Merhaba,

Tanışıyor muyuz ? Tanıştık mı ?
Belki de bugün karşılaştık ... Kim bilir ? Geçip gittik öylece...
Birbirimizi tanıyor muyuz ?

Tanımak, tanışmak ... Fiziksel özelliklerimizle ...

Köprü kurabildik mi, gönülden gönüle ... Sevgiye bir yol açabildik mi ? Yoksa yıkıyor muyuz ...

Uzaylı gözüyle ... “İnsan dedikleri canlı... Gelişmiş bir kalıp içinde sıkıştırılmış enerji “

“Kalıbının insanı olmak “... Olmak... Ne zor.

Doğrultup da belini her nasılsa, iki ayak üstünde yürüyor ya / Kendini insan sanıyor.
Nicesi ... Ağzını açınca öfkeyle / Salyası akıyor.

Kendimizi tanıyor muyuz peki ...
Hiç değilse aklımızın erdiği, boyumuzun aynaya yettiğinden beri gördüğümüz kendimizi ...
Tanıyor muyuz ?

Gönül gözü ... Başka bir dilde var mı karşılığı bilmiyorum.

Rüştünü ispat etmek ... Yasal olarak ...
Ya olgunluk dediğimiz kavram...

Şarabın bile ancak bazı türleri yıllanabiliyor, hepsi değil... Mantarı kötüyse eğer, çöpe atılıyor.

Şarap ve insan ... Bir benzerlik var kesin ... Bağından, üzümünden, şişelenip, sunulmasından, verdiği tattan...
İçilen ve içen ...

Bilenen paşa oğul - yaşlı baba öyküsünü değiştirelim biraz : “ ... bir meslek sahibi olamazsın demedim evladım / insan olamazsın dedim “

İnsan ... Bütün kabahat içtiği çiğ sütte mi ?
Şarap içirilmeli bebelere.

Hulusi Metin