Mesajı Okuyun
Old 27-08-2007, 14:06   #4
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Olayın anlatımına göre muris muvazaası sebebiyle tapu iptal davası açılabilir. Muvaza,tenkis davasının aksine hiçbir süreye tabi olmadığı gibi,ispatı halinde işlem tamamen iptal edilip mülk terekeye tamamen döneceği için ve ayrıca her türlü delille,özellikle tanıklarla kanıtlanabileceği için muvazaa sebebine dayanmak daha doğru bir tercih olur. Ancak dava açmadan önce,tapu kayıtlarının iyice incelenmesi,tapuda devir sebebi olarak satış gösterilmişse muvazaa,hibe gösterilmiş ise,tenkis davası açılması gerekir. Eğer devir sebebi olarak hibe yazılı ise,muvazaa gerçekleşmemiş oluyor,gerçek niyet tapudaki işleme yansımış oluyor. Satış işlemi yapılmış ise,olayda kanıtlanması kolay,tipik bir muvazaa olduğu için muvazaalı işleme yönelik tapu iptal davası açıldığında ve bu dava kazanıldığında zaten taşınmaz mirasçıların terekesinden çıkmış olacak.Dava açarken taşınmazın üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi açısından ihtiyati tedbir talebinde bulunmak faydalı bir yol olur.

ÖRNEK BİR KARAR :

" Davacılar ortak mirasbırakanın M İli 2 ada,1 parsel .. deki nolu bağımsız bölümleri ile Ç daki 4 parsel sayılı taşınmazını mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak ikinci eşi olan davalıya temlik ettiğini ileri sürüp tapu iptal ve tescil talebinde bulunmuşlardır.Davalı,kesin hüküm itirazı olduğunu,dava konusu taşınmazların bağış yolu ile kendisine temlik edildiklerini ve (bu yönü ile işlemde muvazaa bulunmadığını) belirtip davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece muvazaa olgusu sabit görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

... Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden taşınmazların "bağış" yoluyla mirasbırakan tarafından temlik edildiği anlaşılmaktadır. Bağış geçerli akitlerdendir.Resmi akitte belirtilen irade ile mirasbırakanın iradesi arasında uyumsuzluk yoktur.Bu durumda temliki işlemlerde muvazaanın varlığından sözedilemez.Davada tenkis talebi de bulunmadığına göre, davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.

1 HD 11.7.2006 6180-8178

Yukarıdaki karara göre,tapudaki işlem satış olarak görünse idi,muvazaa kanıtlandığından davanın kabulü doğru olacaktı. Ancak hibe yazılı olduğu için,bu durumda tenkis davası açılması veya :
1- Muvazaa sebebiyle tapudaki işlemin iptaline;
2- Bu talep yerinde görülmediği veya şartları mevcut olmadığı takdirde tenkis talebimizin kabulüne " demek suretiyle terditli talepler ile davayı açmak ;
Veya işlemin hibe olduğu anlaşılınca,davanın tenkis davası olarak ıslah edilmesi gerekirdi. Islah talebi yapılsa idi,dava tenkis davası olarak yine kabul edilecekti.

Genelde hem muvazaa,hem tenkisin şartları aynı olayda birleştiği için,davacı,tapudaki işlemin satış olarak göründüğünü düşünerek dava açmış. Oysa muris,hakiki iradesini tapudaki işleme yansıtmış ve bu durumda artık muvazaa sebebi değil,murisin karşılıksız kazandırmaları nedeniyle tenkis talebi sebebi var. Geneldeki,hem muvazaa hem tenkisin aynı olayda birleşmesi hallerinde,muvazaa sebebine dayanmak,hem muvazaa sebebi ile dava açmanın süreye tabi olmaması,hem de tanıklarla ispatının mümkün olması ve ayrıca muvazaa işlemine konu taşınmazın tamamının terekeye geri dönmesini sağlaması açısından daha
faydalı bir yol. Ancak,muvazaa şartları oluşmamış ise,tenkis davasının,işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıl içinde(ve her halükarda murisin ölüm tarihinden itibaren 10 yıl içinde) açılması gerekmektedir; tenkis kararı ile,davacı yalnızca mahfuz hissesine kavuşmaktadır.