Mesajı Okuyun
Old 14-06-2007, 18:54   #2
dark

 
Varsayılan

http://www.amnesty.org.tr/v2112200601.si
Alıntı:
Bu durumda ABDOULLAEV’in olası sınırdışı edilmesi işlemi başta geleneksel hukuk, İHEB madde 14, uluslararası insan hakları hukukunun temel metinlerinden biri olan ve Türkiye’nin taraf olduğu 1951 Cenevre Sözleşmesi’nin 33. maddesinde düzenlenen non-refoulement ilkesine kesin bir aykırılık oluşturacaktır. Bu işlemde, ilgili Türk Ceza Kanunu hükümleri (özellikle madde 18/1-b ve 3) İşkenceye Karşı BM Sözleşmesi’nin 3. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 3. maddesine de uyarlık bulunmamaktadır. Ayrıca böyle bir idari tasarruf, konuya ilişkin 1994 ve 2006 Yönetmeliklerine aykırı olacağı gibi 2005 yılında açıklanan İltica ve Göç Ulusal Eylem Planındaki değerlendirme ve niyet açıklamaları ile 22 Haziran 2006 tarihli Genelgenize de uygun düşmeyecektir.
**************
Alıntı:
Her ne kadar devletlerin kendilerine yönelik yapılan sığınma başvurularında hükümranlık hakkı gereği olarak bir takdir yetkisi bulunsa da, bu yetkiyi -diğer insan hakları alanlarında olduğu gibi- sınırsız ve kuralsız olarak kullanabilmesi hiçbir devlet için mümkün değildir. Türkiye’nin de taraf olduğu 1951 Cenevre Sözleşmesi, 1967 New York Protokolü ve konuya ilişkin ulusal mevzuatı ile Türkiye bu alana ilişkin takdir yetkisini sınırlandırmıştır. 1951 Cenevre Sözleşmesi’nin 33. maddesinde düzenlenen “geri gönderilmeme” ilkesi, aynı zamanda geleneksel hukukun da önemli bir parçasıdır ve bu yükümlülük ile işkence ve kötü muamele görülmesi olası sınır dışı işlemleri denetim altında tutulmalıdır.


http://www.amnesty.org.tr/sindex.php...fois0703200701

*****************
http://www.amnesty-turkiye.org/v2405200502.si