Mesajı Okuyun
Old 13-09-2006, 20:44   #1
fetih kaya

 
Varsayılan Birleşmiş Milletler Sistemi’nde Kuvvet Kullanmama İlkesi ve Meşru Kuvvet Kullanımı

Birleşmiş Milletler Sistemi’nde Kuvvet Kullanmama İlkesi ve Meşru Kuvvet Kullanımı

Birleşmiş Milletler (BM) sisteminde temelde kuvvet kullanmama ilkesi geçerlidir. 2. Dünya Savaşı’nın tekrara yaşanamasını engellemek ve uluslararası barış ve güvenliği korumak için kurulan BM sisteminde uluslar arası anlaşmazlıkların kuvvet kullanılmadan çözümü esastır. BM Andlaşması’nın bir çok hükmünde bu ilkeye yer verilmiştir. Örneğin BM Andlaşması ‘Giriş’ Bölümünde BM üyelerinin “milletlerararası barış ve güvenliğin muhafazası için kuvvetleri birleştirip”, “müşterek menfaatlerin icapları dışında silah kullanılmamasını sağlayan ilkeleri kabule ve usulleri tesise” kararlı oldukları ifade edilmiştir.

BM’in amaçlarını açıklayan madde 1/1’de de uluslararası barış ve güvenliğin sağlanması ilk amaç olarak sayılmıştır. Bu amaçları gerçekleştirmede geçerli ilkeler de madde 2’de belirlenmiştir. Madde 2/3 üye devletlerin anlaşmazlıklarını, uluslararası güvenliği, adaleti ve barışı tehlikeye sokmadan, barış yolu ile çözeceklerini belirtmiştir.

Hatta BM Sistemi kuvvet kullanımını açıkça yasaklamıştır. Madde 2/4 şöyle demektedir: “Tüm üyeler, uluslararası ilişkilerinde gerek herhangi bir başka devletin toprak bütünlüğüne ya da siyasal bağımsızlığa karşı, gerek Birleşmiş Milletler'in Amaçları ile bağdaşmayacak herhangi bir biçimde kuvvet kullanma tehdidine ya da kuvvet kullanılmasına başvurmaktan kaçınırlar.”

BM Andlaşması’na göre uluslararası sorunlar ya devletler tarafından, ya da BM Örgütü tarafından barışçı yollar çözülecektir. Andlaşma’nın VI. Bölümü sorunların barışçı yollarla nasıl çözüleceğini ayrıntılı olarak anlatmıştır. Buna göre 33. maddede “Devamı uluslararası barış ve güvenliğin korunmasını tehlikeye düşürebilecek nitelikte bir uyuşmazlığa taraf olanlar, her şeyden önce görüşme, soruşturma, arabuluculuk, uzlaşma, hakemlik ve yargısal çözüm yolları ile, bölgesel kurulu ya da anlaşmalara başvurarak veya kendi seçecekleri başka yollarla buna çözüm aramalıdırlar.” Denmiştir. Yine aynı maddede BM Güvenlik Konseyi de gerekli hallerde ilgili devletleri uyuşmazlıklarını bu araçlarla çözmeye çağırır. Burada ilgilini sorunun uluslar arası güvenliği ve barışı tehlikeye sokup sokmadığının tespiti de önemlidir. Bu nedenle VI. Bölüm 34. madde BM Güvenlik Konseyi’nin gerekli hallerde bu tespiti yapmak için soruşturmada bulunabileceğini söylemektedir. Yine 35. Madde’ye göre BM’in her bir üyesi de böyle bir uyuşmazlık konusunda BM Güvenlik Konseyi’nin ya da BM Genel Kurulu’nun dikkatini söz konusu tehlikeye çekebilir. Sadece üye devletler değil, BM Andlaşması’ndaki barışçıl yollarla çözüm ilkesini baştan kabul eden üye olmayan ülkeler de yine 35. Madde’ye göre böyle bir hakka sahiptirler. 36. Madde’de Güvenlik Konseyi’nin böyle bir uyuşmazlık karşısında yapacakları açıklanmıştır. Buna göre Güvenlik Konseyi taraflarca önerilmiş olan tüm yöntemleri göz önünde bulunduracaktır, uyuşmazlığın herhangi bir evresinde uygun düzeltme yöntem ya da yollarını tavsiye edecektir, uyuşmazlığı sona erdirmek için tavsiyelerde bulunurken uyuşmazlığın taraflarca Uluslar arası Adalet Divanı Statüsü hükümlerine göre Divan’a sunulması gerektiğini de göz önünde bulunduracaktır.

