Mesajı Okuyun
Old 22-04-2017, 17:25   #2
Av. Suat

 
Varsayılan

İlgili hacizlerin muvazaalı olduğu ve gerçek bir alacak - borç ilişkin olmadığı gibi bir durum yok ise, yani hacizleri icra eden- ettiren alacaklılar iyi niyetli ise, sırf hacizlerin fekki için açılacak olan davalar kanımca ret edilecektir.

Eldeki olayda yapılan bir ihale ve bu ihale ile tescil tarihi arasında geçen süre zarfında taşınmazlar üzerine konulan yeni kısıtlamalar da yok..(.... TMK' nün 705. maddesi gereğince alıcının cebri satış ihalesinin kesinleştiği tarihte taşınmazın mülkiyetini tescil öncesi iktisap ettiği, taşınmazlar üzerinde ihalenin tamamlanmasından sonra fakat ihale alıcısı adına tescil edilmesinden önce konulmuş bulunan haciz şerhlerini terkin etmeye, icra müdürlüğünün İİK'nun 144/4.nıaddesi ile TST'nün 78/1 .maddesi gereğince TST'nün 78/1. maddesinde sayılan yetkili makamlardan olduğu, ipoteğin paraya çevrilmesine yönelik icra takibinde, satışa esas takyidatlar bildirildikten sonra gelmiş ve bu nedenle ihale şartnamesine geçmemiş takyidatlardan, icra müdürlüğünün tescil müzekkeresinin tapu müdürlüğüne geç ulaşması nedeni ile tescili yaptıramayan ihale alıcısının sorumlu tutulamayacağı, belirtilen ilişiklerin TMK'nun 705. maddesi kapsamında mülkiyetin cebri satış alıcısına tescilsiz olarak geçmesi nedeniyle yolsuz olduğu ve herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacağı, üstün ayni hak sahibi cebri satış alıcısının ihale tarihinden sonra gelen hacizlerin varlığına katlanmak zorunda bırakılamayacağı......)

Öncelikle hacizlerin kaldırılmasında müvekkilinizin menfaati vardır ve bu hacizlerin fekki mutlak surette gerekmektedir.

O halde belirttiğiniz üzere bahsi geçen hacizlerin konulmasında, sözleşemeye aykırı davranarak kusurlu hareket eden ve müvekkilinizi bu anlamda zarara uğratan kişilere noterden ihtar çekerek ilgili dosyalara müracaat ile borçların ödenmesi ve hacizlerin kaldırılmasını talep edin. Belli bir süre tanıyın.

Bu yapılmadığı taktirde borçları siz ödeyerek yapılan toplam ödemenin geri alınması için alacak davası açabilirsiniz.

Borçları siz ödemeden önce ilgili borçların kapak hesaplarını yaptırarak karşı yana alacak davası açmanız halinde davanız muhtemelen ret edilecektir.

Kanımca bu gibi hallerde ilgili borçları ödemeden dava açamazsınız. Zira burada bu olaya özgü gerçekleşmiş zarar bulunmamaktadır.

Yargıtay uygulamalarına göre gerçekleşmiş zarar, henüz zarara uğrayanca giderilmemiş, yani zarara uğrayanın cebinden henüz çıkmamış iken karşı yandan istenebilen zararlardır.
Yargıtay bunu genellikle haksız fiillere ilişkin bedensel zararların giderilmesi davalarında kullanmaktadır.

..Ör: İlerde yapılmasında zorunluk bulunan ameliyat giderleri “gerçekleşmiş zarar” niteliğindedir. Bu giderlerin, ameliyat yapıldıktan sonra isteneceği şeklindeki görüş BK.46/1. maddesine aykırıdır. Yapılacak iş, ameliyat giderleri davacıya açıklattırılıp, bilirkişi aracılığı ile gerçek tutarı tespit ettirilmeli ve bulunacak gerçek giderin davalıdan alınmasına karar verilmelidir. 4.HD. 14.07.1967, 7693

....Davacının yüzündeki değişikliğin, çirkinliğin düzeltilmesi için yapılması gerekli estetik ya da benzeri ameliyatlara ilişkin giderler ”gerçekleşmiş” zarar niteliğindedir. O halde, bu giderlerin ancak yapılmasından sonra istenebileceği şeklindeki görüş yasaya aykırıdır.4.HD.27.03.1979, 1978/13013-1979/4136