Mesajı Okuyun
Old 18-09-2020, 23:40   #4
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Kambiyo taahhüdünün ifa uğruna girişilmesi halinde, tarafların yeni*leme konusunda anlaştıkları kesin bir şekilde belli değilse ya da şüpheli bir durum varsa veya bu hususta herhangi bir anlaşma ve iddia yoksa BK. md. 114/2 hükmü gereğince, kambiyo taahhüdüne ifa yerine değil ifa uğruna girilmiş ol*duğunun, temel borç ilişkisinden doğan talep hakkının ortadan kalkmayıp bu hakka paralel ve mütelâhik ( yarışan ) bir kambiyo talep hak*kının doğduğunun kabulü gerekir. Bu durumda alacaklıda iki türlü talep hakkı vardır. Fakat alt ilişkiden doğan talep hakkı, kambiyo hakkı kullanı*lıncaya kadar donmuş ve böylece vadesi, kambiyo alacağının vadesine kadar uzatılmış durumdadır (56).

Kambiyo senedi dolayısıyla, başvurma mümkün olunca, adi alacağı da talep hakkı doğar. Alacaklı bu haklardan birini veya ötekini kullanmak zo*runluluğunda değildir ve seçim yapmakta serbesttir. Fakat adi alacağı talep ederse, kambiyo senedini borçluya geri vermekle yükümlüdür (57, 58).

BK. md. 114/2'deki düzenleme, teorik olmaktan çok fiilen mevcut ih*ti*yacı karşılamak amacıyla yapılmıştır. Mevcut bir borç için kambiyo senedi düzenlendiğinde, bu, büyük bir çoğunlukla ödeme amacıyla olmaktadır. Ayrıca gözden de kaçırılmamalıdır ki, senedin verilmesiyle henüz ödeme gerçekleşmiş değildir; hattâ belki de gerçekleşmeyecektir. Bu sebeple, mev*cut borç ilişkisini sona erdirmek, özellikle, bu ilişkide alacaklı lehine tesis edilmiş teminat varsa, yerinde olmaz (59).

Alacaklı ve borçlu, aralarında aksine anlaşmış olmadıkça, asıl borç iliş*kisi, alacaklı tatmin edilinceye kadar devam eder. Kendisine ödeme ama*cıyla senet verilen alacaklıların, sık sık "Karşılığı tahsil edilmek kaydıyla" şeklinde ve benzeri bir ihtirazî kayıt koymak yoluna gittikleri görülür. Bu durumda se*nedin tamamen borcun ifası için kabul edildiği anlaşılır. Ancak böyle bir kayıt düşülmesi şart değildir. Senedin ifa yerine kaim olmak üzere verilmesi çok nadirdir. Bu bakımdan senedin böyle bir amaçla verildiğini, verenin ispat et*mesi gerekir. Bu hususun kabulü halinde borçlu artık sadece poliçeyle sorumlu tutulabilir; eski borca dayanarak talepte bulunma imkânı kalmaz (60).

Biri asıl borç münasebetinden, diğeri kambiyo münasebetinden doğan iki ayrı talep hakkının ( dolayısıyla iki ayrı borcun ) birbirine paralel ve aynı yön*deki bu durumları sebebiyle hakların telâhukundan ( yarışmasından ) söz edilir. Burada hamil alacağını dilerse kambiyo ilişkisine, dilerse asıl borç ilişkisine dayanarak talep edebilir (61). Zira her iki talep hakkının da amacı birdir ve borçlu ancak bir defa ödemekle mükelleftir. Kambiyo senedi dü*zenlenmiş olması dolayısıyla ortaya çıkan hakların telâhukunda, iki hakkın birbiriyle olan karşı*lıklı durumları şu şekilde belirtilebilir (62).

Alacaklı mevcut bir borcun ödenmesi için verilen kambiyo senedini al*dığında, işin mahiyeti icabı, alacağını ilk önce kambiyo senedine dayana*rak talep etmeyi kabullenmiş olur. Asıl borç münasebetinin vadesi, kambiyo bor*cunun vadesine kadar uzatılmış sayılır. Başka bir deyişle asıl borç müna*sebe*tine ilişkin talep hakkı, kambiyo ilişkisinden doğan talep hakkı kullanı*lıncaya kadar, yani onun vadesine kadar, donmuş vaziyettedir, kambiyo ta*ahhüdünün vadesinden önce talep olunamaz. Dolayısıyla, asıl borç ilişkisine dayanılarak yapılan bir talep veya açılan bir dava, o borç dolayısıyla bir "kambiyo senedi verilmiş olduğu" def'iyle karşılanır (63).


http://www.sagiroglu.av.tr/kambiyo-s...asi-cn348.html

Kambiyo senedinin verilmesi suretiyle yapılan ödeme teşebbüsü, ala*cak*lının nihaî şekilde tatmini ile sonuçlandığı takdirde, asıl borç ilişkisi ni*hayet bulur.

Senedi alan, bu senet vasıtasıyla alacağını elde etmek imkânını bula*mazsa, senedin iadesi şartıyla, asıl borç ilişkisine yönelebilir