33. Madde’de tanımlanan uyuşmazlık sayılan yollar ile çözemezler ise Güvenlik Konseyi’ne sunacaklardır (37. Madde). Eğer Güvenlik Konseyi uyuşmazlığın devamının gerçekten uluslar arası barış ve güvenliği tehlikeye sokacağı kanaatine varırsa ya 36. Madde’de belirtildiği şekilde davranacaktır, ya da kendi vereceği başka bir kararla hareket edecektir.


BM SİSTEMİNDE KUVVET KULLANIMINA İZİN VERİLDİĞİ DURUMLAR

Kuvvet kullanamama konusundaki bu ısrara karşın kuvvet kullanımı uluslar arası ilişkilerin bir gerçeği olarak karşımıza çıkmaktadır ve BM de kuvvet kullanımına belirli hallerde izin vermiştir. Bu istisnalar dört tanedir ve bunlardan ikisi kuruluş yıllarına aittir. Yani günümüzde iki istisnadan bahsetmek mümkündür:
  • <LI class=MsoNormal style="mso-list: l0 level1 lfo1; tab-stops: list 36.0pt">Meşru müdafaa halinde kuvvet kullanımı (Madde 51) <LI class=MsoNormal style="mso-list: l0 level1 lfo1; tab-stops: list 36.0pt">Güvenlik Konseyi kararıyla kuvvet kullanımı (VII. Bölüm) <LI class=MsoNormal style="mso-list: l0 level1 lfo1; tab-stops: list 36.0pt">Güvenlik Konseyi faaliyete geçmeden önce beş sürekli üyenin kuvvet kullanımları. (Madde 106).
  • 2. Dünya Savaşı boyunca ‘düşman’ güçlere karşı kuvvet kullanımı. (Madde 107)
Meşru Müdafaa:

Meşru Müdafaa Hakkı kuvvet kullanımının en önemli istisnalarından birini oluşturmaktadır. BM Şartı’nın 51. Maddesi bu hakkı şu şekilde muhafaza etmektedir: “Bu Antlaşma’nın hiçbir hükmü, Birleşmiş Milletler üyelerinden birinin silahlı bir saldırıya hedef olması halinde, Güvenlik Konseyi uluslararası barış ve güvenliğin korunması için gerekli önlemleri alıncaya dek, bu üyenin do al olan bireysel ya da ortak meşru savunma hakkına halel getirmez. Üyelerin bu meşru savunma hakkını kullanırken aldıkları önlemler hemen Güvenlik Konseyi'ne bildirilir ve Konsey'in işbu Antlaşma gereğince uluslararası barış ve güvenliğin korunması ya da yeniden kurulması için gerekli göreceği biçimde her an hareket etme yetki ve görevini hiçbir biçimde etkilemez” (Madde 51).
Böylece tek tek üyelerin veya hep birlikte meşru müdafaa hakkı düzenlenmiş olmaktadır. Bu yaklaşıma göre BM üyelerinden herhangi birine veya bir kaçına karşı silahlı bir saldırıda bulunulduğunda Güvenlik Konseyi toplanıp gerekli kararları alıncaya kadar BM üyeleri barışı ve güvenliği koruyabilmek amacıyla tek başına ya da topluca meşru müdafaa hakkını kullanabilirler.
Meşru müdafaa hakkının kullanıldığı hallerde en kısa zamanda üyeler tarafından alınan tedbirler Güvenlik Konseyi’ne rapor edilecektir. Yine BM Şartı’na göre bu hakkın kullanılması ile Güvenlik Konseyi’nin uluslararası barışı ve güvenliği tesisteki görev ve yetkilerinde herhangi bir azalma meydana gelmeyecektir.
BM ORGANLARI KARARIYLA KUVVET KULLANIMI

