Mesajı Okuyun
Old 11-07-2009, 13:43   #2
av.kadirpolat

 
Varsayılan Temyiz hakkınızı kaybetmiş olmazsınız

Buna ilişkin Yargıtay Hukuk Dairesi kararı sunamayacağım ama; nihayetinde verilen mahkemenin kısa kararındaki niteleme neyse ona uyulması gerekiyor.

Yerel mahkeme kısa kararında belirttiği "tebliğden itibaren" temyiz yolunu açık tutmuşsa; daha sonra gerekçeli kararında "tefhimden itibaren" diyecek olsa dahi, kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olması da başlı başına bozma sebebidir.

Bu haliyle, kısa karar ile gerekçeli karar da "tebliğden itibare" temyiz süresi başlatılmasına karar verilmiş ise; mahkeme hükmü kanun maddesinin önüne geçmiş olduğunda, temyize kabil bir durum söz konusudur.

Mahkeme hüküm tesis ederken, kısa kararda dahi herkesin anlayacağı şekilde hüküm tesisinde HUMK 388 in dikkate alınması gerekiyor. Bu haliyle

HUMK 388 MADDE: "Karar aşağıdaki hususları kapsar:

1. Kararı veren mahkeme ile hakim veya hakimlerin ve tutanak katibinin ad ve soyadları ve sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa kararın hangi sıfatla verildiği,
2. Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adresleri,
3. İki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışması ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep,
4. Hüküm sonucu ile varsa kanun yolu ve süresi,(*)
5. Kararın verildiği tarih ve hakim veya hakimlerin ve tutanak katibinin imzaları,
Hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir."

Bu durumda hak kaybınızın olduğunu düşünmeyin.

Yargıtay C.G.K nun tebliğ tefhimle ilgili bir kararında "hükmün yanılgıya sokmaması gerektiğini ve tebliğ yerine tefhim yazılarak kişinin temyiz hakkının engellenmesi, temyiz başvurusunda süre başlangıcındaki farklılığın kişinin savunma hakkını engellediğinden" temyizin tebliğden itibaren yapılması hususunu kabul etmek gerektiğini vurgulamıştır.

Umarım yardımcı olabilmişimdir. Saygılarımla....,