Mesajı Okuyun
Old 03-06-2009, 11:09   #74
Ali Basyurt

 
Varsayılan

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ YARGIÇLIĞINA
İZMİR
DOSYA NO: 2006/57

TALEPTE BULUNAN : Asım Cevizci ve diğer davacılar
VEKİLLERİ : Av. Serdar Suat BAŞYURT-Av. Erdal DURAK
TALEP KONUSU : Gerekçeli kararın tasdikli bir örneğinin harç alınmadan tarafımıza verilmesi isteğidir

AÇIKLAMALAR
1-Mahkemeniz 2006/57 esas 2009/ ……karar sayılı ve 21.04 2009 tarihli kararı ile davacı tarafından açılmış davanın 741.520 TL miktar için kabulüne bakiye harç miktarının davalılardan tahsiline karar vermiştir. Şifahi isteğimize rağmen karar örneği tarafımıza verilmemiştir.
2-Harçlar Kanunun 28. ve 32. madde hükümleri “karar ve ilam harçları” ödenmedikçe ilgilisine “ilam verilemeyeceğini” biçiminde düzenlenmiştir. Kanundaki “ilgili” sözcüğünden amaç, karar yerinde “ilam ve tahsil harcı” ödemekle yükümlü kılınan taraftır.
3-Karar ve ilam harcının kimin tarafından ödeneceği karar yerinde belirtilmiştir. Bu nedenle “karar ve ilam harcını” ödeyecek olan ilgili taraf, davalı olan taraftır. Kararda sözü edilen “ilam ve karar harcının” davalı tarafından ödenmesine karar verilmiştir.
4-Kararda bakiye ilam ve karar harcının davalı taraftan alınacağı açıkça belirtilmiştir.
5- Sözü edilen kararla davacının “bakiye ilam ve karar harcı” ödeme yükümlülüğü bulunmamaktadır.
6-“Karar ve ilam harcı” vermekle yükümlü kılınmayan davacılara kararın bir tasdikli örneğinin verilmemesi adalete, hukuka, hak ve nasafete ve evrensel hukuk kurallarına uygun bulunmamaktadır.
7-Kararda, davacı taraf “karar ve ilam Harcı”nı ödemekle yükümlü tutulmamıştır. Davalı tarafın kendi yükümlülüğü yerine getirmemesi sebebi ile davacı tarafın lehine olan parasal değerli ilamı alamaması, bir hak ihlalidir.
8-Davacı taraf, yargılama aşamasında haklılığını kanıtlamış ve mahkeme de davacı lehine karar vermiştir. Davacıların haklılığı mahkeme kararı ile tartışmasız hale gelmiştir. Kararda davacı tarafın yerine getirmesini gerektiren bir yükümlülük de bulunmamaktadır.
9-Davacı taraf, davanın aleyhine sonuçlandırıldığı, davalı tarafa yüklenen karar ve ilam harcını ödemeye zorlanamaz.
10-Davacılar tarafından açılan davanın, yargılaması bitmiştir. Mahkeme, davacıların davasının haklılığını kabul ederek lehlerine karar vermekle işten el çekmiştir.
11- İşin bu safhasından sonraki işlemler ve yapılacak olan karar ve ilam harcına ilişkin ödemeler, verilen kararın içeriğine göre yerine getirilmektedir. Kararda, davacıların yerine getirmekle yükümlü oldukları bir husus bulunmamaktadır.
12-Kararda, davalıya yüklenen “ilam ve karar harcının “ davacılar tarafından ödenmesi gerektiği, davacıların bu harcı ödememeleri halinde kararın davacılara verilemeyeceği konusunda bir açıklama da bulunmamaktadır.
12- Para alacağına ilişkin kararın bir tasdikli örneğinin davacılara verilmemesi halinde, kararın infazının olanaksız hale dönüştürmekte ve açılan davayı fiilen sonuçsuz bırakmaktadır.
13- Mahkemeler nizaların çözüm yeridir. Haksızlığa uğramış olan kişilerin bir an önce haklarına kavuşmasını sağlamakla görevlidirler.
14-Davacılar lehine verilen ve ayrıca davacıların yerine getirmekle yükümlü olan bir hususun da bulunmadığı kararda belirtildiğine göre, bu kararın davacılara verilmemesi durumunda davalı tarafın mallarını kaçırmaya, elden çıkarmaya ve sonuçta davacıların para alacaklarına kavuşmasına fiilen engel olunmak suretiyle fırsat verilmiş olacağı da tartışmasızdır.
15-Bu durumda, davacıların kararla sabitleşmiş olan para alacaklarının kimin tarafından ve ne şekilde tahsil edileceği ve bundan kimlerin sorumlu olabilecekleri gibi problemler de ortaya çıkmış olacaklardır.
16-karar ve ilam harcı devlet alacağıdır. Devlet güçlüdür. Alacağını yasal düzenleme içinde her zaman tahsil etme olanağına sahiptir. Yetkili ve ilgililer kararda belirtilen ve davalıdan alınması gerekli olan “karar ve ilam harcı” için harç tahsil müzekkeresi kesilerek tahsili yoluna gidilebilir.
17-Amme alacağı niteliğinde olan “karar ve ilam harcının” tahsili, kamu alacaklarının tahsili yöntemi ile hazine tarafında her zaman takip ve tahsili mümkündür.
18-Davacı taraftan, davalıdan tahsiline karar verilen devlet alacağının, davalı yerine ödenmesinin istenmesinin hukuk mantığı açısından da kabulü mümkün değildir.
19-a-Bir an için haklılığı kanıtlanan ve lehine karar verilen davacı tarafın, davalıya yüklenen ilam ve karar harcını ödemediği veya ödeme gücüne sahip olmadığını düşünelim. Bu durumda davacı tarafın açmış olduğu davanın yargılaması sonunda lehine verilen kararın anlamsız, etkisiz ve amaçsız olduğunu peşinen kabul edilmiş olacaktır. Böyle bir anlayış, haklılığına karar verilen davacı tarafın kamu güvencesinden mahrum bırakma sonucunu doğuracaktır.
b- Buna karşılık, davalı taraf, kendi aleyhine olan kararın infazını önlemek için karar ve ilam harcını ödeme gereğini duymayacaktır. Mal kaçırma girişiminde bulunacak, zaman kazanacak ve dolayısıyla davacılar lehine verilmiş ve para alacağına ilişkin mahkeme kararını da hukuken sonuçsuz bırakılmış olacaktır.
c-Davacıların lehine verilmiş karara rağmen, davalı tarafa, hukuken olmazsa bile fiili bir haklılık ve dolayısıyla bir başka haksız menfaat sağlama imkanı tanınmış olacaktır.
20-Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine taraftır. Benzer bir konuda taraf olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bu konuda dava açılmıştır. Yapılan yargılama sonunda “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi” verdiği kararda:
Davacının ilamı alabilmesinin, aslında davalı tarafın ödemesi gereken harcı yatırması şartına bağlanması, “mahkemeye erişim” bağlamında adil yargılanma ilkesinin ihlalidir.(AİHS m.6)
Davacının, maddi hak elde ettiği ilamın aynı nedenlerle alamaması ve icraya konu edememesi, A.İ.H.S. EK 1.Nolu Protokolün 1. maddesi ile korunan Mülkiyetin çekişmesiz kullanımı hakkının ihlalidir. Gerekçesi ile açılan dava kabul ederek, devleti tazminat ödemekle sonuçlandırmıştır.
21-Bu karar kuşkusuz davayı açan kişi ile ilgilidir. Sadece o kişi için sonuç doğurur. Ancak evrensel hukuk anlayışı ve yorumu aynıdır. Yargıç karar verirken salt yasa hükmüne değil, Anayasa’ya, Anayasa ile güvence altına alınmış temel haklara ve hukuka uygun karar vermek, kararıyla çelişki içinde olmamak durumundadır.
22-Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, ülkemizin de tarafı olduğu ve iç hukukunuzda da uygulanan bir temel hukuk metnidir. Anayasa’nın 90/son maddesi hükmü ”usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmünde” olduğunu kabul etmiştir.

“Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. ( 5170/7 değişik 2709 Sayılı Anayasa) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır.” Hükmü ile normlar hiyerarşisi içinde yasalara üstünlüğü bulunduğu da kabul edilmiştir

23-Davacının, davalının ödemesi gereken harcı ödemeden ilama kavuşamaması “mahkemeye erişim” hakkını zedelediği için adil yargılanma ilkesinin ve parasal sonuçlar içeren ilama kavuşamaması sebebi ile de mülkiyet hakkının ihlali olduğu inancı içindeyiz.
24-Böyle bir ihlale sebebiyet verilmemesi için yüksek Mahkemenizden davacı taraf lehine verilen, parasal alacağına ilişkin kararda, davacı tarafça yerine getirilmesi gerekli bir yükümlülük bulunmadığından, karar ve ilam harcını ödeme yükümlülüğü de davalı tarafa yüklendiği nazara alınarak, davacı tarafın parasal hakkına kavuşması için kararın tasdikli bir örneğinin tarafımıza verilmesini, davalı tarafın kötü niyetine açık kapı bırakılmamasını, “karar ve ilam harcının” harçlar kanuna göre ilgili tarafı olan davalıdan alınması için harç tahsil müzekkeresi ile işlem yapılmasını, davacı tarafın mağduriyetinin önlenmesini istemekteyiz.
SONUÇ ve İSTEM :
Yukarıda ayrıntılı olarak arz ve izah ettiğimiz üzere
1-Davalı taraf mal kaçırma, üzerinde bulunan malları hileli bir biçimde devretme çabası içine girdiğini haricen öğrenmiş bulunmaktayız. Bu durumda davacı tarafın para alacağına kavuşması imkansızlaşacaktır.
2-Davacı müvekkiller lehine verilen, 2006/57 2009/ ….. sayılı 21.04.2009 tarihli kararında, davacı tarafın yerine getirmelerini gerektiren bir sorumluluk ve yükümlülük bulunmamaktadır.
3-Kararda davalı tarafından ödenmesine hükmedilen “karar ve ilam harcının , harç tahsil müzekkeresi düzenlenerek amme alacakları yöntemi içinde davalıdan tahsili yoluna gidilmesini
4-Davalı tarafın mal kaçırmasını önlemek ve gerekli yasal işlemleri başlatmak için, davacıların parasal alacağına ilişkin 2006/57 E. 2009/…. Sayılı ve 21.04.2009 tarihli kararın, gerekli yasal işlemlerin yapılması için harç ödenmeksizin tasdikli bir örneğinin tarafımıza verilmesini, davacıların mağduriyetinin önlenmesini, arz ve talep ederiz. 28.05.2009
Davacı / vekili
Av.Serdar Suat BAŞYURT-Av Erdal DURAK
Bütün avukat arkadaşların başvuru yapmaları ve dilekçelerinin bir örneğini adalet Bakanlığına göndermeleri halinde bu hukuksuzluğun düzeltilebileceğini düşünmaktayim
Ali Başyurt