Kuvvet kullanımının en önemli ikinci istisnasını BM organları kararıyla kuvvet kullanımı oluşturur. Kore Savaşı ve Körfez Savaşı örneklerinde olduğu gibi BM Güvenlik Konseyi barışı ve güvenliği bozduğunu düşündüğü devlete karşı kuvvet kullanılması kararı alabilir. BM Şartı’nın 41. ve 42. maddelerinde belirtildiği üzere güvenliğin ve barışın sağlanması için Güvenlik Konseyi kararlar almak durumundadır. Güvenlik Konseyi kendiliğinden harekete geçebileceği gibi, Genel Kurul da Güvenlik Konseyi’nin dikkatini bir olaya çekebilir. Genel Sekreter’in de böyle bir imkanı vardır. Konsey üyelerinden biri veya başka bir ülke de böyle bir talepte bulunabilir. Ancak Güvenlik Konseyi bu taleplere bağımlı değildir. Güvenlik Konseyi’nin hangi kriterlere göre uluslararası barış ve güvenliğin bozulduğuna, ya da tehdit edildiğine karar vereceği de net değildir. Mevcut örnekler de bu konuda bizlere yol göstermemektedir. Denebilir ki Güvenlik Konseyi’nin bu konuda oldukça geniş bir inisiyatifi vardır. Bu tablodan hareketle Güvenlik Konseyi kararlarının doğruluğunun uluslar arası güç dengelerine bırakıldığı söylenebilir. Zaten kuruluş aşamasında dünyadaki güç dengelerini olabildiğince dengeli temsil ettiğine inanılan Güvenlik Konseyi’nin dünyadaki dengeleri dikkate alarak hareket edeceği düşünülmüştür. Güç kullanımı kararının sadece Kore’de ve Körfez Savaşı’nda alınmış olması da bu gerçeği doğrulamaktadır. Sürekli üyeler arasındaki rekabet ve veto yetkisi bu hakkın keyfi kullanımının en önemli engelleyicisi olmuştur.

“Barışın Tehdidi, Bozulması ve Saldırı Eylemi Durumunda Alınacak Önlemler” adını taşıyan VII. Bölüm’de Güvenlik Konseyi’nin kuvvet kullanımı da dahil olmak üzere ne gibi önlemler alabileceği açıklanmıştır. 39. Madde Güvenlik Konseyi’ne “barışın tehdit edildiğini, bozulduğunu ya da bir saldırı eylemi olduğunu” saptama, “uluslararası barış ve güvenliğin korunması ya da yeniden kurulması için tavsiyelerde bulunma” yetki ve görevini verir. Güvenlik Konseyi, durumun ağırlaşmasını önlemek üzere, 39. Madde uyarınca tavsiyelerde bulunmadan ya da önlemleri kararlaştırmadan önce, ilgili tarafları gerekli ya da uygun gördüğü geçici önlemlere uymaya da çağırabilir. Bu geçici önlemler tarafların haklarını, iddialarını ya da konumlarını hiçbir biçimde zedelemez. Ayrıca bu geçici önlemlerin yerine getirilmemesi halinde Güvenlik Konseyi bunu gereğince dikkate alacaktır. (Madde 40). Buna rağmen geçici önlemlerin ne olduğu net bir şekilde belirtilmemiş, konu Güvenlik Konseyi’nin taktirine bırakılmıştır.

