Mesajı Okuyun
Old 10-08-2010, 16:03   #20
Av. Ömer ÜNLÜ

 
Varsayılan

Öncelikle Levent Bey'e ve rudy baylor'a ilgilerinden dolayı teşekkür ederim. Açıkçası ben de sizin gibi düşünmek istiyorum zira somut bir olayda bu yönde uygulama yapmam gerekiyor.

Ancak sitede okuduğum bir Yargıtay kararı açıkçası kafamı karıştırdı, şöyle ki;

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/12011

K. 2006/18556

T. 28.12.2006

• ANLAŞMALI BOŞANMA ( Evlilik Tarihinden Dava Tarihine Kadar 1 Yıllık Süre Geçmiş Olması Şartı )

• SÜRE ŞARTI ( Anlaşmalı Boşanmaya Karar Verilebilmesi İçin Evlilik Tarihinden Dava Tarihine Kadar 1 Yıllık Süre Geçmiş Olması Gereği )

• BOŞANMA DAVASI ( Anlaşmalı Boşanmaya Hükmedilebilmesi İçin Evlilik Tarihinden Dava Tarihine Kadar 1 Yıllık Sürenin Geçmiş Olması Şartı )

4721/m.166/3


ÖZET : İncelenen dosyada, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına ilişkin bir delil ileri sürülmediği, ancak tarafların boşanma hususunda anlaştıkları görülmektedir. Dosyada mevcut nüfus kaydından, tarafların evlendikleri tarihten dava tarihine kadar bir yıllık yasal süre dolmamıştır. Mahkemece, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı hususunun ispatlanamamış olması, Türk Medeni Kanununun 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen bir yıllık süre şartının da gerçekleşmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı tarafından 2/5/2002 tarihinde davalıya karşı açılan boşanma davasının kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında, evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede sarsılmış olması halinde, eşlerden her birinin boşanma davası açabileceği hüküm altına alınmıştır.
İncelenen dosyada, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına ilişkin bir delil ileri sürülmediği, ancak tarafların boşanma hususunda anlaştıkları görülmektedir.
Anılan Kanunun 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan hükümde, en az bir yıl sürmüş evliliklerde eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılabileceği öngörülmüştür.
Dosyada mevcut nüfus kaydından, tarafların 10/8/2001 tarihinde evlendikleri anlaşılmış olup, dava tarihine göre henüz bir yıllık yasal süre dolmamıştır.
Mahkemece, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı hususunun ispatlanamamış olması, Türk Medeni Kanununun 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen bir yıllık süre şartının da gerçekleşmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 28.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Somut olayda dava zaten çekişmeli olarak açılmış ancak yargılama aşamasında bir yıllık sürenin dolması nedeniyle anlaşmalı hale dönüştürlmesi söz konusu.

Ancak benim bu karardan anladığım, her halde dava tarihinin esas alınacağı. Sizlerin de kıymetli yorumlarınızı bekliyorum.