Mesajı Okuyun
Old 21-11-2008, 18:24   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan Tahkikatın bittiği açıklanmamışsa ıslah yapılabilir.


HUMK.nun 84. maddesine göre, tahkikata tabi davalarda taraflar, tahkikat bitinceye kadar ıslah yapabilirler. HUMK.nun 214 ve 375. maddeleri hükümlerinden anlaşıldığı üzere, tahkikatın bitmiş sayılması için hakimin tahkikatın bittiğini taraflara bildirmesi gerekir.

Tahkikat hakimi üye karar için dosyayı ticaret mahkemesi heyetine sevk etmiş ise de, tahkikatın bitip bitmediğini açıklayacak merci ticaret mahkemesi heyetidir. Heyetçe henüz tahkikatın bittiği açıklanmamışsa ıslah yapılabileğini düşünüyorum.



T.C.

YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/824

K. 2001/4581

T. 14.6.2001

DAVA : Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar vekilince duruşmalı, davalılardan Celal .. vekilince de duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vek davalı Celal ... vek ... Kamışın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı Celal .. tarafından takibe konulan senedin sahte olduğunu, müvekkilinin bu senetten dolayı borcu bulunmadığını, ileri sürerek müvekkilinin 15.6.1998 vadeli 600.000 Dolar bedelli senedin sahteliği nedeniyle borçlu bulunmadığının tesbitine, senedin iptaline, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Ali ... vekili cevabında, dava konusu bonodaki imzanın davacı şirket temsilcisine ait olduğunun bilirkişi incelemesi sonucu saptandığını, senet metninin gerçeği yansıttığını, teminat bonosu olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı Celal ... vekili cevabında, müvekkilinin iyiniyetli hamil olduğunu, bu nedenle davacı ile lehdar arasındaki hukuki ilişkinin müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre senette tahrifat bulunmadığının bilirkişi incelemesi sonucu sabit olduğu, davacının ıslah talebinin iyiniyetli kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine, alacağın %40ı tazminatın davacılardan alınarak davalı Celal ... verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Celal .. ve davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı , davalı Celal .. tarafından takip konusu yapılan senedin sahte olduğunu ileri sürerek, menfi tesbit davası açmış, 17.11.1999 tarihinde bononun teminat olarak düzenlendiğini ileri sürerek dava dilekçesini ıslah ettiğini bildirmiştir.
HUMK.nun 84. maddesine göre, tahkikata tabi davalarda taraflar, tahkikat bitinceye kadar ıslah yapabilirler. HUMK.nun 214 ve 375. maddeleri hükümlerinden anlaşıldığı üzere, tahkikatın bitmiş sayılması için hakimin tahkikatın bittiğini taraflara bildirmesi gerekir.
Somut olayda hakim tarafından böyle bir bildirim yapılmadığından davacının ıslah talebinin kabulü ve aynı yasanın 86.maddesi uyarınca gerekli giderlerin yatırtılması suretiyle ıslah edilen davaya devam edilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle ıslah talebinin reddiyle hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Diğer taraftan davacı sahtelik iddiası ile bu davayı açtığından HUMK.nun 317. maddesine göre senetle ilgili takip kendiliğinden durur. İİK.nun 72/4.maddesindeki koşullar oluşmadığından davacı aleyhine %40 tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı Celal .. temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacılar yararına takdir edilen, 97.500.000.TL duruşma vekalet ücretinin davalı Celal .. alınarak, davacılara ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.6.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.