Güvenlik Konseyi elbette ilk olarak kuvvet kullanımı gerektirmeyen önlemleri deneyecektir. Bunların işe yaramayacağı durumlarda veya yaramadığı durumlarda kuvvet kullanımına geçecektir. Zorlayıcı önlemler diyebileceğimiz önlemler 41. ve 42. maddelerde düzenlenmiştir. 41. Madde de “Güvenlik Konseyi, kararlarını yürütmek için silahlı kuvvet kullanımını içermeyen ne gibi önlemler alınması gerektiğini kararlaştırabilir ve Birleşmiş Milletler üyelerini bu önlemleri uygulamaya çağırabilir. Bu önlemler, ekonomik ilişkilerin ve demiryolu, deniz, hava, posta, telgraf, radyo ve diğer iletişim ve ulaştırma araçlarının tümüyle ya da bir bölümüyle kesintiye uğratılmasını, diplomatik ili kilerin kesilmesini içerebilir” demektedir.
Güvenlik Konseyi öngörülen önlemlerin yetersiz kalacağı ya da kaldığı kanısına varırsa, uluslararası barış ve güvenliğin korunması ya da yeniden kurulması için, hava, deniz ya da kara kuvvetleri aracılığıyla, gerekli saydığı her türlü girişimde bulunabilir. Bu girişimler gösterileri, ablukayı ve Birleşmiş Milletler üyelerinin hava, deniz ya da kara kuvvetlerince yapılacak başka operasyonları içerebilir (42. Madde). 43. Madde’ye göre “Birleşmiş Milletler'in tüm üyeleri, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasına katkıda bulunmak üzere, Güvenlik Konseyi’nin çağrısı ile özel anlaşma ya da anlaşmalar uyarınca, uluslararası barış ve güvenliğin korunması için gerekli silahlı kuvvetleri ve geçit hakkını da içine almak üzere her türlü yardım ve kolaylığı Konsey’in hizmetine sunmayı yüklenirler.”
Tıpkı Milletler Cemiyeti gibi, Birleşmiş Milletler de önlemler alınmasında üyeleri arasında yardımlaşmayı tercih etmektedir (49. Madde). 50. Madde’de ise Güvenlik Konseyi önlemlerinden olumsuz etkilenen üyeler ve diğer devletlerin zararlarına değinilmiş ve “Güvenlik Konseyi tarafından bir devlet aleyhine önleyici ya da zorlayıcı önlemler alındığında, Birleşmiş Milletler üyesi olsun ya da olmasın başka herhangi bir devlet, bu önlemlerin yürütülmesi yüzünden özel ekonomik sorunlarla karşı karşıya kalırsa, bu devletin, söz konusu sorunların çözümü için Güvenlik Konseyi'ne danışma hakkı vardır” denmiştir.
Zorlayıcı Önlemler

Geçici önlemlerin ne olduğu Sözleşme’de sayılmamışsa da zorlayıcı önlemler anlaşmanın 41. ve 42. maddelerinde düzenlenmiştir. Silahlı müdahale gerektiren ve gerektirmeyen iki tür zorlayıcı önlem bulunmaktadır. Müeyyideler şu şekilde sayılabilir: 1. Diplomatik müeyyideler, 2. Ekonomik müeyyideler, 3. Askeri müeyyideler.

Diplomatik müeyyidelerin ne olduğu katı ve açık bir şekilde sayılmamıştır. Ancak diplomatik ilişkileri kesmek/sınırlandırmak ‘hatalı’ görülen devlete bir mesajdır. Ayrıca uluslar arası sistemde dışlanmak devletlerin bir çok çıkarını zedeleyebilir. Böyle bir yönteme örgüt karar alıp ortaklaşa da gidebilir, üye bir devlet gördüğü zararın karşılığı olarak tek başına da gidebilir. Diplomatik müeyyideler çerçevesinde ilgili devlete çağrılarda bulunulabilir, ihtarlarda bulunulabilir, diplomatik ilişki kesilebilir veya sınırlanabilir, teşkilattan çıkarılabilir, tehditle veya şiddetle elde edilen faydanın vs. tanınmaması.

Diplomatik müeyyidelerin etkisi oldukça sınırlıdır ve çok ciddi sorunlarda fazlaca işe yaramadığı deneyimlerle kanıtlanmıştır.

