Mesajı Okuyun
Old 12-10-2019, 06:50   #2
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Katkı

Merhaba sayın meslektaşım,

1.Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son).
http://www.kazanci.com/kho2/ibb/files/dsp.php?fn=8hd-2018-13899.htm&kw=`Kat%C4%B1lma+alaca%C4%9F%C4%B1+davas %C4%B1`#fm

2.“Dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. Taşınmazlar ve araç nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağının davalıdan tahsiline dair davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar ile mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler mal rejiminin sona erdiği anda mevcutmuş gibi tasfiyeye dahil edilir.
Eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen tasfiyeye konu taşınmazın boşanma dava tarihinde mevcut olmadığı ve elden çıkartılmasında davalının zarar verme kastının davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de taşınmaz boşanma dava tarihinden yaklaşık bir yıl kadar önce elden çıkartılmış ancak taraflar arasındaki boşanma davalarına ilişkin boşanma süreci dikkate alındığında tasfiyeye konu taşınmazın davacının katılma alacağını azaltmak kastıyla devredildiğinin, bu nedenle eklenecek değer olarak tasfiyede dikkate alınması gerektiğinin kabulü gerekir.”
8.HD. E. 2016/18541, K. 2018/19005, T. 21.11.2018
http://www.kazanci.com/kho2/ibb/file...2016-18541.htm

3.”…karşılıksız kazandırma veya devrin yapıldığının tespit edilmesi halinde, işlemin ( tasarrufun ) iptaline karar verilemez ve üçüncü kişi davalı olarak gösterilse dahi bu aşamada davacı lehine hüküm altına alınan katılma alacağından sorumlu tutulmaz. Sadece, üçüncü kişi hakkında 229. maddedeki amaç ve doğrultuda lehine kazandırma veya devrin yapıldığının tespiti ile yetinilmelidir. Zira, ancak tasfiye sırasında borçlu eşin mal varlığı ya da terekesinin borcu ödemeye yetmediğinin anlaşılması durumunda, sonradan üçüncü kişi aleyhine TMK'nin 241. maddesine göre eksik kalan miktarla sınırlı olarak alacak davası açılabilecektir. Başka bir anlatımla, borçlu eşin mal varlığı veya terekesi tasfiye borcunu ödemeye yetiyorsa, hiçbir zaman lehine kazandırma yapılan üçüncü kişi davacıya ödenecek katılma alacağından sorumlu tutulmayacaktır. Mahkemece, mal rejiminin tasfiyesi hakkında nihai karar verilmesiyle başlayan tasfiye süreci, alacak miktarının tahsil edilmesiyle tamamlanır. Borçlu eşin mal varlığının ya da terekesinin tasfiye borcunu karşılamaya yetip yetmediği ancak bu sürecin ilerleyen aşamalarında belli olacağından, üçüncü kişinin daha tasfiyenin başlangıcında (mahkeme kararıyla) borçtan sorumlu tutulması doğru olmaz…
8.HD. E. 2016/6087, K. 2018/18275, T. 7.11.2018
http://www.kazanci.com/kho2/ibb/files/8hd-2016-6087.htm

Gerisi sizden...Saygılar