Mesajı Okuyun
Old 12-01-2008, 16:06   #6
melis aksu

 
Varsayılan

Sayın Av.Ybayrak ve Sayın Av. Günar
Müvekkil avukat ilişkisi konusunda paylaştığınız altın değerindeki tecrübeleriniz için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.Fakat yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermek istemediğim için bu konuda açıklama yapma gereği duydum.Öncelikle ben henüz ruhsatını almış bir avukat değil 6 aylık bir stajyerim.Dikkat ettiyseniz Sözleşmenin tarafından bahsderken müvekkil değil taraf sıfatını kullandım.Bu kişi çok yakın bir akrabamdır.Ona kalsa hala hiçbir hukuki yola başvurmayı düşünmüyor.Fakat ben mutlaka birşeyler yapılabileceğine inandığım için konuyu araştırmak istedim.Yanlış anlaşılmaya sebebiyet verdiysem özür dilerim.Tavsiyelerinizin meslek hayatım boyunca kulağımda küpe olacağından emin olabilirsiniz.
şimdi asıl konuya geçelim.sözleşmeyi sonunda buldular.Tahmin ettiğim gibi satım sözleşmesi değil satım vaadi sözleşmesi olarak düzenlenmiş.Sözleşme tarihinde tapuya kayıtlı bir taşınmaz olmadığı için sayın Av.YBayrak 'ın sözettiği gibi zilyetlik devri niteliğinde bir sözleşme kurulmuştur.Sözleşme tarihi ise temmuz 1999 olduğuna göre 10 yıllık zamanaşımı öngören hukuki çarelere başvurma şansı var.Ayrıca müteahhidin evi vermeyeceği anlaşılınca bir de 20 milyar tl lik bir bono tanzim edilmiş.Fakat sadece tanzim edenin imzası ve adı var.diğer kısımların alacalı tarafından doldurularak Kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla takip yapılabileceğini biliyorum.Borçu taraf senedin iradeye aykırı doldurulduğunu ancak yazılı delile ispatlayabilir.buda imkansız gözüküyor.Senedin üzerinde teminat olarak verildiğine dair hiçbir kayıt yok.Kanımca bunu iddia ederek takibe itiraz edemez.Buraya kadar kafamda toparladıklarım bunlardan ibaret.Fakat szleşmeden doğan alacak tahsil edilirse bonoyu da tahsil etmek suç oluşturur mu?Üzerinde teminet olduğuna dair bir kayıt olmadığını söylemiştim.Sözleşmeden doğa borcun tahsili kesin gibi gözükmüyor.Fakat bono daha garanti.bundan sonrası ruhsatlı bir avukata kalıyorYardımlarınız iin teşekkürler.