Ekonomik müeyyideler diplomatik müeyyidelere göre daha somut sonuçları olan önlemlerdir. Ekonomik ilişkilerin kısmen ya da tamamen kesilmesine ekonomik müeyyide denebilir. BM Kore Savaşı’nda Çin ve Kuzey Kore’ye karşı böyle bir yola başvurmuş ve silah-stratejik madde ambargosu uygulanmıştır. Buradan da anlaşılacağı üzere ambargo sadece belli başlı maddelere karşı olabileceği gibi tüm ekonomik mallara/servislere karşı da olabilir. Ekonomik müeyyide çerçevesinde ticari temsilcilikler çekilebilir, ambargo, abluka vb. uygulanabilir.

Ambargoda bir devletin deniz-hava limanlarında ya da karasularında bulunan ulaşım araçlarının buralardan çıkmamaları veya o ülkenin yüklerini taşımamaları sağlanır. Ambargo yoluyla üzerinde ambargo uygulanan ülke belli politikalara zorlanmaya çalışılır. Bunu birkaç mal üzerinde ambargo uygulanması sağlayabileceği gibi tüm mallar üzerinde kurulacak bir ambargo da sağlayabilir. Ambargonun sivillerin hayatını, özellikle çocuk, yaşlı ve hastaların hayatını sekteye uğratmaması gerekir. Bu nedenle temel gıda maddeleri, ilaç gibi malların geçişinde kolaylık sağlanmalıdır. Buna karşın hala ambargolar ilk önce sivillerin hayatını olumsuz yönde etkilemektedir.

Abluka ise bir devletin dış dünya ile bağlantısının sıkı bir şekilde kesilmesi anlamına gelir.

Askeri müeyyidelere gelecek olur isek, hatırlanacağı üzere bunları yukarıda açıklamıştık. BM askeri operasyonlar için kendi askeri gücünü oluşturmak istemiştir ve BM Şartı da bunu tanımlamıştır. Ancak BM üyeleri arasındaki rekabet böyle bir gelişmeye izin vermemiştir. Güvenlik Konseyi’ne kuvvetlerin komutası, yönlendirilmesi, askeri konularda tavsiyelerde bulunulması ve desteklenmesi konusunda yardımcı olacak Kurmay Komitesi kurulamadı. Bunun yerine üyelerin güçleri BM kararlarında kullanıldı. Her bir olayda farklı çözümler de geliştirildi. BM’nin kuvvet kullanımına gittiği olayları 42. Madde ile açıklayabilmek zordur.


EKLER – BM Şartı’nın İlgili Maddeleri
---------------------------------------------

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SÖZLEŞMESİ
GİRİŞ Kısmı:

Biz Birleşmiş Milletler halkları
bir insan yaşamı içinde iki kez insanlığa tarif olunmaz acılar getiren savaş felaketinden gelecek kuşakları korumaya, temel insan haklarına, insan kişiliğinin onur ve değerine, erkeklerle kadınların ve büyük uluslarla küçük ulusların hak eşitliğine olan inancımızı yeniden ilan etmeye, adaletin korunması ve antlaşmadan doğan yükümlülüklere saygı gösterilmesi için gerekli koşulları yaratmaya ve daha geniş bir özgürlük içinde daha iyi yaşama koşulları sağlamaya, sosyal bakımdan ilerlemeyi kolaylaştırmaya,
ve bu amaçlara ulaşmak için :
hoşgörüyle davranmaya ve iyi komşuluk anlayış içinde birbirimizle barışık yaşamaya, uluslararası barış ve güvenliği korumak için güçlerimizi birleştirmeye, ortak yarar dışında silahlı kuvvet kullanılmamasını sağlayacak ilkeleri kabul etmeye ve yöntemleri benimsemeye, tüm halkların ekonomik ve sosyal bakımdan ilerlemesini kolaylaştırmak için uluslararası kurumlardan yararlanmaya,
istekli olarak, bu amaçları gerçekleştirmek için çaba harcamaya karar verdik
Buna uygun olarak, hükümetlerimiz, San Francisco kentinde toplanan ve yetki belgeleri usulüne uygun görülen temsilcileri aracılığıyla işbu Birleşmiş Milletler Antlaşması'nı kabul etmişler ve Birleşmiş Milletler adıyla anılacak bir uluslararası örgüt kurmuşlardır.

