dilekçenin veriliş zamanının, postadaki gecikmenin, vs'nin önemi yok. Tek önemli husus, dilekçenin havale edildiği tarih.

Olayınızda cevap dilekçesi 11.04.2022'de kaleme ulaşmış. Dilekçenin havale edildiği ise karşı yana gönderilmesinden anlaşılıyor. Dolayısıyla davalı süresi içinde cevap dilekçesini sunmuş. Kalemin yanlış dilekçeyi göndermesinin bir önemi yok.

Bu olayda yok ama kimlik tespiti yapamadığı için postayla gelen dilekçeyi mahkemenin kabul etmemesi de doğru olmaz. Savunma hakkının ve dolayısıyla hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanmasına sebep olur.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2021/40 E., 2021/124 K.:

Alıntı:
temyiz yoluna posta marifetiyle gönderilen bir dilekçe ile başvurulması mümkün ise de, temyiz tarihi dilekçenin postaya verildiği tarih değil, Özel Daireye ulaştığı tarihtir. Özel Daire kararı davacıya 06.02.2020 tarihinde tebliğ edilmiş ve davacı tarafından posta yoluyla gönderilen 07.02.2020 tarihli temyiz dilekçesi Özel Daireye 24.02.2020 tarihinde ulaşmıştır. Buna göre; temyiz talep tarihinin 24.02.2020 olarak kabulü zorunludur.
(https://karararama.yargitay.gov.tr/Y...asiIstemciWeb/)