Mesajı Okuyun
Old 24-01-2014, 10:11   #2
halit pamuk

 
Varsayılan

Yetki sözleşmesi, kesin yetki değil;münhasır yetkidir. Bu nedenle ilk itiraz olarak ileri sürülmezse, daha sonra dikkate alınmayacaktır.

T.C.

YARGITAY

15. HUKUK DAİRESİ

E. 2013/1552

K. 2013/2639

T. 16.4.2013

DAVA : Mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine itirazın iptali ve takibin devamı işlemine ilişkindir.

Mahkemece yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.

6100 sayılı HMK'nın 116-a maddesinde kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itiraz olarak ileri sürülmesi gerektiği belirtilmiş, 117/1. maddesinde de cevap dilekçesinde ileri sürülmeyen ilk itirazların dinlenemeyeceği hükmü getirilmiştir. Kesin yetki bulunmayan hallerde davalı tarafından süresinde ileri sürülmeyen yetki itirazının daha sonra ileri sürülmesi mümkün olmadığı gibi mahkemece de kendiliğinden dikkate alınamaz. 6100 sayılı HMK'nın 17. maddesinde tacirler ve kamu tüzel kişilerinin aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabilecekleri, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemelerde görülebileceği şeklinde düzenleme yapılmıştır. Yetki sözleşmesi de ancak kesin yetki bulunmayan hallerde ve tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olmaları halinde geçerli olarak yapılabilir.

Somut olayda taraflar tacir olup, dosyaya sunulan Fason Dikim Sözleşmesine göre İstanbul Mahkemelerinin yetkili olacağı kararlaştırıldığından sözleşmedeki yetki şartı geçerlidir. HMK'nın 17. maddesi gereğince davanın sadece sözleşme ile belirlenen mahkemede açılacağına dair hüküm aksi de kararlaştırılabileceğinden münhasır yetki olup, kesin yetki niteliğinde değildir. Davalı tarafça da gerek icra dosyasında gerekse açılan itirazın iptali davasında süresi içinde yetki itirazında bulunulmamıştır.

Bu durumda ilk itiraz olarak mahkemenin yetkisiz olduğu ileri sürülmediği ve ilk itiraz süresinden sonra taraflar yetki hususunu tartışamayacakları ve kesin yetki de bulunmadığından mahkemece işin esasının incelenip, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın ( BOZULMASINA ), ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 16.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.