-------------------------------------------

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SÖZLEŞMESİ
VI. BÖLÜM: Uyuşmazlıkların Barışçı Yollarla Çözülmesi
33. Madde
1. Devamı uluslararası barış ve güvenliğin korunmasını tehlikeye düşürebilecek nitelikte bir uyuşmazlığa taraf olanlar, her şeyden önce görüşme, soruşturma, arabuluculuk, uzlaşma, hakemlik ve yargısal çözüm yolları ile, bölgesel kurulu ya da anlaşmalara başvurarak veya kendi seçecekleri başka yollarla buna çözüm aramalıdırlar.
2. Güvenlik Konseyi, gerekli gördüğünde, tarafları aralarındaki uyuşmazlığı bu gibi yollarla çözmeye çağırır.
34. Madde
Güvenlik Konseyi, herhangi bir uyuşmazlık veya uluslarararası bir anlaşmazlığa yol açabilecek ya da uyuşmazlık doğurabilecek bir durum konusunda, bu uyuşmazlık ya da durumun süregitmesinin uluslararası barış ve güvenliğin korunmasını tehlikeye düşürme eğiliminde olup olmadığını saptamak için soruşturmada bulunabilir.
35. Madde
1. Birleşmiş Milletler'in her üyesi herhangi bir uyuşmazlık ya da 34. Maddede öngörülen nitelikte bir duruma Güvenlik Konseyi'nin ya da Genel Kurul'un dikkatini çekebilir.
2. Birleşmiş Milletler üyesi olmayan bir devlet, taraf olduğu herhangi bir uyuşmazlık konusunda, işbu Antlaşma'da öngörülen barışçı yollarla çözme yükümlülüğünü bu uyuşmazlık için önceden kabul etmek koşuluyla, Güvenlik Konseyi'nin ya da Genel Kurul'un dikkatini çekebilir.
3. Bu madde uyarınca dikkatine sunulan işlere ilişkin olarak Genel Kurul'un girişeceği işlemler, 11 . ve 12. Maddelerin hükümlerine bağlı olacaktır.
36. Madde
1. Güvenlik Konseyi, 33. Madde'de belirtilen nitelikte bir uyuşmazlığın ya da benzeri bir durumun herhangi bir evresinde, uygun düzeltme yöntem ya da yollarını tavsiye edebilir.
2. Güvenlik Konseyi, bu uyuşmazlığın çözülmesi için taraflarca önceden kabul edilmiş olan tüm yöntemleri gözönünde tutacaktır.
3. Güvenlik Konseyi bu Madde'de öngörülen tavsiyelerde bulunurken, genel kural olarak, hukuksal nitelikteki uyuşmazlıkların taraflarca Uluslararası Adalet Divanı Statüsü hükümlerine göre Divan'a sunulması gerektiğini de gözönünde tutacaktır.
37. Madde
1. 33. Madde'de belirtilen nitelikte bir uyuşmazlığa taraf olanlar sözkonusu uyuşmazlığı anılan maddede gösterilen yollarla çözmeyi başaramazlarsa, Güvenlik Konseyi'ne sunarlar.
2. Güvenlik Konseyi bir uyuşmazlığın süregitmesinin gerçekten uluslararası barış ve güvenliğin korunmasını tehlikeye soktuğu kanısına varırsa, 36. Madde uyarınca mı hareket edeceğini yoksa uygun gördüğü başka çözüm yolları mı tavsiye edeceğini kendisi kararlaştırır.
38. Madde
Güvenlik Konseyi, 33-37. Maddeler hükümlerini zedelemeksizin, bir uyuşmazlığa taraf olanların tümünün istemesi halinde bu uyuşmazlığın barışçı yollarla çözülmesi için taraflara tavsiyelerde bulunabilir.
------------------------------------------
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SÖZLEŞMESİ
VII. BÖLÜM: Barışın Tehdidi, Bozulması ve Saldırı Eylemi Durumunda Alınacak Önlemler
39. Madde
