Mesajı Okuyun
Old 05-12-2006, 13:14   #6
Gamze Dülger

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/13130

K. 2002/436

T. 17.1.2002

• İCRA TAKİBİNİN İPTALİ ( Taşınmazın Değerinin Fazla Olmasının Dava Açılmasına Engel Olmaması )

• TAŞINMAZIN SATIŞININ İSTENMESİ ( Danışıklı Olarak Konulan Haciz İçin de Bir Takım Giderler Yapması ve Danışıklı Hacizleri Hasım Göstermenin Gerekmesi )


ÖZET : Taşınmazın değerinin fazla olması davacının bu davayı açmasına engel teşkil etmez. Davacının alacağı için taşınmazın satışını istemesi durumunda danışıklı olarak konulan Haciz için de bir takım giderler yapması ve danışıklı hacizleri hasım göstermesi gerekecektir. Şu durumda davacının dava açmakta hukuki yaran vardır.
DAVA : Davacı Aysun Özonuk vekili Avukat Selim Uluderya tarafından, davalı Celal Özonuk ve Yılmaz Akbaba aleyhine 4.4.2000 gününde verilen dilekçe ile alacak, muvazaa sebebiyle takibin iptali ve haczin fekkinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 2.11.2000 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
KARAR : 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine, özellikle ilk dava tarihinden ikinci dava tarihine kadar olan faiz talebi için harç yatırmadığına ve ayrı bir davada isteyebileceğine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Diğer temyiz itirazına gelince; Davacı boşandığı davalı Celal Özonuk ile evlilikleri sırasında kendisinin çalışarak katkıda bulunduğu ancak kaydı davalı adına olan evdeki katkısının daha önce fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak tespit edilip 150.000.000 TL'ye hükmedildiği, kalan kısmın tahsili ile muvazalı olarak taşınmaz kaydına işlenen ve diğer davalı Yılmaz Akbaba'nın alacaklı olduğu senetler nedeniyle girişilen icra takiplerinin iptali ile hacizlerin fekkini istemiştir.
Mahkemece alacak yönünden istem kabul edilmiş, taşınmazın dava tarihi itibariyle değerinin icra dosyaları ve davacının alacağını karşılaşabileceğinden davacının dava açmakta hukuki yararının olmadığı, kaldı ki toplanan delillere göre iki davalı arasındaki alacak ve borç muvazaalı olmayıp vekalet ilişkisinden kaynaklanan bir borç olduğundan davalı Yılmaz Akbaba hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Daha önce görülen Karşıyaka 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/171 esas-155 karar sayılı dosyasında davacının davalı Celal Özonuk'la evli iken edilnilen ve davalı adına olan taşınmazda ( %60 ) katkı payı olduğu ve bunun 6.300.000.000 TL'ye karşılık geldiği, taleple bağlı kalınarak 150 milyon TL. alacağa hükmedildiği anlaşılmaktadır. Bu davanın varlığına rağmen düzenlenen senetlerle davalı Yılmaz Akbaba'nın alacaklı gösterilmesi ve diğer davalı Celal Özonuk adına kayıtlı taşınmaz üzerine Haciz konulmasının danışıklı olduğu anlaşılmaktadır. Taşınmazın değerinin fazla olması davacının bu davayı açmasına engel teşkil etmez. Davacının alacağı için taşınmazın satışını istemesi durumunda danışıklı olarak konulan haciz için de bir takım giderler yapması ve danışıklı hacizleri hasım göstermesi gerekecektir. Şu durumda davacının dava açmakta hukuki yaran vardır.
Anılan yön gözetilmeden davanın davalı Yılmaz Akbaba'ya yönelik kısmının yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın ( 2 ) nolu bendde gösterilen nedenle BOZULMASINA, öteki temyiz itirazlarının ilk benddeki nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17.1.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kazancı İştihat Yayınlarından alıntıdır.

İİK 278 vd maddelerinde belirtilen tasarrufun iptali halleri;her türlü tasarruf
içindir.Borçlunun sırf borcu ödememek için göze aldığı hukuki işlemler dahi bu maddelerin kapsamındadır.
Sıra cetveline itiraza dahi gerek olmadan (ki kanımca sıra cetveline itiraz beklenmelelidir) bu davaların açılabileceğini düşünüyorum.Her olayın özellikleri ayrı ayrı değerlendirilmelidir.