Mesajı Okuyun
Old 18-09-2007, 23:34   #25
Günsu Akçagöz

 
Neşeli

Sayın Meslektaşım 'MAYDİN' ,

Bu sorunuza, 26/08/2007 günü yine Türk Hukuk Sitesinde yayınlanmış aşağıdaki yazımı karşılık olarak vermek isterim. Belki bir işinize yarar :



" Sevgili Meslektaşlarım,

'Ortak avukat aranıyor' ilanımızla ilgili olarak, tarafımıza mail atarak veya telefonla ulaşarak bizimle çalışmak istediğini belirten yüzlerce genç meslektaşımıza çok teşekkür ederim.

Genç meslektaşlarımız arasında, çok kıymetli insanların bulunduğunu görmek bana mutluluk verdi.

Ancak, genç avukatların çoğunun, yanlarında maaşlı çalıştıkları büro sahibi bazı avukatlar tarafından, güvenlerinin törpülenmek istendiği yolundaki yakınmaları ve ast-üst / memur-patron ilişkisinin avukatlığın özüne aykırı olduğu yolundaki düşünceleri bana her defasında kendi geçmişimi hatırlattı ve beni mahsunluğa sürükledi..

Ben de kendi büromu kurmadan önce, öyle 'patron'lar tanıdım ki:
Yazdığım İngilizce faksın altına, kendi adımı yazmamı istemeyenler mi dersiniz ? - 'Müşteriyi kaparmışım' !?!-
'Derhal yarın işe başlayın' dedikten sonra, Kova burcu olduğumu öğrenip, 'ben çiftliğimdeki horozların kapılmasını istemem' diyerek, çalışmaktan vazgeçenler mi dersiniz ?
Kendini kral veya kraliçe zannedip, vücud diliyle insanı ezenler mi dersiniz ?
Dosya saklayan, işin tam öğrenilmemesi için dosyanın her bir bölümünü bir başka avukata yaptıran, her bir çalışanı diğer çalışana ispiyonlatıp bürosunu yönetenler mi dersiniz ?
Soru sorduğunuzda, 'devamlı soru soruyorsun' diyenler mi dersiniz ?
Teşekkür ettiğiniz için, 'amma çok teşekkür ediyorsun' diyenler mi dersiniz ?
Kendisinin yazamayacağı kadar güzel bir dilekçe yazdığınızı görünce, hızını alamayıp -sinirinden- üstünü harita gibi kırmızı kalemlerle çizenler mi dersiniz ?
Kısa yazınca 'çok kısa yazmışsın', uzun yazınca 'bu kadar uzun dilekçe yazılmaz' diyenler mi dersiniz ?

,,,,
Hangi birini anlatayım ?

Ama, Sevgili genç Meslektaşlar, hiç üzülmeyin.
Ve kendinize güveninizi hiç ama HİÇ kaybetmeyin!

Lütfen 18 yıllık avukatlık hayatımda edindiğim ve beyin süzgecimden geçmiş aşağıdaki tecrübelerimi okuyun ki, Sizler daha az yanlış yapın:

