Mesajı Okuyun
Old 21-03-2008, 17:56   #15
av.halil canda

 
Varsayılan

değerli meslektaşlarım
avukat bürosu ticarethane olmamalıdır.Ama ülkenin gerçeği hepimiza sanki bir esnafmış gibi hareket etmeye zorlamakta.
Esnaf gibi avukatlık yapınca da ne mesleğin bir saygınlığı kalıyor ne de bizim değerimiz.Rekabet ortamında avukatlık yapılmaz.Biz beyaz eşya satmıyoruz.
AMa bu ortamda kimseyi suçlamaya da hakkımız olmadığını düşünüyorum.HAksız rekabet,yalancılık mesleğin her alanına sıçramış.BAktığım bir ada öldürme davası var.VAtandaş müebbetle yargılanıyor.Bir meslektaş cezaevine gidip 3 ay içinde seni kesin tahliye ettireceğim yalnız 100.000 ytl.yi önden vermen gerek.Biz de bu parayı gerekli yerlere verelim.Müvekkil bize soruyor.Ne yapayım.Bu bir para tuzağı diyorum.Düşme diyorum.Akıllı bir adamsa DÜŞMÜYOR.aMA KENDİNİ KAPTIRIRSA BİR UMUTLA BİR YERLENDEN PARA BULUP BU insanlara verecek.Çünkü insanımız doğruya değil duymak istediğine inanıyor.Ben bu meslektaşla nasıl rekabet edebilirim.100.000 değil 90.000 verirsen ben seni 3 aya kadar tahliye ettiririm mi diyeyim?BU meslektaşla rekabet edebilmem için benim de sahtekar olma gerek.
YArgıya güven olmadığı için insanlar böyle ayak oyunlarına kanıyorlar.Gerçeği anlayınca da iş öişten geçiyor.
Bugün biz serbest avukatlar emekli hakimlerle savcılarla eşit olnmayan bir ortamda rekabet etmek zorunda kalıyoruz.Geçmişteki hakim savcı sıfatını kullanıp rant elde ediyorlar.Müvekkil o kişinin ofisine gittiğinde avukat bey demiyor,hakim bey ya da savcı bey diyor.YANİ BİZ AVUKATLAR KENDİ HAKKIMIZI SAVUNMAKTAN UZAĞIZ.KENDİMİZE ,MESLEĞİİZE YAPILAN HAKSIZLIKLARIN ÖNÜNE GEÇEMİYORUZ.BAROLARIN BU OLAYLARA BİR ÇÖZÜM BULMASI GEREK AMA MAALESEF BAROLAR ÇÖZÜM ÜRETMEKTEN UZAK.