Mesajı Okuyun
Old 27-10-2006, 20:53   #15
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Selamlar,

Forum konusunu açan Sayın Kayar, daha baştan dini nikahı yoksaydım demesine rağmen bazı katılımcılar yine konuyu oraya çekmeye çalışmaktadır.

Sayın Kayar'ın amacının, toplumsal bir konu olan evlilik dışı ilişkilerde özellikle birlikte yaşayan 2 kişi arasındaki ilişkinin hukuki zemine oturtulması hususunu tartışmaya açmak olduğunu düşünüyorum.

Bazı katılımcılar bunu sosyete- fakir, köylü-şehirli birliktelikleri diye kategorize etme çabası içindedirler. Oysa sorudan böyle bir niyet de sezilmemektedir.

Soruda, taraflardan birisi evli ise; buna rağmen evlilik dışı bir ilişki sürdürüyorsa hukuken bunun korunması gerekmelidir şeklinde bir önerme de bulunmamaktadır.

Soruyu sadece, evlilik kurumunu şu veya bu nedenle düşünmeyen; ya da evlilik düşüncesinde olup birlikte yaşarken ayrılan ama bu arada bir takım taşınır taşınmaz mal alan çiftlerin hukuki durumu ne olmalıdır? Şeklinde anlamaktayım.

Bunlar istisnai durumlardır diyen katılımcılar, çevrelerini iyi gözlesinler lütfen...Böyle birlikteliklerin oldukça fazla olduğunu göreceklerdir. Mevcut duruma örf, adet diyerek sırt çevirmek biz hukukçuların işi olamaz...O zaman yasal düzenleme var mı ona bakmak; yoksa da yasal düzenleme yapılmasını tartışmak gerekmektedir. Konu öyle 3-5 kişinin özel durumudur diyerek geçiştirilemez. Öyle bile olsa, bu ülkede o kadar çok istisnai durumlar/olaylar için yasa çıkmıştır ki, bu hususta yasa çıkması da garipsenmemelidir. Araştırmadım ama Kelaynakların Korunması Hakkında Kanun bile çıkmış olabilir...Israr eden üye olursa böyle bir kaç kanun bulup, yazabilirim.

Böyle bir yasal düzenleme olursa toplumsal ahlak kurallarına aykırılık olur, bunu özendirmemek gerekir diyen katılımcılara da şunu söylemek isterim.Evlilik dışı yaşamak yasalara göre suç mudur? Suç değilse bu birlikteliğin getireceği hukuksal sorunlara çözüm aramak da yasa koyucunun görevi değil midir?

Bundan önceki mesajımdaki Yargıtay kararlarına bakın lütfen...Aslında mevzuat ve Yargıtay, evlilik dışı ilişkileri tanımaktadır. Evlilik dışı doğan çocuğun nesebi, velayeti, nüfus kaydının düzeltilmesi, miras hakkı vs.. gibi konular zaten düzenlenmiş ve içtihatlara konu edilmiş...Evlilik dışı ilişki yaşayan çiftler için de kararlar mevcuttur. 1 ve 2 inci sırada verdiğim kararlar da bunu kanıtlamaktadır.

Ben Sayın Kayar'ın bu konuyu, Hukuk Haberleri alanında yayınlanan bir haberden esinlenerek açtığını düşünmekteyim.Karar:3 olarak yayınladığım karar sözkonusu habere benzeyen karardır. (Basın sadece tiraj için, zaten mevcut olan kararları yayınlamaktan çekinmemektedir.) Haberdeki karar ve yayınladığım karar farklı bir şeyden bahsetmektedir. Evlilik dışı ilişkiyi sürdürmek için bir taraf diğer taraftan (Diyelim ki rüşvet, ödül) bir şey aldıysa meşru olmayan bir amaç için verildiği için geri alınması da söz konusu olamaz. Bir bakıma parayla bir fahişeyle birlikte olmak üzere anlaşmaktasınız(para da vermişsiniz)ancak birlikte olmamışsınız. O halde vermiş olduğunuz parayı geri alamazsınız. Meşhur Titan olayını hatırlarsınız...Para verenler ard arda dava açtı...Yargıtay olayın kumar olgusunu içerdiğini bu nedenle verilen paranın istirdatının mümkün olmadığını karar altına aldı. Sebep, gayrımeşru bir iş için verilen şeyler geri istenemez...

Şimdi...Ben soruyu şöyle değiştirmek istiyorum. Birlikte yaşayan ama evli olmayan çift menkul ve gayrımenkul almışlardır. Ancak daha sonra ayrılmışlardır. Sayın Kayar'ın deyimiyle ilişkinin tasfiyesi gündeme geldiğinde; birlikte edindikleri mallara ilişkin bir yasal düzenleme mevcut mudur? Değilse bir yasal düzenlemeye gereksinim var mıdır?

Saygılarımla