Mesajı Okuyun
Old 13-06-2007, 15:01   #4
halit pamuk

 
Varsayılan

Sayın Ayselari;

İyuk.m.31 HUMK'un uygulanması ile ilgili olarak "tanık" la ilişkin hükümlere atıf yapmamıştır.

Binaenaleyh, idari yargıda tanık dinlenmez.



T.C.

DANIŞTAY

8. DAİRE

E. 2003/3369

K. 2004/917

T. 25.2.2004

• DOKTORA TEZİ SAVUNMA SINAVI ( Davacının Başarılı Olduğu ve Tutanağa Sehven Oybirliğiyle Ret Kararı Yazılmış Olabileceği İddiası - İdari Yargıda Tanık Veya Şahit Dinlenmesi Yada İfade Alınması Şeklinde Bir Yöntem Bulunmadığı )

• İDARİ YARGILAMA USULÜ İLKELERİ ( Tanık Veya Şahit Dinlenmesi Yada İfade Alınması Şeklinde Bir Yöntem Bulunmadığı - Yazılı Yargılama Yapmak Zorunluluğu )

• TANIK DİNLENMESİ ( İdari Yargılama Usulü İlkelerinde Böyle Bir Yöntem Bulunmadığı - Bilirkişi İncelemesi Yaptırılabileceği )

• İFADE ALINMASI ( İdari Yargılama Usulü İlkelerinde Böyle Bir Yöntem Bulunmadığı - Bilirkişi İncelemesi Yaptırılabileceği )

• BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ ( İdari Yargılama Usulü İlkelerinde Tanık Veya Şahit Dinlenmesi Yada İfade Alınması Şeklinde Bir Yöntem Bulunmadığı - Bilirkişi İncelemesi Yaptırılabileceği )

• YAZILI YARGILAMA USULÜ ( İdari Yargı Yerlerinde Zorunluluk - Lüzum Gördükleri ve Taraflar Veya İlgili Yerlerden Evrak ve Bilgiler İsteyebilecekleri )


ÖZET : İdare mahkemesince, davacının tez savunma sınavında başarılı olduğu ve tutulan tutanağa sehven oybirliğiyle ret kararı yazılmış olabileceği yolundaki iddialar üzerine, ara kararı ile 5 jüri üyesine, ilgilinin doktora tez sınavında başarılı olup olmadığının, oybirliğiyle verilen ret kararının sehven verilip verilmediği sorulmuş, cevaben gönderilen jüri üyelerinin ifadelerinden, 3 jüri üyesinin olumlu oy kullandığının anlaşıldığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.
Anılan Yasa hükümleri ve yerleşmiş idari yargılama usulü ilkelerine göre; yazılı yargılama yapmak zorunda olan idari yargı yerlerinin kendiliğinden yapacakları her çeşit inceleme için, lüzum gördükleri ve taraflar veya ilgili yerlerden isteyebilecekleri evrak ve bilgiler kapsamında, tanık veya şahit dinlenmesi yada ifade alınması şeklinde bir yöntem bulunmamaktadır. Ayrıca, Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasına atıfta bulunulan konular arasında da bu yönde bir kural mevcut değildir.
Bu durumda, davacının iddiası ciddi bulunuyorsa başarılı olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak doğacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
İstemin Özeti : ... Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Resim Eğitimi Anabilim Dalı doktora öğrencisi olan davacının, 28.12.2001 gününde yapılan tez savunma sınavında başarısız olduğuna ilişkin Enstitü Yönetim Kurulunun 11.02.2002 gün ve 3/18 sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davada; uyuşmazlık konusu olayda, davacının tez savunma sınavında başarılı olduğu ve tutulan tutanağa sehven oybirliğiyle ret kararının yazılmış olabileceği yolunda ki iddiaları üzerine 16.10.2002 günlü ara kararı ile, 5 jüri üyesine; ilgilinin doktora tez sınavında başarılı olup olmadığının, oybirliğiyle verilen ret kararının sehven verilip verilmediğinin sorulduğu, cevaben gönderilen jüri üyelerinin ifadelerinden, 3 jüri üyesinin olumlu oy kullandığının anlaşılması karşısında, davacının tezinin kabul edilmesi gerekirken aksine kaydının silinmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal eden Konya İdare Mahkemesinin 18.12.2002 gün ve E: 2002/543, K: 2002/1690 sayılı kararının, hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi İbrahim Özdemir'in Düşüncesi: Kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Ahmet Yahya Özdemir'in Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
KARAR : Uyuşmazlık; ... Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Resim Eğitimi Anabilim Dalı doktora öğrencisi olan davacının, 28.12.2001 gününde yapılan tez savunma sınavında başarısız olduğuna ilişkin Enstitü Yönetim Kurulunun 11.02.2002 gün ve 3/18 sayılı işleminin iptali isteminden doğmuştur.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 1. maddesinin 2. fıkrasında, Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinde yazılı yargılama usulü uygulanacağı ve incelemenin evrak üzerinde yapılacağı, 20. maddesinde Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinin, bakmakta olduğu davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerince yapacakları, belirlenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebileceği, 31. maddesinde ise, bu kanunda hüküm bulunmayan hususlarda, hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü, şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sükununu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemlerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası hükümlerinin uygulanacağı kuralları yer almıştır.
İdare mahkemesince, davacının tez savunma sınavında başarılı olduğu ve tutulan tutanağa sehven oybirliğiyle ret kararı yazılmış olabileceği yolundaki iddialar üzerine, ara kararı ile 5 jüri üyesine, ilgilinin doktora tez sınavında başarılı olup olmadığının, oybirliğiyle verilen ret kararının sehven verilip verilmediği sorulmuş, cevaben gönderilen jüri üyelerinin ifadelerinden, 3 jüri üyesinin olumlu oy kullandığının anlaşıldığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.
Anılan Yasa hükümleri ve yerleşmiş idari yargılama usulü ilkelerine göre; yazılı yargılama yapmak zorunda olan idari yargı yerlerinin kendiliğinden yapacakları her çeşit inceleme için, lüzum gördükleri ve taraflar veya ilgili yerlerden isteyebilecekleri evrak ve bilgiler kapsamında, tanık veya şahit dinlenmesi yada ifade alınması şeklinde bir yöntem bulunmamaktadır. Ayrıca, Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasına atıfta bulunulan konular arasında da bu yönde bir kural mevcut değildir.
Bu durumda, davacının iddiası ciddi bulunuyorsa başarılı olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak doğacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, idari yargılama usulünde yer almayan bir inceleme ve değerlendirme yöntemine dayalı olarak verilen İdare Mahkemesi kararında usul hükümlerine ve hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Konya İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine 25.02.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.