Mesajı Okuyun
Old 24-04-2004, 02:29   #4
Gemici

 
Varsayılan

Atalarımızın hoşuma giden bir sözleri var " ekmeği ekmekçiye ver bir ekmekte üste ver" diye. Açıklamak gerekirse bu söz, işi ehline ver demeye getiriyor. İşi ehline vermek nasıl olur: Genç yaşlı dinlemiyeceksin, sakat sakat değil demiyeceksin, kadın erkek demiyeceksin, kör sağır demiyeceksin en önemlisi kadın erkek demiyeceksin ve bir koltuğa birisini oturttuğun zaman, sadece o kişinin o koltuğu doldurup doldurmadığına bakacaksın.

İşi ehline vermenin yanında birde kontenjan ayırıp belirli koltukları bu kontenjana göre sahiplendirme durumu var. Sağırlara dilsizlere, körlere, kadınlara erkeklere, okumuşlara alfabesizlere, işlilere işsizlere, köylülere şehirlilere, şişmanlara sıskalara, kısalara uzunlara kısacası aklınıza gelebilecek her kategoriye bir kontenjan ayırırsınız.

İşin rüşvet verme veya dayısı olup olmama durumunu burada tartışma dışı bırakıyorum.

Belirli bir kesime kontenjan ayırmanın iki sebebi olabilir, birincisi kendisine bir kontenjan verilmesini istiyen kesimin bunu bir hak olarak istemesi ve bu istemi gerçekleştirmesi, ikincisi iktidarda olan ve iktidarda oldukları için güçlü olanların bazı politik art düşüncelerle belirli bir kesime bir kontenjan ayırması.

İspanyada bakanlıkların yarısının kadınlara verilmesi ilk bakışta sevindirici bir olay. Olayın önemli yanı, bu bakan hanımların bakanlıklarını kendi yeteneklerine göremi aldıkları yoksa erkeklerin belirli bir politik kalkulsayonu sonucu olarakmı koltuğa geldikleri?

İsterseniz ülkemizden bir örnek verelim, Türkiye batı uygarlığı dediğimiz uygarlık kesiminde çok az görülen bir olayı, bir kadının başbakan olması olayını yaşamış olan bir ülke. Batının şimdiye kadarki devlet başkanlarını ve başbakanlarını göz önünde bulundurursak örnek bir ülke. Aynı şekilde Türkiye kadınlara taaa 1920 lerde seçme ve seçilme hakkını sağlıyan ülkelerden birisi. Sonuç: Bir kadının başbakan olabilmesi ve kadınlara belirli hakların tanınması Türk kadınını ezilmekten kurtarmıyor.

Ne mi demek istiyorum?

Ülkemizdeki kadınların ve daha nice bir kesimin insan olarak sahip olmaları gereken haklarını elde edebilmeleri için "bir sabah uyanıp" bu hakları kapı önünde görmeyi beklemeleri bir şey değiştirmez. Bu davranış bir hayalden öteye gitmez. Eğer birşeylerin değişmesini istiyorsak, değiştirmek istediğimiz şeyleri gerçekleştirmek için uğraşmamız ve kendi gücümüze(kadınların kendi güçlerine) güvenmemiz gerekir.
Bu "kendi gücüne güvenme" hikayesi bana bir şeyler hatırlatıryor ama neyi, daha çıkaramadım!!!!!

Saygılarımla