|
|
|
|
|
|
Bu kadar kişi okumuş, çok teşekkür ediyorum ancak birileri de bilgilerini , deneytimlerini ya da düşüncelerini paylaşsaydı daha bir mutlu olacaktım. 
|
|
 |
|
 |
|
Sayın lawyemez;
Hukuk Fakültesi okumayı gerçekten farkında olarak ve isteyerek tercih edenler görece büyük çoğunluktadır.
Keza hukukçuların icra ettiği mesleklerden birisini (yargıçlık, serbest avukatlık, bağlı avukatlık vs) bilinçli bir tercihle ve planlı olarak seçenler de az değildir.
Lakin serbest avukatlığı seçenlerin içinde, "ben icra ile uğraşacağım", "ben ceza avukatı olacağım" diye yola başlayanlar -öyle tahmin ediyorum ki- çok şanslı bir azınlıktır.
Keza benim gözlemlediğim kadarıyla, serbest çalışan meslektaşlar genelde, bürolarını açtıklarında iş seçme lüksüne pek sahip olamıyorlar. Ve bu süreçte gelen ilk davalar da o avukatın yoğunlaştığı iş dalının işaretleri oluyor.
Bu biraz da şu sebepten kaynaklanıyor; siz bir boşanma davasını müvekkilinizin istediği doğrultuda neticelendirdiğinizde, o müvekkil sizi "boşanmak için avukat arayanlara" tavsiye eder, bir hacze gittiğinizde, o günkü borçlu, alacaklı olduğunda avukat olarak sizle anlaşmak isteyebilir vs...
Hasılı, serbest avukatlıkta (Bu tamlama da gerçek bir anlatım bozukluğu ama maalesef dilimeze girdi: avukatlık serbest yapılır!) uzmanlığınızı belirleyen siz değil; müvekkilleriniz olur genellikle.
Deniz hukunda ise "hedef kitle/müvekkil adayları" sınırlı sayıda insanlardan/kurumlardan oluşmaktadır. Bu anlamda bu alanda çalışan avukat ihtiyacı da nispeten azdır, bu hedef kitleye kendinizi göstermeniz de nispeten daha çok çaba ister. (Aileniz veya bir başka sebeple o çevreye yakınsanız böyle bir zorluktan bahsedilemez tabi.)
Bunun dışında teori açısından deniz hukukuna hakim olmak için harcamanız gereken zaman, emin olun icra hukukunu, ceza hukukunu vs öğrenmek için harcamanız gerekenden çok daha azdır.
Başarılar dilerim,