Güvenlik Konseyi, barışın tehdit edildiğini, bozulduğunu ya da bir saldırı eylemi olduğunu saptar ve uluslararası barış ve güvenliğin korunması ya da yeniden kurulması için tavsiyelerde bulunur veya 41 ve 42. Maddeler uyarınca hangi önlemler alınacağını kararlaştırır.
40. Madde
Güvenlik Konseyi, durumun ağırlaşmasını önlemek üzere, 39. Madde uyarınca tavsiyelerde bulunmadan ya da önlemleri kararlaştırmadan önce, ilgili tarafları gerekli ya da uygun gördü ü geçici önlemlere uymaya çağırabilir. Bu geçici önlemler tarafların haklarını, iddialarını ya da konumlarını hiçbir biçimde zedelemez. Bu geçici önlemlerin yerine getirilmemesi halinde Güvenlik Konseyi bunu gereğince dikkate alacaktır.
41. Madde
Güvenlik Konseyi, kararlarını yürütmek için silahlı kuvvet kullanımını içermeyen ne gibi önlemler alınması gerektiğini kararlaştırabilir ve Birleşmiş Milletler üyelerini bu önlemleri uygulamaya çağırabilir. Bu önlemler, ekonomik ilişkilerin ve demiryolu, deniz, hava, posta, telgraf, radyo ve diğer iletişim ve ulaştırma araçlarının tümüyle ya da bir bölümüyle kesintiye uğratılmasını, diplomatik ili kilerin kesilmesini içerebilir.
42. Madde
Güvenlik Konseyi, 4. Madde'de öngörülen önlemlerin yetersiz kalacağı ya da kaldığı kanısına varırsa, uluslararası barış ve güvenliğin korunması ya da yeniden kurulması için, hava, deniz ya da kara kuvvetleri aracılığıyla, gerekli saydığı her türlü girişimde bulunabilir. Bu girişimler gösterileri, ablukayı ve Birleşmiş Milletler üyelerinin hava, deniz ya da kara kuvvetlerince yapılacak başka operasyonları içerebilir.
43. Madde
1. Birleşmiş Milletler'in tüm üyeleri, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasına katkıda bulunmak üzere, Güvenlik Konseyi'nin çağrısı ile özel anlaşma ya da anlaşmalar uyarınca, uluslararası barış ve güvenliğin korunması için gerekli silahlı kuvvetleri ve geçit hakkını da içine almak üzere her türlü yardım ve kolaylığı Konsey'in hizmetine sunmayı yüklenirler.
2. Bu anlaşma ya da anlaşmalarda, sözkonusu kuvvetlerin sayısı, niteliği hazırlık derecesi ve genel mevkileri ile, sağlanacak kolaylık ve yardımın niteliği belirlenecektir.
3. Anlaşma ya da anlaşmalar, Güvenlik Konseyi'nin girişimi ile, mümkün olan en kısa zamanda görüşülecektir. Anlaşmalar, Güvenlik Konseyi ile örgüt üyeleri arasında ya da Güvenlik Konseyi ile ülke grupları arasında yapılacak ve imzalayan devletlerce, herbirinin anayasası gereğince, onaylanacaktır.
44. Madde
Güvenlik Konseyi kuvvet kullanmaya karar verdiği zaman, Konsey'de temsil edilmeyen bir üyeyi, 43. Madde uyarınca üstlenilen yükümlülüklerin yerine getirilmesi için silahlı kuvvet vermeye çağırmadan önce, o üyeyi, dilerse, o üyenin kendi silahlı kuvvetlerine bağlı birliklerin kullanılmasına ilişkin Güvenlik Konseyi kararlarına katılmaya çağıracaktır.
45. Madde
Birleşmiş Milletler'in ivedi askeri önlemler alabilmesini sağlayabilmek üzere üyeler, birleşik uluslararası zorlayıcı önlemleri yürütmek için derhal kullanılabilecek ulusal hava kuvveti birlikleri bulunduracaklardır. Bu birliklerin gücü ve hazırlık derecesi ile, bunların birlikte hareketini düzenleyen planlar, 43. Madde'de belirtilen özel anlaşmanın ya da anlaşmaların öngördüğü sınırlar içinde, Askeri Kurmay Komitesi'nin yardımı ile Güvenlik Konseyi'nce belirlenecektir.
