Mesajı Okuyun
Old 10-09-2003, 12:04   #14
ege

 
Varsayılan "insan"

Sayın Karaca
İçimden geçenleri şöyle çalakalem sıralayayım

İnsan'ı tariflemeye başladığımızda(kendimizden yola çıkmak bilimsel tariflerden öncelikli derim) pek de kolay olmadığımızı görüyoruz.

Akıl;
"öğrenebilen" bir yeti.öğrendikleriyle de gelişen.İnsanı ayırd eden en önemli yetilerden biri.
Bu sebeple insan öğretilebilir bir varlık.
Yaşamı yönlendiren sebep ve sonuçları akıl çok iyi bulup çıkarıp yönlendirebiliyor.

Akıl nettir.Öğrendiklerinin "sınırları"içinde ve öğrenebileceklerinin sınırları içinde.
Ama akıl acı çekmez,korku duymaz, sevme sevilme duyguları yaşamaz.
Aklımızın kabul ettiği,bildiği sonuçları "insan" kabul etmeyebilir..
Toplumsal birlikte yaşama kurallarını akıl koyar. insan bunları aşmaya çalışır.
İnsanın tarifinde
Akıl,beden-ruh-can- ve duygular vardır.
Akıl düzenlediği toplumsal ilşkilerde insan ilişkilerinde nettir. ama insan net değildir. bu sebeple
bana göre ruh ve duygular aklı yönlendirmeye başlar.
Çünkü yetmez insana öğrendikleri ve aklı insanın istedikleriyle de çalışmaya başlar.
Örneğin "ölüm" net bir sonuçtur.
bunu hepimiz biliriz.
Ama insan ölümü kabullenmeyi reddettiği için aklı da yönlendirmeye başlar.
Din-inanç- ruh-duygularla uğraşmaya başlar bu kez akıl.

Beden özgürlüğü fiziksel yaşanılan bir özgürlük tanımına belki uygundur ama, bir odanın içinde zorunluluğu olmadan da yaşayabilmeyi "insan" tercih eder.

Uzak doğu felsefelerinin "bedeni aşağıladığı" tezini doğru bulmuyorum,
Çünkü insanda "bedenden" önemli başka şeylerde var.Uzak doğu felsefesi insanın bedenine bile "sahip" olacağını anlatmaya çalışır hep. Acı duygusunu bedenin değil "insanın" hissettiğini kanıtlamaya çalışır.
ve bana göre
binlerce yıldır bilimin,teknolojinin insan ilişkilerinin, mistik kavramların,inancın sürekli değişmesi
insanın değişkenliğindendir.yetinmezliğindendir.
bu da yalnızca öğretilmişliklerle yetinen "akıl" dan dolayı değildir.Ve sadece Bedene özgürlük olarak çalışmak rahat yatak ve mide ve yaşamzevklerinden oluşurdu..

her zaman yaptığım bir espri vardır

Tanrı ademi cennete koyduğunda herşey vardı.Bilgi ağacından yemeği yasaklamıştı sadece..yetinmeyen adem(birazda havvanın dolduruşu ile...!) bilgi ağacında yasak meyvayı kopardı.
Bu akıl işi değildi)

diyorum şimdilik.
Sevgilerimle