Mesajı Okuyun
Old 21-01-2011, 18:52   #18
Avukat Canip Kazan

 
Varsayılan

Konu, görüşlerim ve Sayın Suat Ergin'in görüşlerime katılmama gerekçeleri hakkında açıklama yapmam gerekiyor;
Tekrar ve ısrar ediyorum ki, "anlaşmalı boşanma" kavramına Türk Medeni Kanununun boşanma nedenleri bölümünün "evlilik birliğinin sarsılması" kısmında yer verilmiştir. Anlaşmalı boşanma demek, eşlerin evlilik birliğinin sarsılmış olduğu yolunda hemfikir olmaları anlamına gelmektedir. Yoksa evlilik birliği devamı eşlerden beklenmeyecek derecede sarsılmış olmadan anlaşma mümkün değildir. Kanun koyucu (zaten çökmüş bir evlilkte sarsılma durumunu ispatlamak için tanık dinleyerek veya diğer delillerle eşleri ve toplumu gerginliğe sürüklememek istemiş olmalı ki) anlaşma yani eşlerin birlikte müracaatı veya bir eşin açtığı davayı diğer eşin kabul etmesi halini evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğuna karine saymıştır. (Eşlerin birlikte mahkemeye başvurması anında veya birinin davayı kabul ettiği anda evlilik birliği sarsılıyor değildir)Fakat yine kanun koyucu bir yıl dolmadan evlilik birliğinin sarsılmış olduğunu eşlerin değerlendiremeyeceğin yanında evliliğin ilk yılında ve yani bir hayatın verdiği muhtemel bunalım ve baskı içinde olan (özellikle) kadın için kötüniyetli olarak herhangi bir hak elde etmeden boşamak için anlaşmaya zorlama, kandırma riskini azaltmak için 1 yıl şartı getirmiştir.
Düşüncelerime aşağıda eklediğim Yargıtay Kararlarını irdeleyerek devam etmek istiyorum.
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
Esas : 2008/1912
Karar : 2009/4076
Tarih : 09.03.2009
o BOŞANMA
o TARAFLARIN BİZZAT DİNLENMESİ GEREĞİ
o EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı vekilinin davalı aleyhine 9/8/2002 tarihinde açtığı şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davasında, tarafların boşanma ve diğer hususlarda anlaştıklarına ilişkin taraf vekillerinin duruşmadaki beyanları doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi hükmüne göre, en az bir yıl sürmüş evliliklerde eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde dahi boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin bizzat tarafları dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması gerekmektedir.

Taraflar hazır bulunup, bizzat anlaştıklarını açıklamaz veya hakim tarafların anlaşmalarını uygun bulmaz ise, taraflardan delilleri sorulup, toplanması sonucunda evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olup olmadığının anılan Kanunun 184. maddesi çerçevesinde takdiri gerekirken, davacı ve davalı asil dinlenilmeksizin taraf vekillerinin beyanları ile boşanma hükmü kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 09.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
Esas : 2006/12011
Karar : 2006/18556
Tarih : 28.12.2006
o ANLAŞMALI BOŞANMA
o SÜRE ŞARTI
Özet :Somut olayda taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına ilişkin bir delil ileri sürülmediği, ancak tarafların boşanma hususunda anlaştıkları görülmektedir.Anılan Kanunun 166. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan hükümde, en az bir yıl sürmüş evliliklerde eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılabileceği öngörülmüştür. Dosyada mevcut nüfus kaydından dava tarihine göre henüz bir yıllık yasal süre dolmadığı da anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Davacı tarafından 2/5/2002 tarihinde davalıya karşı açılan boşanma davasının kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede sarsılmış olması halinde eşlerden her birinin boşanma davası açabileceği hüküm altına alınmıştır.

İncelenen dosyada, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına ilişkin bir delil ileri sürülmediği, ancak tarafların boşanma hususunda anlaştıkları görülmektedir.

Anılan Kanunun 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan hükümde, en az bir yıl sürmüş evliliklerde eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılabileceği öngörülmüştür.

Dosyada mevcut nüfus kaydından, tarafların 10/8/2001 tarihinde evlendikleri anlaşılmış olup, dava tarihine göre henüz bir yıllık yasal süre dolmamıştır.

Mahkemece, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı hususunun ispatlanamamış olması, Türk Medeni Kanununun 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen bir yıllık süre şartının da gerçekleşmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi. 28/12/2006

--"Bu halde dahi boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin bizzat tarafları dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi.." tabirinden baskı altında olup olmamanın yanında evlilik birliğinin sarsılmış olup olmadığına kanaat getirmesi anlamı çıkarılmalıdır. Bu nedenle Sayın Erginin sadece süre şartını inceleyeceği, evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığını inceleyemeyeceği fikrine katılmıyorum.
Ve..
"hakim tarafların anlaşmalarını uygun bulmaz ise, taraflardan delilleri sorulup, toplanması sonucunda evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olup olmadığının anılan Kanunun 184. maddesi çerçevesinde takdiri gerekirken.." ifadesinden evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığını incelemesi gerektiğini düşünüyorum. Zira: atıf yapılan 184. madde de
-"Hakim, boşanma veya ayrılık davasının dayandığı olguların varlığına vicdanen kanaat getirmedikçe, bunları ispatlanmış sayamaz"
-"Tarafların bu konudaki her türlü ikrarları hakimi bağlamaz. "
-"Hakim, kanıtları serbestçe takdir eder. " ifadeleri bulunmaktadır.

Bu ifadelerden, anlaşma beyanının evlilik birliğinin sarsıldığı yolunda (aksi ispat edilebilen ve mümkün olan) bir karine sayılabileceği, hâkimin tarafların ikrarıyla, bağlı olmayacağı, hâkimin olguların varlığına vicdanen kanaat getirmek zorunda olduğu anlamları çıkarılmaktadır. .. diye düşünüyorum.