46. Madde
Silahlı kuvvet kullanılması için planları, Askeri Kurmay Komitesi'nin yardımı ile Güvenlik Konseyi hazırlar.
47. Madde
1. Uluslararası barış ve güvenliğin korunması, Güvenlik Konseyi'nin buyruğu altına konulan kuvvetlerin kullanılması ve yönetilmesi, silahsızlanmanın düzenlenmesi ve muhtemel bir silahsızlanmanın gerçekleştirilmesi için Konsey'e gerekli olan askeri ihtiyaçlara ilişkin her konuda Güvenlik Konseyi'ne danışmanlık yapacak ve ona yardımcı olacak bir Askeri Kurmay Komitesi kurulacaktır.
2. Askeri Kurmay Komitesi, Güvenlik Konseyi'nin sürekli üyelerinin Kurmay Başkanları'ndan ya da onların temsilcilerinden olu ur. Kurmay Komitesi'nde sürekli olarak temsil edilmeyen herhangi bir Birleşmiş Milletler üyesinin Komite çalışmalarına katılması Komite'nin görevini iyi yapabilmesi için gerekli olduğu zaman, Komite bu üyeyi kendisiyle işbirliği yapmaya çağırır.
3. Askeri Kurmay Komitesi, Güvenlik Konseyi’nin yetkisi altında Konsey'in emrine verilen tüm silahlı kuvvetlerin stratejik açıdan yönetilmesinden sorumludur. Bu kuvvetlerin komutasına ilişkin sorunlar daha sonra çözülecektir.
4. Askeri Kurmay Komitesi, Güvenlik Konseyi'nin izniyle ve uygun bölgesel kuruluşlara danıştıktan sonra, bölge alt komiteleri kurabilir.
48. Madde
1 . Güvenlik Konseyi'nin uluslararası barış ve güvenliğin korunması konusundaki kararlarının yürütülmesi için gerekli önlemler, Birleşmiş Milletler'in tüm üyeleri ya da bunlardan bazıları tarafından alınır.
2. Bu kararlar, Birleşmiş Milletler üyeleri tarafından doğrudan doğruya ve üyesi bulundukları uluslararası kuruluşlar içindeki eylemleriyle yürütülürler.
49. Madde
Birleşmiş Milletler üyeleri, Güvenlik Konseyi'nin kararlaştırdığı önlemlerin yürütülmesinde birbirlerine karşılıklı yardımcı olmak için işbirliği yaparlar.
50. Madde
Güvenlik Konseyi tarafından bir devlet aleyhine önleyici ya da zorlayıcı önlemler alındığında, Birleşmiş Milletler üyesi olsun ya da olmasın başka herhangi bir devlet, bu önlemlerin yürütülmesi yüzünden özel ekonomik sorunlarla karşı karşıya kalırsa, bu devletin, söz konusu sorunların çözümü için Güvenlik Konseyi'ne danışma hakkı vardır.
51. Madde
Bu Antlaşma'nın hiçbir hükmü, Birleşmiş Milletler üyelerinden birinin silahlı bir saldırıya hedef olması halinde, Güvenlik Konseyi uluslararası barış ve güvenliğin korunması için gerekli önlemleri alıncaya dek, bu üyenin do al olan bireysel ya da ortak meşru savunma hakkına halel getirmez. Üyelerin bu meşru savunma hakkını kullanırken aldıkları önlemler hemen Güvenlik Konseyi'ne bildirilir ve Konsey'in işbu Antlaşma gereğince uluslararası barış ve güvenliğin korunması ya da yeniden kurulması için gerekli göreceği biçimde her an hareket etme yetki ve görevini hiçbir biçimde etkilemez.
Hazırlanma Tarihi: Ekim 2005, s.l.
USAK Uluslararası Hukuk Notları