Mesajı Okuyun
Old 06-03-2004, 12:49   #2
Gemici

 
Varsayılan

Türkiyede iken duymuşmu idim, bilmiyorum? Almanyaya geldiğim ilk senelerde “ batının gelişmiş ve endüstrileşmiş toplumlarında insanlar bir birey olarak düşünür, geleneksel toplumlarda insanlar kollektif olarak düşünür, bireysellik gelişmemiştir” dendiğinde fena halde bozulurdum. Ve böyle savları ortaya atanları kendini beğenmişlikle suçlardım. En azından “içimden yüzlerine karşı” böyle bir suçlamada bulunurdum. Belkide bireyselliğim yeteri kadar gelişmediğinden.

O zamanki düşüncelerim her insan bir bireydir ve herkesin kendine göre bir kimliği vardır yönünde idi. Bunun böyle olmadığını toplumlarda kollektif bir kimlik olabileceğini sonraları düşünmeye başladım. Sadece kollektif onur yoktur bu kollektif onurun oluşmasını sağlıyan onu doğuran kollektif bir şahsiyet kollektif bir kimlik vardır. Bunun en iyi örneklerini Aşiret ve diğer bazı küçük yerleşim birimlerinde gözleyebiliriz.

Prof. Ünsal Oskayın töre konusundakı düşüncelerini okurken aklıma geldi.

Alıntı:
Bana demislerdi ki "E hocam, artik sen bizden oldun. Karina söyle, köyün içinde sortla dolasmasin. Sen de, denize girerken mayonu giy ama köyün içinde kiz var, kari var, mayoyla dolasma." Ben de onlara "Ben zaten yapmiyorum ama bakin su Belçikali kiz, her yaz yeni bir sevgiliyle geliyor. Siz de onu o kadar çok seviyorsunuz ki, ona Ayse diye isim takmissiniz" dedim. Cevaplari "O disarlikli hocam.


Burada göze çarpan: “ben” yok “biz” “bizden biri” ve “dışarılıklı” var. Olayı “biz” ve “diğerlerine” indirgediğimizde, bizim bizden olanı diğerlerine karşı korumamız sonucu ortaya çıkıyor. Çünkü her organizma kendisini koruyabilmek, varlığını dışarıya karşı devam ettirebilmek için korunma mekanizmaları oluşturmak zorundadır.

Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz düşüncesi.

Kim kimi kime karşı koruyacak?

Korunacakların en başında aile vardır, aile kendisini dışarıya karşı korumak zorundadır. Aileden sonra büyük aile ve akrabalar gelir. Ondan sonra köy veya aşiret gelir. Bazı durumlarda bu zincirleme en üst yapı olan ve kendisinden altta olan bütün birimleri şemsiyesi altına alan topluma ve devlete kadar gider. Homojen bir yapısı olmayan devletlerde bu zincirlemede çoğu zaman kesintiler oluşur.

Bizim durumumuzda ve somut örneğimizde kesinti burada aşiret veya küçük köy biriminda başlıyor. Üst yapı olan aşiret veya köy alt yapı olan ailenin ve aile bireylerinin kendi örf ve adetlerine, gelenek ve göreneklerine göre yaşamasını, yapılanmasını ister. Buna uymayan dışlanır.

Mahallenin, aşiretin veya köyün namusundan kişilerin bireysel namusuna varabilmemiz sadece eğitimle ve ilerleme(toplumsal veya bireyesl) ile olur ve biraz zaman alır gibime geliyor.

Saygılarımla