Mesajı Okuyun
Old 01-03-2008, 19:37   #6
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Asceplion'a tamamen katılıyorum.Ceza hukukunun ve yargılamasının tek amacı maddi gerçeğe ulaşmaktır.Bu itibarla gerek mahkemenin,gerekse tarafların ve avukatlarının amaçları ve çabaları maddi gerçeği aramaya ve bulmaya yönelik olmakta..Bunun dışındaki çabalar zaten fayda vermemektedir.Maddi gerçeği saptırmaya yönelik çabalar olsa bile, Mahkemeler,delilleri serbestçe takdir ederek oluşa ve yaşamın mutad akışına uygun yorumu yapmakta ve buna uygun kabullerde bulunmaktadır.

Soruya konu olayda,sanığın gerçekten evinden çıkan bir erkeği görmüş olması halinde,lehine haksız tahrik hükümleri uygulanacaktır. Eğer bu kuşku tamamen hayal mahsülü ise,bu kez,yapılması gereken,bu kıskançlık duygusunun ruhsal hastalık boyutunda olup olmadığı ve eylemi bu marazi duygunun etkisi ile işleyip işlemediği,giderek cezai ehliyetini genel olarak veya olay anı itibariyle kaldırıp kaldırmayacağına dair bir tartışmanın ve araştırmanın,ruh sağlığı ile ilgili tam teşekküllü bir resmi kurumdan konu ile ilgili tıbbi raporun alınması suretiyle araştırılmasını talep etmektir.Bu yönde bir araştırma yapılmasının talep edilmesi halinde mahkeme büyük ihtimalle bu yöndeki talebi kabul edecek ve konuyu araştıracaktır.

Olayın yaralama vasfına dönüşmesine etken olabilecek hukuki ölçü,sanığın eylemine devam etme imkanı varken devam etmemesi ve bir mani olmadığı halde eylemi kendi isteği ile yarıda kesmiş olmasıdır.

Ayrıca olaydan sonra karısını hastaneye götürmek,çevreden yardım istemek,ambulans çağırmak vb yollarla etkin pişmanlıkta bulunmuş ise,etkin pişmanlık hükümlerine göre adam öldürmeye teşebbüs suçundan yargılanmayacak,ancak eylemin tamam olan kısmı itibariyle yaralamadan hüküm giyecektir.

Eğer etkin pişmanlık gösteren hareketleri yoksa bu kez olayın adam öldürmeye teşebbüs vasfında görülmesi büyük ihtimal dahilinde olacaktır. Şöyle ki : Hedef seçilen bölgenin baş gibi hayati bölge oluşu,darbelerin sayısı,yaranın hayati tehlike doğurmuş olması,ağırlığı,tedavi süresi vb etkenler ve ölçüler karşısında olayda ve sanıkta öldürmeye teşebbüs kastını kabul etmek büyük olasılıktadır.

Benzer olayların tamamında Yargıtay,son uygulama ve içtihatlarında öldürmeye teşebbüs vasfı görmüş ve eski uygulamada yaralama vasfını kabule yeter gördüğü ölçüleri yeni TCK uygulamasında öldürmeye teşebbüs nitelemesine ölçü kabul ederek yorumunu katılaştırmıştır. Ancak etkin pişmanlık varsa,öldürmeye teşebbüs yerine yaralamadan hüküm kurulması gerektiğine de aynı istikrar ile bakış ve uygulama geliştirmiştir.