Mesajı Okuyun
Old 20-10-2011, 12:32   #3
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Engin EKİCİ
Vergi memurunun izleyeceği yol, vekile tebliğ yapılamadığını, vekilin tebliğden kaçındığını belirtmekten öteye gitmemeli idi (vekil kanuna aykırı hareket etmiş ise sonuçlarına katlanır) ancak teamül haline gelmiş ve fakat kanuna aykırı bir uygulamanın sınırlarını daha da zorlayarak durumu emniyete intikal ettirmiş. Yargıtay, vergi dairesi müdürlüklerinin uygulamalarına atıfta bulunarak içtihat oluşturacak yakında..

Son Dakika haberi…

Kapımızı açtığımızda yerde tomarla ödeme emrinin bırakılmış olduğunu gördük. Üzerinde de bir TUTANAK aynen Şöyle yazıyor:

Alıntı:
"Bakırköy Vergi Dairesi Müdürlüğünün ______ Vergi sicil Nolu mükelleflerinden A____ A____ adına tarh edilen vergi ve ceza ihbarnameleri mükelelfin iş ve ikamet adreslerinde bulunamadığı için tebliğ yapılamadığı, ilgili ceza ihbarnamelerinin _____________ adresinde faaliyette bulunan avukat _________ 'ya 19.07.2011 tarih ve _____sayılı Fethiye 4.noterliğinden alınan genel vekaletnameye dayanarak işyerinde Av. ____ ___'ya tebliğ edilmek istendiği ancak şahsın imzadan imtina ettiği, bu nedenle evraklar belirtilen iş yeri adresinin kapısına ÇAKILMAK suretiyle tebliğ edilmiştir.

Durumu belirleyen işbu tutanak 3 (üç) nüsha olarak 20.10.2011 tarihinde düzenlendi.

___ ___ _____ _____
Polis Memuru Vergi Yoklama Memuru

Buyrun…

Hangi vergi ve ceza ihbarnamesinin bırakıldığı bile yazılı değil. Bu nasıl hukuk anlayışı?

Bundan böyle, alacağımız dava vekaletnamelerinde "işbu vekalet sadece adliyelerden yapılacak tebligatlar bakımından teblğ/tebellüğ yetkisi verir…" yazmak zorunda kalacağız her halde.