Mesajı Okuyun
Old 02-08-2007, 09:17   #29
Ahmet Turan

 
Varsayılan

Adli Tatil konusu ve bu hususta yapılan tartışmalar, yıllara sari olarak devam etmektedir.

Adli Tatil uygulaması konusunda bunca yıllık tecrübeme istinaden benim de bir çift sözüm var.

Yukardan itibaren yazılan yazıların tamamını okudum. Bir çoğunda sinirlilik, kızgınlık ifadesi var. Ortak iddia olarak yansıyan ise, davaların uzamasının, duruşma günlerinin geç verilmesine bağlandığını görüyoruz.

Sayın Can Doğanel Üstadımız ise, sisteme atıfta bulunarak yön göstermiştir.Gerçekten, anlaşılan o ki en çokta hukuk mahkemelerinden yakınılmaktadır. Oysa kural olarak yazılı yargılama usulünün uygulandığı yerde bu sürekli duruşma, ertele tekrar duruşmanın anlamı nedir? –Müzekkereye cevap yok beklenmesine, duruşma. Böyle mi olmalıdır?
Şu halde öncelikle hastalığı belirlemek gerek. Hastalığın ise gene büyük çoğunluk hatta kahredici bir ekseriyetle hakimlerde olduğu belirtilmektedir. Hakim neden izin aldı? Neden rapor aldı? Niye hastalandı? Kaynanası neden öldü?( not: Adamın kaynanası ölmüşse üzülmez mi yani? İddianız bu mudur? Bu üzüntüye dayalı rapor alamaz mı? ) Sonuç olarak, hakimlerin izin almaması, rapor kullanmaması ve başkalarının yerine duruşmaya çıkınca karar vermeleri gerektiği düşünülmektedir?

Elbette ülkemiz nüfusu ve dava sayısı ile karşılaştırdığımızda 6000 hakim sayısıyla bu iş yükünün altından kalkılması mümkün değildir. 15 yıl öncede hakim sayısı 6000 idi şimdi de 6000. Bu sayı yeterli midir? İkinci olarak, ne ekerseniz onu biçersiniz. Bu ülke hakimlerine uzmanlaşmak uygun görülmemektedir. Ne iş olsa yaparım hesabı her mahkemeye bakmalıdır görüşü hakimdir. Sonuçta ortadır. Görüldüğü gibi, suç tek tek ele alındığında elbette bir kısım hakimlerde de bulunsa da asıl suçlu onlar değildir.

Buraya kadarki açıklamalardan edindiğim kanaate göre, öncelikle hakim sayısını artırmak, nitelikli hale getirmek, uzmanlaşmayı kabul etmek ve uzmanlaştırmak, usul kanununu düzenlemek, duruşma yoğunluğunu en aza indirmek , dava çeşidini azaltmak, bir kısım ihtilafları mahkemelere götürmeden çözmek.

Adli tatil uygulaması ise şu haliyle çok yanlıştır. Adli Tatil ile ilgili görüşüm özetle şöyledir.
1- Adli tatil uygulamasına devam edilmelidir
2- Adli Tatilin süresi 40 gün olmalıdır
3- Adli Tatilde tıpkı TBMM gibi Adliye kapatılmalıdır, sadece sorgu ve çok acil işler nöbetçiler tarafından görülmelidir.
4- Adli tatil haricinde hakimlerin izin kullanmaları mümkün olmamalıdır.
5- Usulsüz raporlardan söz edilmektedir. Bu tamamen insanlık, vicdan ve başka şeylerle ilgilidir. Bu konuda şunu derim: eğitim şart mirim, eğitim. ( eğitinde görün sonucu)
6- Mümkünse Adalet Bakanı ben olmalıyım