Mesajı Okuyun
Old 13-04-2011, 14:26   #4
hayalihakime

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

18. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/3480

K. 2002/6028

T. 27.5.2002

• SOYADI DEĞİŞİKLİĞİ DAVASI ( İkinci Kez Açılabilmesi )

• İSİM VE SOYADI DEĞİŞİKLİĞİ DAVALARI ( İkinci Kez Açılabilmesi )

• NÜFUS KAYDININ TASHİHİ DAVASI ( İsim ve Soyadının Tekrar Değiştirilebilmesi )

743/m.26

4721/m.27

1587/m.46

ÖZET : İsim ve soyadı değişikliğine ilişkin davaların, doğum tarihinin düzeltilmesi ile ilgili davalar gibi ikinci kez açılamayacağına dair bir yasa hükmü bulunmamaktadır.
DAVA : Dava dilekçesinde soyadın düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacılar dava açtıkları 10.9.2001 tarihli dilekçelerinde; aile lakaplarının Tosunoğlu olduğunu, çevrede bu soyadı ile tanınıp bilindiklerini ileri sürerek, nüfus kaydında Tosumoğlu olan soyadlarının Tosunoğlu olarak düzeltilmesini istemişler, dinlenen tanıklar dahi davacıların iddiasını doğrulamışlardır.
Medeni Kanunun 26.maddesine göre, haklı nedenin varlığı halinde, soyadın düzeltilmesi mümkün olup, Yargıtay uygulamalarında kişinin toplum içerisinde bilinip tanındığı soyadı ile anılmayı ve onu kayden de taşımayı istemesinin haklı neden teşkil edeceği kabul edilmiştir. Çünkü herkes, etrafında tanındığı ve çağrıldığı soyadını yasaya aykırı olmadıkça resmen ve kayden taşımak hakkına sahiptir.
Mahkemece dava; davacıların murisi Yusuf'un 1959 yılında soyadı değişikliği davası açıp şimdiki soyadın alındığı, Nüfus Kanununa göre ikinci kez değişikliğin mümkün olmayacağı nedeniyle usul ve yasaya uygun bulunmadığı gerekçesi ile reddedilmiş ise de; önceki dava davacıların murisi tarafından açılmış olup isim ve soyadı değişikliğine ilişkin davaların doğum tarihinin düzeltilmesi ile ilgili davalarda olduğu gibi ikinci kez açılamayacağına dair bir yasa hükmü de bulunmamaktadır.
Bu durumda mahkemece, yasal bir sakınca da olmadığı halde davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yerinde bulunmayan gerekçelerle reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.5.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.