Mesajı Okuyun
Old 12-06-2009, 16:06   #6
halit pamuk

 
Varsayılan

Mümmeyiz küçük, yasal temsilcisinin muvafakati olmadan avukata vekaletname veremez.

Ancak münhasıran şahsa bağlı haklar için kendi dava açabilmeli ve avukata kendisi vekaletname verebilmelidir. Ancak Yargıtay'ın aksi görüşte olduğu anlaşılıyor.


Kaynak: Kaynak : 21.07.2007-26589 Resmi Gazete

"Davacı Arzu Bilgili ile davalı Nüfus Müdürlüğü arasındaki davada Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen ve Yargıtayca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan 9.11.2006 tarihli ve 2006/276-274 s. kararın yürürlükteki hukuka aykırı olduğu savıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11.5.2007 tarih ve Hukuk-2007/85445 s. yazısıyla yasa yararına temyiz edilerek bozulması istenilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunarak gereği düşünüldü:

YARGITAY KARARI

Davacı vekili dava dilekçesinde davacı Arzu Bilgili'nin 5.5.1991 olan doğum tarihinin yılının 1990 olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içindeki nüfus kayıt tablosu içeriğinden yaşının düzeltilmesi istenilenle Arzu Bilgili'nin kayden 5.5.1991 doğumlu olup, davanın açıldığı 30.10.2006 günü itibariyle ergin ve medeni hakları kullanmaya yetkili bulunmadığı ve kayden sağ olan anne ve babasının velayeti altında olduğu anlaşılmaktadır. Türk Medeni Yasasının 336. maddesinde "Evlilik birliği devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar" hükümü mevcuttur. Emredici nitelikteki bu kanun kuralı, evlilik birliği içerisinde velayetin kullanılması kapsamında, ana ve baba tarafından çocuk adına açılacak bütün davalar yönünden de geçerlidir.

Dosyaya ibraz edilen vekaletname incelendiğinde, adı geçen avukat, davacı Arzu Bilgili'nin kanuni temsilcileri tarafından tayin edilmemiştir.

Mahkemece doğum tarihinin düzeltilmesi davası yönünden dava ehliyetine sahip olmayan küçüğün kanuni temsilcileri olan anne ve babası tarafından temsil edilmesi gerektiği hususu dikkate alınmaksızın, davacı küçük tarafından verilen vekaletnameye dayanılarak açılan davanın esasına girilerek hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.

Bu itibarla yukarda açıklanan sebeplerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 427. maddesi gereğince sonuca etkili olmamak kaydıyla yasa yararına BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 21.6.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."