Mesajı Okuyun
Old 29-08-2003, 22:45   #1
hukukcu

 
Soru İmar Bankası Avukatları

Önce Hürriyet Gazetesi'nden bir haber.


Bir darbe de 4969 sayılı kanunun 'geçici 2'nci maddesinden'

İmar Bankası'na el konulmasının ardından Off-Shorezedelere paralarını dağıtmaya başlayan Tavşanoğlu Hukuk Bürosu yetkililerinin malları için de ihtiyati tedbir kararı alındı. Şişli 2'nci Sulh Ceza Mahkemesi'nin mallarına ihtiyati tedbir koyduğu isimler arasında bu kez Kemal Uzan ve Yavuz Uzan'ın haricinde Cem Uzan, Hakan Uzan ve Melahat Uzan ile İmar Bankası'nda müdür ve şef konumunda çalışan yetkililer yer aldı.Malvarlıklarına tedbir konulan şirketler arasında Merkez Yatırım ve Ticaret A.Ş., Rumeli Holding A.Ş. ve Teleon TV Hizmetleri Sanayii A.Ş. de bulunuyor.


İmar Bankası'na el konulmasının ardından off-shore mudilerinin paralarını dağıtmakla görevlendirilen Tavşanoğlu Hukuk Bürosu yetkililerinin de 3'üncü tedbir kararı ile birlikte malvarlıklarına ihtiyati tedbir konuldu. Mecidiyeköy'deki bürosundan mudilere para dağıtmaya başlayan Avukat Turgut Tavşanoğlu daha sonra kalabalık nedeniyle şikayet gelmesi üzerine bürosunu Kağıthaneye taşımıştı. Bu güne kadar yaklaşık 4 bin mudinin 10 milyara kadar olan mevduatı Tavşanoğlu Hukuk Bürosu'nca dağıtılırken, bu miktarın eylülde 20 milyara çıkartılacağı belirtilmişti. Tedbir kararında Tavşanoğlu Hukuk Bürosu Yetkilileri, görevden ayrılan imzaya yetkililer kişiler bölümünde yer aldı. Mahkemenin aldığı bu karar, Uzanlara yönelik 3'üncü tedbir kararını oluşturdu. Bu kararın önemi, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in geçen pazartesi günü imzaladığı 4969 sayılı kanunun 'geçici 2'nci maddesinden' ileri geldi. Söz konusu madde, daha öncekilerin aksine banka batıranların bütün malvarlıklarına ve ayrıca banka batıranlarla birlikte hareket edenlerin de aynı şekilde akrabaları dahil bütünüyle mal varlıklarına el konulması imkanını tanıyor.Bun nedenle, alınan son tedbir kararı, bir yandan Uzanlar için alınan 3'üncü tedbir kararını oluştururken diğer yandan yasanın yeni halini yansıtan ilk tedbir kararını oluşturuyor.
Hürriyet



