Mesajı Okuyun
Old 12-12-2013, 15:26   #1
Konuk

 
Varsayılan Başarısız tüp mide operasyonu

2012 yılı Kasım ayı'nda Özel bir hastane'de tüp mide operasyonu geçirdim (Ameliyatı yapan doktor o hastane'nin doktoru değildi. Sadece ameliyat için hastane'yi kullanıyordu) ve ameliyatı yapan doktora bu işlem için elden 17.000 TL. ücret ödedim. Ameliyattan önce kendisiyle yaptığım görüşmede; "yemek yemek benim elimde olmamalı. Yani ben yemek yemeyerek değil, yiyemeyerek zayıflamalıyım" dediğimde bana, hiç merak etmeyin. Bu ameliyattan sonra istesenizde yiyemeyeceksiniz zaten. Çünkü mideniz hacimsel olarak küçük bir çay bardağı kadar (20 cc.) kalacak dedi. Yine ameliyattan önce kendisine "midemin ileride yeniden genişleme gibi bir durumu olur mu" dediğimde bana "hayır. Mide kendi kendini yenileyebilen bir organ değildir. Mesela insanın karaciğerinin bir kısmı alında karaciğer kendi kendini 18 ay içinde yenileyebilir ancak midenin kendi kendini yenileyebilme durumu yoktur" dedi. ( Ki ameliyattan sonra yeniden kilo almaya başlayınca yaptığım araştırmalarda tüp mide ameliyatı olan hastaların yaklaşık 5 yılın ardından %30 oranında yeniden kilo alma olasılığı olduğunu kendim öğrendim.) Bunun üzerine ameliyata karar verdim. Ameliyattan sonra 2 ay boyunca hiç birşey yemedim. İlk 1 ay sadece taze sıkılmış meyve suyu, ondan sonraki 15 gün meyve suyuna ilaveten tanesiz çorba ve daha sonraki 15 günde meyve suyuna ilaveten taneli çorba eklendi. Bu 2 ay süresince hiç birşey yemediğim için tam 20 kilo vererek 134 kilo'dan 114 kilo'ya düştüm. Çok mutluydum çünkü yıllardır bana psikolojik anlamda büyük bir sıkıntı veren bu sorundan nihayet kurtulacağım inancı oluşmaya başlamıştı bende. Doktorum bu 2 ay'ın sonunda artık normal olarak yemek yemeye başlamamı söyledi. Ne olduysa bundan sonra oldu. Hacimsel olarak 20 cc. olması gereken midem ne yesem alıyordu. Yemeye başladıktan sonra 2 hafta içinde 3 kilo aldım. Bu 3 haftalık dönem içerisinde doktorumu 1 kez telefonla aradım, 1 kez de muayenehanesine gittim. Kendisi bana telefonla yaptığımız görüşmede "moralinizi bozmayın. Vücut ödem yapıp su tutabilir. Siz bunu kilo alma olarak algılarsınız ancak bu durum geçicidir" dedi. Yanına gittiğimde ise kendisine "siz bana ameliyattan sonra hiç birşey yiyemeyeceğimi söylemiştiniz ama ben yemeye başladığım günden beri bulantı, kusma, ağrı, sızı, doyma hissi olmadan herşeyi , istediğim miktarda yiyebiliyorum dediğimde bana "bu imkansız çünkü mideniz şu anda benim serçe parmağım kalınlığında ve genişlese genişlese yüzük parmağım kadar olur. O da ancak 20 - 25 cc. kadardır. Daha fazla yemeniz mümkün değil" dedi. Yani ne yaptıysam kendisini hiç bir sıkıntı duymadan aynı ameliyat öncesi dönemde olduğu gibi yiyebildiğim konusunda ikna edemedim. Ve kilo alma durumum hiç ara vermeden devam etti. Tabi ben bu arada bazen doktorumun yanına gidip, bazende telefonla kendisiyle görüşüyordum. Eşimle olduğu kadar ane ve babamla da "ne anladık biz bu ameliyattan. Dünyanın parasını verdin üstelik" konuşmaları artmaya başlayınca yaklaşık olarak 2 ay önce özel bir hastanede "mide duodenum grafisi" çektirdim (ki midemde 2001 yılından kalma mide kelepçesi olduğu için bu filmi ameliyattan önce de çektirmemi istemişti ameliyatı yapan doktor). Bu filmde midemin şekli olduğu gibi ortaya çıktı. Filmi inceleyen doktor (ki kendisi genel cerrahi uzmanıydı) bana "ben eskiden obezite cerrahisi yapıyor ve mide kelepçesi takıyordum. Tüp mide ameliyatı hiç yapmadım ama bu mide tüp mide olamaz. İlk filme göre mide de farklılık var ama ben burada normal bir insan midesi görüyorum" dedi. Bununla da yetinmedim ve bu sefer tüp mide operasyonu yapan başka bir uzman bularak filmleri gösterdim. Bana direk olarak "seni dr. x mi ameliyat etti dedi (ki ben kendisine ameliyatımı yapan doktorun ismini vermemiştim. Belki tanıdığı biridir ve yorum yapmaz diye). Nerden anladığını dorduğumda ise "ben daha önce dr. x in ameliyat ettiği birkaç hastaya düzeltme ameliyatı yapmak zorunda kaldığım için anladım" dedi. Bu bilgiler ışığında beni ameliyat eden doktora tekrar gittim. Konuşma esnasında artık nereden icap ettiyse benim önüme "rıza belgesi" diye birşey çıkardı. "Ben ameliyattan önce bütün hastalarıma bunu okutup imzalatırım. Burada ameliyatın %15 oranında başarısız olma ihtimali olduğu yazıyor" dedi. Bende kendisine "siz bana ameliyattan önce böyle bir başarısızlık olasılığının olduğundan ve bu belgeden hiç bahsetmediniz. Hatta siz bana bu belgeyi ameliyattan yaklaşık 10 gün sonra sizin muayenehanenize dikişleri aldırmak için geldiğimde gösterip "size de bu belgeyi ameliyattan önce okutup imzalatmamışım. Hazır eşinizde yanınızdayken ikinizde imzalayında prosedür yerini bulsun. Eşinizinde bu ameliyata rıza göstermesi gerektiği için onunda imzalaması gerekli demiştiniz" dediğimde hiç sesi çıkmadı. Kendisi ayrıca ameliyattan sonra mutlaka vermesi gereken “epikriz raporu” nu da vermemişti. Bunca olayın üzerine iyice huylanıp bana bu belgeyi vermez diye düşünürken kendisine gittim ve başka bir doktora ameliyat olmayı düşündüğümü ve epikriz raporuna ihtiyaç olduğunu söyleyip belgeyi aldım.
Oldukça uzun olduğunu biliyorum. Öncelikle okuma sabrını gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Bu bilgiler ışığında sorularım şöyle.
1 – Bu tür olaylarda zamanaşımı süresi nedir? (Ameliyat olalı yaklaşık 13,5 ay oldu)
2 – Bu kişiye dava açmayı düşünüyorum. Uzman olarak sizin görüşünüz nedir? “Bu işten hiç bir şey çıkaramazsınız, boşuna uğraşmayın mı” yoksa “ bir avukata danışarak hakkınızı sonuna kadar arayın mı?
Okumak için göstermiş olduğunuz sabır ve cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.