1.İyi avukat, herşeyi bilmez, ama hangi bilgiyi nerede arayacağını bilir ve doğru yere doğru bilgiyi uyarlar. Aynı bir doktorun, doğru teşhisi yapıp, o hastalığa doğru ilacı vermesi gibi..
2. Mutlaka , o gün dek yayınlanmış ve lehinize olan en son Yargıtay Kararlarını arayın ve bulun.
3. Hayatta en önemli şey kendinizi bilmektir. Güveninizi yitirmeyin. Ama her edindiğiniz bilgiyi de kontrol edin. Yani bir matematik problemi çözer gibi, bilginizin acaba aksi var mı diye, her zaman sağlamasını yapın.
Ya da satranç oynar gibi, her hamlenizin sonrasında, karşı tarafın yapabileceği tüm hamleleri hesaplayıp stratejinizi ona göre belirleyin.
4. Kitaba paranızı kıyın. Hangi meselede çalışıyorsanız çalışın, o konuda yazılmış piyasadaki TÜM KİTAPLARI ALIN VE HİÇ BİR SATIRI ATLAMADAN, not alarak OKUYUN.
5. Araştırma yaparken, acele etmeyin.Dilekçenizi son güne asla bırakmayın ama, bir an evvel yazıp da kurtulayım diye de düşünmeyin.
6. Dilekçenizi yazdıktan sonra mutlaka 24 saat bekleyin. Tekrar okuyup, düzeltmeleri yaptıktan sonra gönderin.
7. Eğer meselenizi, o dosyaya bakan hakimden daha çok araştırırsanız, hakime iyi bir yol göstermiş olursunuz. O zaman hakim sizin yönlendirdiğiniz o yola gitme eğilimi gösterir. Çünkü 'doğru birdir'.
8. Hep en iyi olun; ama en iyi olunca da başkalarını ezmeyin. Bilginizi paylaşın. Bilgi, aynı sevgi gibidir.Paylaşılan bilgi, sizin bilginizi de arttırır. Verdikçe çoğalır; sakladıkça da azalır.
9. Bilginizi paylaşmaktan hiç korkmayın. Ancak, şunu da bilin ki, her verdiğiniz kişiden alamazsınız. Fakat, hiç beklemediğiniz bir anda, Yaradan'dan Size öyle bir yardım gelir ki, o zaman geçmişte verdiklerinizin karşılığının verildiğini anlarsınız.
10. Hep güleryüzlü ve hoşgörülü olun. Güleryüz, yüz ve vücut kaslarınızı otomatik gevşetir ve Sizi mutlu bir insan yapar. En sıkıntılı anınızda -zorla bile olsa- yüzünüze bir gülümseme oturtun. Göreceksiniz, işe yarayacak ! Üstelik güleryüz bulaşıcıdır. En sinirli insanın bile, güleryüzlü ve hoş bir insana yaklaşımı farklı olur.
11. Bir de şunu unutmayın Lütfen :
Müvekkilden danışmanlık ücreti isteyin. Bilin ki, insanoğlu, yatırım yaptığı kişiden ayrılamaz. Bu özel hayatımızda da öyle değil midir ? Hiç bir şey vermediğimiz insanlardan uzaklaşmamız daha kolaydır.
12. Ücret almadan hizmet verirseniz, müvekkil, 'Bedava bilgi bilgi değildir' gibi bir düşünceye kapılır ve genelde size itimad etmez. Bir de para vermeden giden müvekkil, genelde yeni bir iş için tekrar gelmez; çünkü İNSAN BORÇLU OLDUĞU KİŞİDEN KAÇAR, ONU SEVMEZ.
13. Müvekkiliniz ilk geldiği gün, onu en yakınınızdaki notere gönderip vekalet isteyin; vekalet vermek bile müvekkili size -ince iplerle de olsa- bağlar.
14. Bir de mutlaka ücret sözleşmesi yapın. ASLA SÖZLEŞME OLMADAN ÇALIŞMAYIN. YOKSA PARANIZI ALAMAZSINIZ.
Ama iyi sözleşme yapın. Tüm alternatifleri düşünün ve yazın. İyi bir Avukatlık Ücret Sözleşmeniz varsa, paranızı önünde sonunda alırsınız !
15. Ayrıca, aklınıza birşey takıldığında bana rahatlıkla yazın. Adresim: av.gunsu@gmail.com ve empatylaw@hotmail.com
16. Ve hep karşınızdakinin en az Sizin kadar akıllı olduğunu farz edin. O zaman kendinizi sürekli kontrol edersiniz. Bu da, bir zaman sonra huy haline gelir ve Sizi başarıya götürür.
17. Bir de, en az 2 günde bir mutlaka bisiklete binin veya sevdiğiniz bir sporu yapın. Spor insanın kendine güvenini arttırır, mutluluk hormonu salgılatır ve tabii ki insanı güzelleştirir. Gerçi her avukat güzeldir ama, fazla güzel olmanın kimseye zararı yoktur . Di mi ? "

Sevgiler

Av. Mukaddes Günsu Akçagöz