Şimdi de ilgili kanunun maddesi.. 4969 sayılı kanundan

GEÇİCİ MADDE 2. - 1) 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14 üncü maddesinin
(3) numaralı veya (5) numaralı fıkrasının (a) bendinin (aa) alt bendi uyarınca bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan bankalarda bulunan ve doğruluğu hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde kanıtlanan tasarruf mevduatı niteliğini haiz hesaplar Hazine Müsteşarlığı ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun müşterek önerisi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek esas ve usullere göre Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından ödenir.
2) 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu ile 4389 sayılı Bankalar Kanunu uyarınca banka tarafından yetkili mercilere beyan edilen sigortaya tâbi tasarruf mevduatı tutarı ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından tespit edilen tasarruf mevduatı tutarı arasında bir fark bulunması halinde, bu fark nispetinde bankanın yönetim kurulu ve kredi komitesi başkan ve üyeleri ile genel müdür, genel müdür yardımcıları, imzaları bankayı ilzam eden memurları ve şube müdürleri ile yönetim ve denetimini doğrudan veya dolaylı olarak tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortaklarının, kendilerine, eşlerine ve çocuklarına ait bankalar ve banka dışı mali kurumlar ile diğer gerçek ve tüzel kişiler nezdindeki, kiralık kasa mevcutları da dahil olmak üzere, hak ve alacakların dondurulmasına, her türlü mal, hak ve alacakların üzerindeki tasarruf yetkisinin tamamen veya kısmen kaldırılmasına, mal, kıymetli evrak, nakit ve diğer değerlerin zaptına, bunların bir tevdi mahalline yatırılmasına ve hak ve alacakların üzerine diğer tedbirlerin konulmasına, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun talebi üzerine ilgili bankanın merkezinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimi, yargılama sırasında ise mahkeme tarafından karar verilebilir. Ayrıca, yukarıda belirtilen farkın 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14 ve 15 inci maddelerinde yer alan hükümler dahilinde takip ve tahsiline Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından karar verilebilir. Bu fıkra hükmü, yukarıdaki bentte sayılan kişiler adına hareket eden veya onlar hesabına kendi adına para, mal veya hak edinen kişiler hakkında da uygulanır. Tedbire ilişkin talepler hâkim veya mahkeme tarafından, evrak üzerinde yapılacak inceleme sonucu derhal ve nihayet yirmi dört saat içinde sonuçlandırılır. Gecikmesinde sakınca görülen hallerde Cumhuriyet başsavcılıkları da hak ve alacakların dondurulmasına karar verebilir. Cumhuriyet başsavcılıkları bu kararı en geç yirmi dört saat içinde sulh ceza hâkimine bildirir. Hâkim en geç yirmi dört saat içinde bu kararın onaylanıp onaylanmamasına karar verir. Hâkim tarafından onaylanmayan kararlar hükümsüz kalır. Sulh ceza hâkimince verilen tedbir, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu veya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun, bankanın bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırıldığı tarihten itibaren bir yıl içerisinde suç duyurusunda bulunmaması halinde sona erer. Bu süre içerisinde suç duyurusunda bulunulması halinde tedbir, takipsizlik kararının veya açılacak dava sonucunda verilecek hükmün kesinleşmesine kadar devam eder. Mahkeme, bu Kanun hükümlerine göre Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından ödenen ve/veya ödenecek miktarın, sorumlular tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna ödenmesine karar verir. Bu halde, tedbir hükmolunan meblağın tahsiline kadar devam eder ve hükmolunan meblağ sorumluların bu fıkra uyarınca tedbire konu edilen para, mal, hak ve alacakları ile diğer mal varlığından tahsil olunur.
3) Bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan bir banka nezdinde tasarruf mevduatı hesabı bulunmamasına rağmen sahte olarak düzenlediği belgeler veya sahte olduğunu bildiği belgeleri ibraz ederek veya ettirerek, kendisine veya bir başkasına ödeme yapılmasını talep eden kişilere, fiilleri daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde, dört seneden sekiz seneye kadar ağır hapis cezası verilir. Kendilerine veya gösterdikleri yahut hak sahibi kıldıkları kişilere ödeme yapıldıktan sonra bu fıkradaki yazılı fiilleri işledikleri ortaya çıkan kişilere, bu fıkrada yazılı cezanın yanı sıra ödenen tutarın on katı kadar ağır para cezası verilir. Bu kişiler hakkında ikinci fıkra hükümleri uygulanır.
4) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce gerçekleştirilen fiiller nedeniyle, bu Kanun hükümlerine göre Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından ödeme yapılmasına veya yapılacak olmasına sebebiyet veren kişiler ile bunların eş ve çocuklarına ait mal, hak ve alacaklar hakkında da bu maddenin ikinci fıkrası hükümleri uygulanır.




Gruptan yanıtlanmasını ve tartışılmasını rica ettiğim hususlar:

Bir avukatın malvarlığına ya da bürosunun yetkililerine tedbir nasıl uygulanır? Bu tedbir için Avukatlık Kanunu'nda usul nasıl düzenlenmiştir?

Yarın bizim bürolara ve malvarlığına da herhangi bir müvekkilden dolayı tedbir konabilir mi?

İstanbul Barosu, tedbir konulan avukat ve haksız ithamlara maruz kalan grup avukatları için bir şeyler yapmalı mıydı? (Adana Barosu, avukatların mesleklerinden dolayı suçlanamayacağını, haksız ithamlara maruz kalamayacağını belirterek meslek kurallarına aykırı davrandığı tespit edilen avukatların cezalandırılacağını açıkladı.)

Bu kanunun yürürlüğe girmesinden önce işlenen fiiller için geriye dönük olarak tedbir kararı verilebilir mi? TCK madde 2'nin bu duruma bir etkisi yok mudur?


Bu sorulara genç bir avukat olarak cevap bulamadım. Hemen belirteyim ki, ne sayın Av. Turgut Tavşanoğlu ile ne de Uzan Grubu ile bir ilgim vardır.

Saygılar.
Av.M.Gökhan Ahi